Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Oktruva Vergisi (Duhuliye Resmi) Nedir?

Şehirlere başka bölgelerden getirilen malların girişi ile birlikte alınan bir tür gümrük, ticaret vergisine Oktruva Vergisi denir . Avrupa'daki şehirlerde mahalli idarelere benzetebileceğimiz komünlerin ortaya çıkmasıyla birlikte alınmaya başlandı. Osmanlı Devleti döneminde bu vergiye "Duhuliye Resmi" denirdi. İlk kez Osman Bey döneminde alınan bu vergi Kanuni döneminde yaygın hale getirildi. II. Mahmut'un Yeniçeri Ocağı'nın yerine kurduğu “Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye” adlı ordunun harcamaları karşılığında alınan “ihtisap resmi”ne dönüştürüldü. Kurtuluş Savaşı Tarihine baktığımızda ise 1919 Nazilli Kongresi'nde oktruva vergisinin toplanması kararının alındığı görülmekteydi. Ayrıca aynı dönemde Isparta yöresinde bu verginin kaldırılması için uğraşılmış fakat kaldırılamamıştır.   Hazırlayan: Ali ÇİMEN

Kurtuluş Savaşı'nda Yerel Kongrelerin İsimleri Nelerdir?

* Kars İslam Şurası (1918- 1919) * Ardahan Kongresi (Ocak 1918) * İzmir Kongresi (Mart 1919) * Trabzon Kongreleri (23 Şubat 1919, 28 Mayıs 1919) * Balıkesir Kongreleri (26 Haziran- 31 Temmuz 1919- 1920) * Nazilli Kongreleri (6 Ağustos 1919) * Alaşehir Kongresi (16- 25 Ağustos 1919) * Edirne Kongresi (1919- 1920)   * Lüleburgaz Kongresi (1920) * Afyonkarahisar Kongresi (2 Ağustos 1920) * Pozantı Kongresi (5 Ağustos 1920)  Ayrıca bakınız, konu hakkında özet bilgi için ↴ http://www.sessiztarih.net/2014/06/kurtulus-savasinda-yerel-kongreler-ozet.html

Kurtuluş Savaşı'nda Yerel Kongreler Özet

* Kars İslam Şurası (1918- 1919): Kurtuluş Savaşı'nın ilk kongresidir. bu yerel kongrede amaç; Kars ve havalisinin Ermeni yurdu olmasını engellemektir. Piroğlu Fahrettin Bey ve daha sonra Cihangiroğlu İbrahim Bey'in başkanlığını yaptığı bu oluşum, Kafkas Hükümeti'ni kurmuştur. * Ardahan Kongresi (1918): 3- 5 Ocak 1919 ve 7- 9 Ocak 1919 tarihleri arasında toplanan kongrede amaç; İngilizlerin kışkırttığı Ermenilere karşı bölgeyi korumaktır. * İzmir Müdafa-i Hukuk Osmaniye Cemiyeti Kongresi (13 Mart 1919, 17- 19 Mart 1919): İzmir'in Yunan işgaline uğrayacağı duyulunca İzmir Müdafa-i Hukuk Cemiyeti tarafından düzenlenen İzmir Kongresi'nde; bölge nüfusunun büyük çoğunluğunun Türk olduğu belirtilerek bölgenin Yunanlılara verilmemesi gerektiği belirtilmiştir. Oluşturulan temsilciler kurulu ile birlikte olası bir işgale karşı ordu ile birlikte savunma kararı alınmıştır.   * Balıkesir Kongresi ( 26 Haziran- 31 Temmuz 1919) (1919-1920): Hacim Muh

Kıta Sahanlığı Sorunu Nedir?

   Türkiye'nin 1973'te Ege Denizi'nde kendi kıt'a sahanlığı bölgelerinde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na (TPAO), petrol arama ruhsatı vererek 27 bölgede petrol araması yapmak istemesi ile ortaya çıkan soruna Kıta Sahanlığı Sorunu denir.    Aslında Yunanistan'ın 1960'lardan itibaren bazı şirketlere Ege'de petrol arama ruhsatı vermesi ve arama bölgelerini Türk karasularına doğru yaklaştırması Türkiye'nin TPAO'ya böyle bir yetki vermesine neden olmuştu. Bir tür misilleme yapılmıştı.  1976'da Türkiye'ye ait Sismik I adlı araştırma gemisi Ege'de araştırma yapmaya başlayınca Yunanistan BM Güvenlik Konseyi ile Lahey Adalet Divanı'na başvurdu. Adalet Divanı ise Yunanistan'ın petrol arama işinin durdurulması yönündeki isteğini reddetti. Bunun üzerine Türkiye ile Yunanistan İsviçre'nin Bern şehrinde buluşarak Bern Deklarasyonu'na imza attı. Buna göre; iki ülke de Ege'de kıta sahanlığı ile ilgili hiçbir faali

Kıta Sahanlığı Nedir?

   Bir ülkenin kara parçasının deniz altındaki uzantısına Kıta Sahanlığı denir. Bu durum, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi ile düzenlenmiştir. Kıyıya sahip her devletin kıta sahanlığı vardır. Kıta sahanlığına sahip ülkelerin bölgedeki doğal kaynakları arama ve işletme yetkileri vardır.     BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin 76. maddesine göre; her ülke en az 200 deniz mili mesafeye kadar kıta sahanlığına sahip olabilir. Eğer kıta sahanlığı 200 mesafesini aşıyorsa kıyı devleti doğal uzantı nedeniyle bu sahanlığın sona erdiği yere kadar kıta sahanlığını uzatabilir. Fakat 350 mili ya da 2500 metre derinlikten itibaren 100 mili aşamaz. Sözleşmenin 121. maddesine göre; adaların da kıta sahanlıkları olduğu belirtilmektedir. Fakat içinde yerleşim ve ekonomik yaşam olmayan kayalıkların kıta sahanlıkları yoktur. Bitişik ya da karşılıklı kıyı sahibi olan ülkelerin ise kıta sahanlıklarını birbirleri ile anlaşarak sınırlandırmaları esastır. Türkiye ile Yunanistan arasındaki siyasi sorunlarda

Toprak Mahsülleri Vergisi Nedir?

II. Dünya Savaşı yıllarında Türkiye'deki tarım ürünlerinin fiyatlarındaki artışlardan yüksek gelir elde edenlerin vergilendirildiği kanuna Toprak Mahsülleri Vergisi denir. Milli Korunma Kanunu çerçevesinde çıkarılmış bu kanun Türkiye'nin II. Dünya Savaşı'na karşı almış olduğu ekonomik tedbirlerden bir tanesidir. Haziran 1943'te çıkarılan kanun çerçevesinde toprak ürünlerinden % 8- 12 oranında vergi alınması öngörüldü. Bu vergi büyük toprak sahiplerinin işine gelmedi. Çünkü Toprak Mahsülleri Vergisi demek, onlar adına eski Aşar Vergisi demekti. Geniş toprak sahiplerinden beklenen gelir elde edilemedi. Yük, yine Türkiye köylüsüne kaldı. Hedeflenen vergi miktarının ancak yarısı tahsil edilebildi. Toprak Mahsülleri Vergisi 1946'da kaldırıldı. NOT: Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ve Toprak Mahsülleri Vergisi'nden olumsuz etkikenen büyük toprak sahipleri, CHP'den ayrılarak Demokrat Parti'yi kurmuştur. Ayrıca bakınız: II. Dünya Savaşı'na Türkiy

Meiji Restorasyonu Nedir?

Japonya'da, XIX. yüzyılın ikinci yarısında İmparator Mutsihito liderliğinde başlatılan batılılaşmaya, modernleşmeye Meiji Restorasyonu (1868-1912) denir. Japonya'daki büyük reform hareketlerine bu ad verilmiştir. (Japonca: 明治維新, Meiji işin) 1867'de Japonya tahtına oturan İmparator Mutsihito, 1868'de Meiji Restorasyonu'nu kabul etti. ''Aydın Hükümet'' ile Japonlar modernleşmeye başlıyordu. Meiji Restorasyonu sonucunda yapılan reformist hareketler kısaca şöyle özetlenebilir: * Feodal düzenin yıkılarak batı tarzında modern bir devlet kurulması * İngiliz Kraliyet Donanması'nın örnek alınması ile Japon Donanması'nın kurulması * Ordunun çağdaşlaştırılması * Çağdaş bankacılık sisteminin oluşturulması * Demiryolları yapılması, telgraf ağlarının oluşturulması * Avrupa'dan uzman ve teknisyenlerin getirilmesi * Avrupa'ya öğrenciler gönderilmesi * Şogun adlı yerel yöneticilerin kaldırılarak merkezi otori

TBMM'yi Taniyan İlk İtilaf Devleti Kimdir?

Fransa , Sakarya Savaşı sonrası yapılan 20 Ekim 1921 Ankara Anlaşması ile TBMM'yi, Misak-ı Milli'yi tanıyan ilk İtilaf devleti olmuştur. Fransa baş temsilcisi, Fransa eski bakanlarından Henry Franklin-Bouillon ile TBMM Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Bey (Tengirşek) arasında yapılan görüşmeler sonucunda Fransa Misak-ı Milli'yi resmen tanıdı. Ayrıca bakınız: Henry Franklin-Bouillon; http://www.sessiztarih.net/2013/11/franklin-bouillon.html

Bağdat Paktı (CENTO) Nedir?

24 Şubat 1955'de Türkiye ile Irak tarafından temelleri atılan daha sonra İngiltere, İran ve Pakistan'ın da katıldığı, Orta Doğu'da güvenliği sağlamak ve savunma oluşturmak amaçlarıyla kurulan birliğe Bağdat Paktı denir . ABD ise Arap ülkelerinin tepkisini çekmemek için birliğe üye olmadı. Fakat Bağdat Paktı'na askeri, ekonomik yönlerden katkı sağladı. Soğuk Savaş Dönemi'nde SSCB'nin Orta Doğu'da yayılmacılığı önlemek paktın temel amacıydı.  Arap- İsrail gerginliği ile İngiliz- Mısır anlaşmazlığı sonucu gerilen Orta Doğu'da yeni bir güç oluşturma faaliyeti, Arap Birliği kurmak isteyen Araplar ve SSCB tarafından tepkiyle karşılandı. CENTO 24 Mart 1959'da Irak, paktan çekilme kararı aldı. Çünkü 14 Temmuz 1959'da Irak'ta krallık rejimi darbe ile yıkılmıştı. Yeni yönetim farklı arayışlara girdiğinden paktan tamamen ayrıldı. Bunun üzerine paktın merkezi Ankara oldu. 18 Ağustos 1959'da ise Bağdat Paktı adını Merkezi Anlaşma Örgütü

Balkan Paktı (İttifakı) Nedir?

   28 Şubat 1953'te Türkiye'nin Balkanlar bölgesinde daha aktif bir politika izlemesi amacıyla Yugoslavya ve Yunanistan ile dostluk ve iş birliği anlaşması imzalaması ile kurulan pakta Balkan Paktı ya da İttifakı denir. Bu pakt, NATO'nun güney cephesini İtalya ile birleştirmiştir.    Türkiye'nin NATO üyesi olması, doğu bloğu ülkelerinden Bulgaristan'da ve SSCB'de hoşnutsuzluk yaratmıştı. Sovyetlerin her türlü yayılmacı hamlesine karşı ise Yunanistan ve Yugoslavya ile ittifak oluşturuldu. Ancak sosyalist Yugoslavya'nın daha sonra SSCB'ye yakınlaşması, Kıbrıs Sorunu yüzünden de Yunanistan ile Türkiye'nin arasının açılması paktın önemini kaybetmesindeki etkenlerdir. NOT : Atatürk Dönemi'ndeki Balkan Antantı ile bu ittifak karıştırılmamalıdır. Balkan Antantı için BAKINIZ:  http://www.sessiztarih.net/2014/03/balkan-antanti-nedir.html  Hazırlayan: Ali ÇİMEN Balkanlar

Parlamento Nedir?

Halkın seçtiği temsilcilerin ülke yönetimi ile ilgili her türlü işi görüşmek amacıyla toplandıkları yere parlamento denir. İtalyanca ''konuşulan yer'' anlamına gelen parlamento; seçilmişlerin ya da soyluların oluşturduğu meclislerdir. Bazı ülkelerde çift parlamentoya da rastlanır. Örneğin İngiltere'de soyluların oluşturduğu Lordlar Kamarası, milletvekillerinin oluşturduğu Avam Kamarası olmak üzere iki meclisli bir yapı hakimdir. Osmanlı Devletinde I. Meşrutiyet Dönemi'nde; halkın seçtiği vekillerin bulunduğu Meclis-i Mebusan, padişahın atadığı MEclis-i Ayan olmak üzere çift meclisli parlamento görülür. Türkiye Cumhuriyeti'nde ise 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi sonrası oluşturulan Milli Birlik Komitesi ve Cumhuriyet Senatosu çift meclisli bir diğer parlamento örneğidir.

Nüfuz Neye Denir?

   Nüfuz sözcüğü; TDK'na göre etki altına alma, söz geçirme, güçlü olma anlamlarında kullanılır. Tarih kitaplarında sıkça karşılaşılan nüfuz kavramı, geçmişte bir bölgede yaşayan maddi olarak kuvvetli, geniş toprakları hatta askeri gücü bile olan kişileri tasvir etmek için kullanılırdı. Örneğin ayanlar nüfuzlu kişilerdir.

Misak-ı Milli'den Verilen İlk Taviz Neresidir?

Misak-ı Milli'den verilen ilk taviz Batum'dur . Sovyet Rusya ile TBMM arasında 16 Mart 1921'de imzalanan Moskova Anlaşması'nda Sovyetler, TBMM'nin Misak-ı Milli sınırlarını tanımıştı. Ancak Sovyetler Birliği TBMM'nin daha önce Ermenistan ve Gürcistan ile imzaladığı anlaşmalarda belirlenen sınırı, Batum'un Gürcistan'a bırakılması şartıyla tanıdı. Gürcistan, Bolşevik rejiminin önemli uydu devletlerinden biri haline gelmişti. Lazistan'ın liman kenti Moskova Anlaşması ile Gürcülere bırakılmasına rağmen 20 Mart 1921'de Sovyetlerin ünlü Kızıl Ordu birlikleri, bölgedeki TBMM birliklerine saldırmış, hatta bir kısmını esir almıştı. Çünkü Moskova Anlaşması'nın haberi Batum'a ulaşmamıştı.  BATUM

Teşkilat-ı Esasiye'nin Özellikleri Nelerdir?

* Türkiye'nin ilk anayasasıdır. * Egemenliğin millete ait olduğu açıkça belirtilmiştir. * En kısa süre yürürlülükte kalan anayasadır. * Yeni bir devletin kurulduğu belgelenmiştir. * Laik bir anayasa değildir. * Olağanüstü şartlarda, savaş yıllarında hazırlanmıştır. * Olağanüstü şartlarda hazırlandığından insan haklarına yer verilmemiştir. * Meclis hükümeti sistemi esastır. * Güçler birliği benimsenmiştir. * I. TBMM tarafından hazırlanmıştır. * 23 maddeden oluşmuştur. * Kanun-i Esasi'den maddeler içerir. Bakınız: Teşkilat-ı Esasiye'de Yapılan Değişiklikler: http://www.sessiztarih.net/2014/06/teskilat-i-esasiyede-yapilan.html

Teşkilat-ı Esasiye'de Yapılan Değişiklikler Nelerdir?

* Teşkilat-i Esasiye'de yapılan en önemli değişiklik 29 Ekim 1923'te yapılan rejimin adı Cumhuriyettir değişiklidir. * Kabine sistemi geçerlidir. * Devletin dini İslam'dır. * Devletin resmi dili Türkçe'dir. * Cumhurbaşkanı meclis içerisinden 4 yıllığına seçilir. Aynı kişi cumhurbaşkanı olabilir. BKZ. →Teşkilat-ı Esasiye'nin Temel Özellikleri ↴   http://www.sessiztarih.net/2014/06/teskilat-i-esasiyenin-ozellikleri.html Derleyen: Ali ÇİMEN

Türkiye'nin İlk Kadın Muhtarı Kimdir?

Gül Esin, Türkiye'nin seçilmiş ilk kadın muhtarıdır. 1901-1990 yılları arasında yaşayan Gül Esin, Aydın'ın Çine ilçesinin Karpuzlu Bucağı'nda görev yapmıştır. 32 yaşında yaklaşık 500 oyla muhtarlık görevine getirilen ilk kadın muhtar Gül Esin, Atatürk tarafından da ödüllendirilmiştir. Kız çocuklarının ezilmesini önleyen, küçük yaşlarda kaçırılmasının karşısında duran, kahvelerde kumar oynamayı yasaklayan cumhuriyetin cesur, mert, korkusuz bir kadınıydı. Gül Esin- İlk Kadın Muhtar

Türkiye'de En Kısa Süre Yürürlükte Kalan Anayasa Hangisidir?

20 Ocak 1921'de I. Meclis tarafından kabul edilen 1921 Anayasası ya da diğer adıyla 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu , Türkiye'de en kısa süre yürürlülükte kalan anayasadır. I. TBMM'nin Batı Cephesi'nde Yunanlılar'a karşı kazandığı ilk zafer olan I. İnönü Muharebesi sonucunda ilan edilen Teşkilat-ı Esasiye, 20 Nisan 1924 tarihinde II. Meclis tarafından çıkarılan 1924 anayasası ile kaldırılmıştır.  Bakınız: Türkiye'de En Kısa Süre Yürürlükte Kalan Anayasa: http://www.sessiztarih.net/2014/06/turkiyede-en-uzun-sure-yururlukte-kalan.html

Türkiye'de En Uzun Süre Yürürlükte Kalan Anayasa Hangisidir?

1924 Anayasası Türkiye'de en uzun süre yürürlülükte kalan anayasadır. 20 Nisan 1924'te TBMM tarafından kabul edilen 1924 anayasası yürürlüğe girerek 1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiye'yi tarih sayfalarına bırakmıştı. 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi ile yeni bir anayasa hazırlanmaya başlanmış ve 1961'de kabul edilen bu yeni anayasa ile yaklaşık 37 yıl yürürlülükte kalan 1924 anayasası  tarih olmuştu. Bakınız: Türkiye'de En Kısa Süre Yürürlükte Kalan Anayasa: http://www.sessiztarih.net/2014/06/turkiyede-en-kisa-sure-yururlukte-kalan.html

1924 Anayasası'nda Yapılan Önemli Değişiklikler Nelerdir?

* 1928'de ''Devletin dini İslam'dır'' maddesi anayasadan çıkarıldı. * 1928'de ''Şer'i hükümlerin yerine getirilmesi TBMM'ye aittir'' maddesi anayasadan çıkarıldı. * 1928'de milletvekilleri ve cumhurbaşkanının yemin tarzından dini hükümler çıkarıldı. Milletvekillerinin yeminlerindeki vallahi kelimesi “namusum üzerine söz veririm” ifadesiyle değiştirildi. *  5 Aralık 1934'te kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı verildi. * Seçmen yaşı 18'den 22'ye çıkarıldı. * 1936'da Türk Bayrağı Yasası kabul edildi. * 5 Şubat 1937'de  Atatürk'ün İlkeleri; Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve İnkılâpçılık anayasaya eklendi. * 10 Ocak 1945'te anayasanın dili sadeleştirildi. 24 Aralık 1952'de ise eski haline dönüldü. Bakınız: 1924 Anayasası Önemli Maddeleri: http://www.sessiztarih.net/2014/06/1924-anayasasinin-onemli-maddeleri.html

1924 Anayasası'nın Önemli Maddeleri Nelerdir?

* Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. * Devletin yönetim biçimi Cumhuriyet'tir. * Bütün Türkiye vatandaşları kanun önünde eşittir. * Devletin dini İslamdır, dili Türkçe, başkenti Ankara'dır. * TBMM üyeleri 4 yılda bir seçilir. * Seçmen yaşı 18, seçilme yaşı 30'dur. * Cumhurbaşkanı TBMM içinden 4 yıllığına seçilir. * Aynı kişi tekrar cumhurbaşkanı seçilebilir. * Yasama meclise, yürütme hükümete, yargı ise bağımsız mahkemelere aittir. * Seçme ve seçilme hakkı sadece erkeklere aittir. * İlköğretim herkes için zorunludur. Bakınız: 1924 Anayasasındaki Değişiklikler: http://www.sessiztarih.net/2014/06/1924-anayasasinda-yapilan-onemli.html

Tek Dereceli Seçim Sistemi Nedir?

Seçmenlerin temsilcileri doğrudan doğruya seçtiği seçim sistemine Tek Dereceli Seçim Sistemi denir. Türkiye tarihinde ilk defa tek dereceli seçim sistemine 1946 milletvekili seçimlerinde geçildi. 5 Haziran 1946 tarihinde Milletvekili Seçim Kanunu değiştirilerek ; temsilcileri seçen seçici kurulu oylamak yerine doğrudan temsilcilerin seçilmesine karar verildi. Çift dereceli seçim sistemi terk edildi. Bakınız: Çift Dereceli Seçim Sistemi : http://www.sessiztarih.net/2014/06/iki-dereceli-secim-sistemi-nedir.html 1946 Türkiye Genel Seçimleri açık oy- gizli tasnif sistemine dayandığından tartışmalı bir seçim olmuştu.

İki Dereceli Seçim Sistemi Nedir?

Seçmenlerin doğrudan temsilcileri seçmemesi, önce bir seçici gurubu, yani ikinci seçmen grubunu seçmesi; ikinci seçmen grubunun ise temsilcileri belirlemesine dayanan seçim sistemine Çift (İki) Dereceli Seçim Sistemi denir. Osmanlı Devleti'nde Meşrutiyet dönemlerinde ve Türkiye 'de ise 1946 seçimlerine kadar çift dereceli seçim sistemi uygulandı. 1946'da milletvekili seçim kanunu çerçevesinde tek dereceli seçim sistemine geçildi. Bakınız: Tek Dereceli Seçim Sistemi: http://www.sessiztarih.net/2014/06/tek-dereceli-secim-sistemi-nedir.html

Çoğunlukçu Demokrasi (Çoğunlukçuluk) Nedir?

Bir ülkeye egemen olan çoğunluğun kararlarının uygulandığı, bu kararların kesin ve mutlak olduğu, muhalefetin azınlıkta kalıp sesini yükseltemediği demokrasi anlayışına Çoğunlukçu Demokrasi ( Çoğunlukçuluk, Mutlak Demokrasi ) denir. Çoğulcu Demokrasi anlayışının tam tersidir.  Bakınız: Çoğulcu Demokrasi: http://www.sessiztarih.net/2014/06/cogulcu-demokrasi-cogulculuk-nedir.html Çoğunluğun aldığı kararlar sınırsızdır, mutlaktır (démoc-ratie absolue) . Devlet halk çoğunluğunun idaresine göre yönetilmelidir. çoğunluğun kararı bütün her şeyin üzerindedir. Çift parlamento, yargısal denetim, kuvvetler ayrılığı, azınlık hakları gibi çoğulcu özellikler çoğunluğu sınırlandırmamalıdır.

Çoğulcu Demokrasi (Çoğulculuk) Nedir?

Demokratik bir ülkede, iktidarın dışında kalan çeşitli düşünce ve akımların varlığını, azınlıkta kalan bu grubun siyasal, sosyo-kültürel haklarını kabul eden, iktidara oy atmamış bu azınlığın da bir gün iktidar, çoğunluk olabileceğini belirten demokrasi anlayışına Çoğulcu Demokrasi (Çoğulculuk, Nispi Demokrasi) denir. Çoğunlukçu demokrasi anlayışının tam tersidir. Bakınız: Çoğunlukçu Demokrasi: http://www.sessiztarih.net/2014/06/cogunlukcu-demokrasi-cogunlukculuk-nedir.html Çoğulculuk, iktidara egemen olmayan azınlığın varlığının kabul edilmesidir. Düşüncelerin özgür bir biçimde dile getirilmesi, muhalefetin korunması çoğulcu demokrasi için gerekli kılınır. Çok partili hayatın olması, kuvvetler ayrılığı ilkesi, iki meclisli parlamento modeli, hükümetin geniş yetkiler ile donatılmaması gibi özellikler, Çoğulculuk anlayışının temel özellikleridir.

Fiskalizm (Gelircilik) Nedir?

Ekonomide devletin gelirlerini artırmayı ve giderlerini daraltmayı amaç edinen bir mantık ile hazinenin gücünü sürekli artırmaya çalışan ve güçlü kalmasını isteyen vergi kaçağını sıkı bir denetimle önlemeye çalışan sisteme Fiskalizm ( Gelircilik ) denir. Başka bir tabirle her durumda devletin gelirlerinin ekonomi dışı amaçlarla yükseltilmeye çalışılmasıdır. Klasik dönem Osmanlı ekonomisinin temel ilkeleri İaşecilik, Gelenekçilik ile birlikte Fiskalizm, hazineye ait gelirlerinin ulaştığı düzeyin altına inmemesine dayanırdı.

Narh Sistemi Nedir? (Özet)

   Zorunlu ihtiyaç maddelerinin azami satış fiyatlarının devlet tarafından belirlendiği ya da eksik rekabet ortamının oluşması yüzünden devletin fiyatlara zorunlu müdahalede bulunduğu, Osmanlı ekonomik sistemi içerisindeki yapıya Narh Sistemi denir. Farsça kökenli Narh sisteminde temel amaç, tekelleşmenin önlenmesiydi.     Savaş, kuraklık gibi çeşitli nedenlerin etkisiyle üretim azalırdı. Az sayıda üretilen maddelerin fiyatları yükselir. Bu durum da alım gücünü zorlardı. Ramazan ayı öncesinde de fiyatların kontrol edilmesi gerekirdi. Kadıların başkanlığında oluşturulan Narh Komisyonu yükselen fiyatları ayarlamaya çalışırdı. Öyle ki toptancı ve perakendeci için bu ayarlama ayrı ayrı yapılır; toptancıların perakende satış yapması yasaklanırdı. Tespit edilen ürün fiyatı narh defterine işlenirdi. → Ayrıntılı Bilgi İÇİN BKZ.→Narh Sistemi Nedir? ↴ http://www.sessiztarih.net/2020/06/narh-nedir-ayrintili.html Derleyen: Ali ÇİMEN

Sancağa Gönderilen Son Şehzade Kimdir?

Osmanlı Devleti'nde sancağa çıkan son şehzade padişah III. Mehmet 'tir (1595-1603). 13. Osmanlı padişahı, ''Mehmed-i Salis, Eğri Fatihi'' gibi unvanlar ile anılan Venedikli Safiye Sultan'ın oğlu III. Mehmet; 17 yaşındayken, lalası Mehmet Paşa, hocası Nasuh Nevali Efendi, sipahi ağası, müderris, divan çavuşu, divan katibi gibi kişilerden oluşan bir eğitim-öğretim ve hizmet kadrosu ile Saruhan Sancak Beyi olarak Manisa'da sancağa çıkan son şehzade olmuştu. 12 yıl Manisa sancağında kalan III. Mehmet, burada siyaset, protokol, silah kullanma, binicilik, din, edebiyat, müzik konularında eğitim gördü. 3 yıl Manisa, 9 yıl İstanbul ve sonra yine 12 yıl Manisa olmak üzere toplam 24 yıl eğitim almıştı. Osmanlı padişahları arasında bu denli eğitim alan görülmemişti. Babası III. Murat'ın ölümü üzerine karda kışta Mudanya'ya kadar gelip rastladığı ilk tekne ile İstanbul'a giderek tahta çıktı. Böylece sancaktan tahta çıkan son Osmanlı padişahı old

18.Yüzyılda Yapılan İcatlar ve Keşifler Nelerdir?

*(1701) Tohum Makinesi üretildi. *(1705) Buhar Makinesi yapıldı. *(1714) Civalı termometre icat edildi. *(1721) Çiçek aşısı üretildi. *(1728) Işık sapması keşfedildi. *(1732) Pozitif ve negatif akım keşfedildi. *(1740) Çelik eritildi. *(1740) Sülfürik asit üretildi. *(1759) Deniz kronometresi bulundu. *(1750) Samanyolu galaksisi bulundu. *(1764) Buhar makinesi geliştirildi. *(1766) Hidrojen keşfedildi. *(1779) Çıkrık makinesi bulundu. *(1783) Buharlı gemi yapıldı. *(1788) Harman makinesi icat edildi. *(1800) Pil icat edildi. Buhar Makinası