Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sömürgecilik (Emperyalizm) Nedir? (özet)

Ham madde ve pazar arayışında olan sanayileşmiş bir ülkenin, yer altı ve yer üstü kaynakları bakımından zengin ama gelişmemiş başka ülkeleri, siyasi, ekonomik, kültürel bakımlardan egemenliği altına almaya çalışmasına ve o ülkelere yayılıp onları boyunduruğu altında yaşatmasına emperyalizm (sömürgecilik, müstemlekecilik, kolonicilik) denir. XV. yüzyılın sonlarında Portekiz ve İspanyol denizcilerle başlatılan ilk sömürgecilik hareketleri, Hollanda, Fransa ve İngiltere ile ilerlemiş; Afrika'ya sömürge hareketleri başlamıştı. Böylece köle ticareti kavramı, İngilizlerin deyimi ile ''Afrika'ya hücum'' ortaya çıkmıştı. Ucuz iş gücü ve ham madde gereksinimleri Avrupalılarca bu yolla karşılanmaya başlandı. Artık XIX. yüzyılda sanayileşmiş İngiltere dünyanın bir numaralı gücü, bir numaralı sömürgeci ülkesi olmuştu. Afrika'dan Avustralya kıt'asına, Hindistan'a, Amerika kıt'asına; dünyanın her yerine sömürge kuran ''üzerinde güneş batmayan ülk

Ulusal Egemenlik ile Ulusal Bağımsızlık Arasındaki Farklar Nelerdir?

Ulusal egemenlik ve Ulusal bağımsızlık kavramları arasındaki bazı farklılıklar şunlardır: ULUSAL EGEMENLİK - Seçim, ulusal istenç, milli irade, çok partili hayat, milli hakimiyet, demokrasi, halk yönetimi gibi kavramlar ulusal egemenlik ile ilgilidir. - Ülkenin yönetiminde sadece milletin söz sahibi olmasıdır. - Örneğin Saltanatın ve Halifeliğin Kaldırılması, TBMM'nin açılması, Cumhuriyetin ilanıdır. - Ülke üzerindeki en üstün gücün milletin iradesi olmasıdır. ULUSAL BAĞIMSIZLIK - Milli istiklal, milli birlik ve beraberlik, milli ekonomi, misak-ı milli, kuvay-ı milliye gibi kavramlar ulusal bağımsızlık kavramlarıdır. Ayrıca, bayrak, anayasa, para, istiklal marşı, cumhurbaşkanlığı forsu, dil, ulusal bayramlar bir ülkenin bağımsızlık sembolleridir. - Sömürgeciliğe (emperyalizme), manda ve himayeye karşı olmaktır. - Örneğin Kuvay-ı Milliye hareketleri, düzenli ordu kurulması, tüm limanların, demir yollarının, şirketlerin millileştirilmesi, milli

Ulusal Bağımsızlık Nedir?

 Bir toprak parçası (vatan) üzerinde yaşayan bir halkın (milletin); başka bir milletin, devletin esirliği, boyunduruğu altında yaşamaması, kendi geleceğine kendisinin karar vermesi, hiçbir güç tarafından kontrol edilmemesi, kendi topraklarında özgürce yaşamasına Ulusal Bağımsızlık ( Milli İstiklal) denir. Milli İstiklal, Misak-ı Milli; milli dil, kültür, milli ekonomi, kuvay-ı milliye, vatanın ve milletin istiklali gibi kavramlar Ulusal bağımsızlık ile ilgili kavramlardır.  Bağımsız olan, özgürce yaşayan demektir. Eğer bir güç etkisine girilirse bağımsızlık kavramı ortadan kalkar ve esaret (esirlik) başlar. Ulusal bağımsızlık, esirliği kabul etmez. Sömürgeciliği reddeder. Ulusal Bağımsızlık, sadece siyasi bağımsızlığı değil ekonomik bağımsızlığı da kapsar. Bir devlet, ekonomik değerlerini bağımsız bir biçimde, özgürce yönetemezse, o ülkede siyasi bağımsızlık olsa bile, tam bir ulusal bağımsızlık eksik kalır. 19 Mayıs 1919'da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a

Ulusal Egemenlik Nedir?

   Bir milletin ülke yönetimine sahip olmasına Ulusal Egemenlik ya da Milli Hakimiyet denir. Egemenlik; sahiplik, sahip olma, hakim olma demektir. Bir milletin ülke yönetimine sahip olması o milletin ulusal (milli) egemenliğinin (hakimiyetinin) işaretidir.    Ulusal istenç, milli irade, milli hakimiyet gibi kavramlar ulusal egemenlik ile ilgili kavramlardır.    Devleti yönetme gücü eğer bir kişinin elindeyse; orada padişahlık-monarşi, diktatörlük var demektir. Eğer devleti yönetme gücü halkın elindeyse orada Ulusal egemenlik, halk yönetimi, cumhuriyet var demektir. Ulus, egemenliğini seçimle seçtiği temsilciler (milletvekilleri) aracılığıyla kullanır.    Kurtuluş Savaşı yıllarında, Amasya Genelgesinde; ''Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.'' denilerek ilk kez ulusal egemenlikten bahsedilmiş; ulusal egemenlik, Erzurum ve Sivas Kongreleri esnasında yine ima edilmişti. Türkiye'de, 23 Nisan 1920'de, TBMM'nin açılması i

Osmanlıda Egemenlik Anlayışı ve Yönetimde Değişim Süreci

Kuruluş Döneminden  yıkılışına kadar Osmanlı Devletinde, yönetim anlayışında köklü değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikleri dönem dönem şu şekilde özetleyebiliriz: * Osman Bey Dönemi (1299-1324) : Egemenlik anlayışı; '' Devlet hanedanın ortak malıdır .'' İslamiyet öncesi ve sonrası Türk tarihindeki bütün Türk devletleri, bu egemenlik anlayışına sahipti. Fakat bu anlayış, hükümdar ailelerinin taht kavgalarına yol açmış ve Türk devletleri kısa sürede parçalanmış sonra da yıkılmışlardı. * I. Murat Dönemi(1362-1389) : Egemenlik anlayışı; ''Devleti yönetme hakkı padişah ve oğullarına aittir. Devlet, padişah ve oğullarının ortak malıdır.'' Bu sistemde taht kavgalarının genişlemesi kısmen önlenmeye çalışılsa da padişahın erkek çocukları arasındaki taht kavgaları devam etmiştir. Bu duruma Osmanlı Tarihindeki en güzel örnek, 1402 Ankara Savaşı sonrası Timur'a esir düşen Yıldırım Bayezit'in oğullarının yaptığı taht kavgasıdır. Bu k

Atatürk İçin Kullanılan Lakaplar

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu M. Kemal Atatürk için kullanılan isimler şunlardır: Mustafa, Mustafa Kemal, Gazi, Gazi Paşa, Sarı Paşa, Gazi Mustafa Kemal Paşa, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kemal Atatürk, Ata, Ebedi Şef, Halaskar (kurtaran), Bozkurt, Yıldırım, Münci (kurtarıcı). Mustafa Kemal'in saray çevresinde sultanlar tarafından '' Sarı Gül '' diye anıldığını da Şevket Süreyya Aydemir aktarmıştır. Ayrıca askeri çevrelerde '' Ebedi Başkomutan '' denilmiştir. Kaynak: Sadi BORAK, Bilinmeyen Yönleriyle Atatürk, Bahar Matbaası, 1966, İstanbul, s.35

Osmanlı'da En Yüksek Mahkeme Nedir?

Osmanlı İmparatorluğundaki en yüksek mahkeme, en yüksek yargı kurumu Div â n-ı Hüm âyun 'dur. II. Mahmut'un kaldırmasına kadar ki süreçte ; Osmanlı Devleti'nin hükümeti, padişahın en büyük danışma meclisi olan  Div â n-ı Hüm âyun , Osmanlı toprakları içindeki her dinden ve etnik yapıdan unsurlara, cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin açıktı. Bir mahkeme görevi gördüğünde, en büyük davalar burada konuşulur; karara bağlanırdı. Siyasi, askeri, idari, şer'i, mali ve adli her türlü konu ve şikayet buraya kadar çıkarılabilirdi. Dönemin hakimleri olarak adlandırılan Kadı'ların verdiği her türlü karara karşı haksızlık olduğunu savunanlar  Div â n'a başvurabilirdi. İdari ve askeri amirlerden şikayeti olanlar da buna dahildi.

Türk İnkılâbının Temel Özellikleri Nelerdir?

- Türk İnkılâbı, ulusal bağımsızlık ve ulusal egemenlik mücadelesi sonucunda doğmuştur: Fransız ve Rus devrimlerinde ulusal egemenlik mücadelesi varken, ulusal bağımsızlık mücadelesi ilk ihtilal safhasında yaşanmamıştır. Türkiye Kurtuluş Savaşı, dışta emperyalist-sömürücü işgal kuvvetlerine karşı, içte köhnemiş kurumlar saltanat ve halifeliğe karşı yapılmıştır. Türkiye, Ulusal Bağımsızlık (19 Mayıs 1919- 30 Ağustos 1922) ve Ulusal Egemenlik (23 Nisan 1920- 29 Ekim 1923) mücadelesini aynı yıllar ve şartlar içinde vermiş; doğmuştur. -Türk İnkılâbı, demokrasi hareketinin bir sonucudur. - Fransız İnkılâbı'ndan etkilenmiş, kendine özgü niteliklerle gelişmiştir. Örneğin, bir fikri hazırlık safhası olmayan Türk Devrimi'nin  hazırlığını yapanlar, uygulayanlar, başarıya götürenler aynı kişilerdir. - Türk İnkılâbı, sömürgeci ülkelerin esareti altında yaşayan milletlere örnek olmuş, o milletlerin bağımsızlıklarını kazanmalarında örnek teşkil etmiştir. Bu durum, Türk Devriminin evre

İnkilâp (Devrim) Nedir?

Bir toplumda, bir ülkede var olan bir sistemin, bir düzenin halk hareketi biçiminde zor kullanılarak kökten yıkılıp; yerine daha çağdaş daha modern, yenilikçi, ilerlemeci, değişmeci dinamik bir düzen inşasına Arapça; İnkıl âp , Türkçe; Devrim denir. Arapça'dan Türkçe'ye giren İnkıl âp sözcüğü, sözcük anlamı olarak; biçimsel değişim , bir halden başka hale geçiş, devrim anlamlarını taşır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün tanımıyla; ''Türk Ulusunu son yüzyıllarda geri bırakmış olan kurumları yıkarak, yerlerine en yüksek uygar değerlere göre ilerlemesini sağlayacak yeni kurumları koymuş olmaktır.'' Reform, var olan düzeni, sistemi iyileştirmek, düzeltmektir. İhtilal, mevcut siyasal yapıyı hukuksal kurallara başvurmaksızın zorla değiştirmek, aniden yıkmak demektir. Halk eğer buna destek vermezse bunun adı Darbe olur. İnkıl â p ise hem reformdan hem de ihtilalden daha kapsamlıdır. Hatta  Fikri Hazırlık Bölümü, İhtilal Bö