Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İstiklâl Savaşı'nda Seyyar Jandarma Müfrezeleri

    Kurtuluş Savaşı döneminde, ülke içinde güvenliği sağlayabilmek amacıyla TBMM tarafından 26 Mayıs 1920'de kurulan jandarma birliklerine '' Seyyar Jandarma Müfrezeleri '' denir.     Savaş yıllarında, iç asayişin sağlanması TBMM için önemli bir sorundu. Osmanlı döneminden kalan jandarma birliklerini ise İtilaf Devletleri ya kaldırmak istiyor; ya da kendine bağlı hale getirmeye çalışıyordu. TBMM Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı olarak  Umum  Jandarma  Kumandanlığını kurunca; böylece aynı anda hem İstanbul Hükümetinin emrinde hem de Ankara Hükümeti'nin emrinde iki jandarma komutanlığı oluşmuş oluyordu. TBMM İcra Vekilleri Heyeti,  26 Mayıs 1920'de, Milli Müdafaa Vekâleti'ne bağlı olarak süvari ve piyadelerden oluşan Seyyar Jandarma Birliklerini kurdu. 12 Aralık 1920'de Umum Jandarma Kumandanlığı ile Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti birleştirildi. Böylece Dahiliye Vekaleti'ne bağlı bir İnzibat Umum Müdürlüğü kuruldu.    TBMM Hükümeti, İstanbul

Kurtuluş Savaşı Yıllarında Alınan Tasarruf Tedbirleri

   Osmanlı Devleti yıpratıcı ve yıkıcı savaşların ardından 30 Ekim 1918'de teslim olmuş ve fiilen yıkılmıştı. Zaten yıkık, dökük halde olan devlet işgal altında tamamen yabancıların boyunduruğu altına girmişti. Öyle ki 1919 Mayısında, Osmanlı Devleti, memuruna, subayına maaş ödeyemeyecek bir hale gelmişti. Halk yorgun, yoksul vaziyette yaşarken bir taraftan da işgalle sarsılıyordu.    Önceden halkı soyan silahlı çeteler, efeler, eşkıyalar işgaller başlayınca bu sefer halkı koruyan direniş çetelerine dönüştü. Bunun da bir maliyeti vardı. Bu da halk tarafından karşılanmaktaydı.     Kurtuluş mücadelesinin ulusallaştırılması adımları Mustafa Kemal tarafından atılırken yine mali zorluklar ile karşı karşıya kalınıyordu. Eldekiler giderleri karşılamıyor, düzenlenen kongrelere katılım sağlayanlar halkın yardımlarıyla ayakta kalıyorlardı. TBMM'nin açılmasıyla, mali kaynaklar sağlanması için bir çok mali yasa çıkarıldı. Bununla birlikte yokluk döneminde israfın önlenmesi, gider-

İstiklâl Savaşı'na Subay Yetiştiren Zabit Namzetleri Talimgâhı

   1 Temmuz 1920'de, Ankara'da, Cebeci'de, Abidin Paşa Köşkü 'nde; İstiklal Savaşı'nın subay ihtiyacını karşılamak için açılan Harp Okuludur. Abidin Paşa Köşkü ve çevresi- Zabit Namzetleri Karargahı     Mondros Ateşkes Anlaşması ile ordular dağıtılmış, komutanlar merkeze çekilmiş, Anadolu'nun işgal edildiği bir ortamda, tüm zorluklara karşın Kurtuluş Savaşı başladı. Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmasıyla başlattığı Kurtuluş Savaşı süreci, 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılmasıyla ciddi bir yol katetti. Yeni Türk Devleti, Anadolu'da doğdu. Fakat Anadolu işgal altındaydı. Bu işgale karşı silahlı halk birlikleri olan Kuvay-ı Milliye yöresel bir kurtuluş çabası içerisindeydi. Bu çaba memleketi topyekûn kurtarmaya çare olamayacaktı. Bunun üzerine 16 Mayıs 1920'de Kuvay-ı Milliyecilerin Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmasına karar verildi.     Düzenli ordu kurma hazırlıkları  hızlanmıştı. Aralık 1920 tarihine kada

Dogmatik Düşünce Nedir?

   Dogmatik düşünce ya da dogmatizm (inakçı), bağnaz düşünce, bağnazlık demektir. Akla, mantığa, bilime, bilimsel kuşkuculuğa, araştırma- incelemeye, kanıt bulmaya,  deneye ve gözleme kısacası bilimsel ilkelere aykırı olan düşüncelerin genel adıdır. Tartışmaya, eleştirmeye, kabul edilmemeye açık değildir. Bir inancın, bir topluluğun, mutlak doğrularını, gelenekselliğini baskı ile kabul ettirmesidir. Doğru bilgi; düz bir mantık ve akıl kullanılarak ulaşılabilir, ve asla sorgulanmamalıdır.    Akıl ve Bilim Çağı öncesi Orta Çağ Avrupa'sında görülen skolastik bir düşünce yapısıdır. Skolastik, temel anlamıyla Eski Yunan'da okul felsefesi olarak kullanılmaktaydı. Orta Çağ'da dinin ortaya koyduğu düşünce; temelden doğrudur ve bu düşünceyi okullarda kesin bir biçimde öğretmek yeterlidir, felsefesi skolastik felsefedir. Bu felsefe de dogmaları, dogmatizmi doğurur. Menfaat için kurgulanan bilgiler dini bir sıva ile biçimlendirilerek kesin doğrular oluşturulur.  Hristiyan K

İşçi Dövizleri Nedir?

   Türkiye 1960'lı yılların başında başta Almanya olmak üzere vatandaşlarını Avrupa ülkelerine işçi olarak göndermeye başladı. Anadolu'da bir çok kişi yurdunu bırakarak refah düzeyini yükseltmek amacıyla gurbete çıktı. Zor şartlarda çalışıp para biriktiren gurbetçi Türk işçileri, Anadolu'da yaşayan ailelerine geçimleri için para göndermeye başladı. Zamanla bu rakam artmaya başladı. Yurt dışındaki Türk işçilerinin Türkiye'ye gönderdiği bu dövizlere literatürde İşçi Dövizleri denir. Çünkü işçilerin yurda soktuğu döviz, öyle bir hal almıştı ki içeri giren bu dövizler, Türkiye'nin ihracat gelirlerini yakalar duruma gelmişti.  Ekonomi terimi gibi kullanılmasına şaşırmamalıydı.    İşçi dövizleri, Avrupa'ya göçün başlangıcından beri Türkiye açısından önemli bir kaynak, girdi olmaya başladı. Başlangıç; en çok gurbetçinin çalıştığı Almanya'dan Türkiye'ye 1964'te, 8 milyon kadar döviz akışı ile gerçekleşti. 1969 yılında Türkiye'ye 141 milyon dolar iş

Megali (Megalo) İdea Fikri Nedir? Özet

   Sözcük anlamı, ''büyük fikir'' demektir. Kısaca Bizans'ı yeniden canlandırarak Büyük Helen İmparatorluğunu kurma fikrine Megali (Megalo) İdea denir.   Bizans İmparatorluğu, İstanbul'un (Konstantiniyye)  Türklerin eline geçmesi ile tarihi misyonunu tamamlamıştı. Rumlar açısından bu büyük hüsran, Ortodoks Kilisesi'nin de girişimleriyle bir ulusal ülkü doğuracaktı. Henüz daha Yunanistan, Osmanlı'dan bağımsızlığını elde etmeden önce (Yunanistan'ın bağımsızlığı, 1829 Edirne Anlaşması ile) Megalo İdea fikri Rumlar arasında yayılmaya başladı.    Onlara göre; Rumlar Hellen medeniyetiydi. Başka milletlerden olanlar barbardı. Yunanlılık ve Rumluk farklı olmakla birlikte; yine de kendilerini Yunan olarak görüyorlardı. Bizans da Helen medeniyetinin devamıydı. Büyük Yunanistan fikrinin tarihi temelleri bir mit biçiminde atıldı. Onlar Avrupa'nın ''Helen Çocukları'' oldular.    Megali İdea çerçevesinde haritalar çizildi. Şair

Enosis Nedir? Özet

    Enosis ; Megalo İdea fikrinin bir parçası olarak, Kıbrıs Adası'nı Yunanistan'a bağlamayı amaç edinen düşüncedir. Sözcük anlamı, başka bir ülkenin sınırları içine girme, o ülke ile birleşme demektir. Daha önce de Girit'in Yunanistan'a bağlanmasında kullanılan bu kavram, Kıbrıs Adası'nın Yunanistan'a bağlanma fikrini temsil eden bir sözcük olarak kullanılagelmişti.    Megalo İdea ise büyük fikir demektir. Bu fikre göre; başta İstanbul olmaz üzere Anadolu ele geçirilmeli; Bizans yeniden canlandırılmalıydı. 1918'den beri Kıbrıs'ı da bu düşünceye dahil etmesi; 1828'de ortaya attığı Enosis fikrini tekrar canlandırdı. Enosis, ve Megalo İdea Yunanistan için bir özlem ve hayaldi. Eğitim sistemlerinde de yer verdikleri bir düşünceydi. Enosis'in karşısında en büyük güç ise Kıbrıs Türkleriydi. Ada Türklerinin Türkiye'den aldığı destekle yaptığı mücadele Enosis'i engelledi.   Derleyen: Ali ÇİMEN

EOKA Nedir? Özet

    EOKA, Kıbrıs Mücadelesi Rum Örgütü demektir. 1950'li yılların başlarında Yorgo Grivas tarafından kurulan; gerilla mücadelesi tekniğini kullanan terör örgütüdür.      Temel amaçları, Kıbrıs Adası'nı Yunanistan'a bağlamaktı. ENOSİS (Adayı Yunanistan'a bağlama fikri) hayallerini gerçeğe dönüştürmek için adadaki İngiltere gücünü etkisizleştirmek ve ada Türklerini yok etmek için mücadele ettiler. Grivas, 1951'den itibaren adada Rum gönüllüler toplayarak Yunanistan'a eğitim amacıyla götürdü. Gerilla savaşı taktikleri, silah eğitimleri gören bu gizli örgüt militanları, Yunanistan'dan gelen silahlar ile adadaki İngilizlere karşı terör eylemlerinde bulundu. Bu eylemleri 1958 yılından itibaren adadaki Türklere karşı uyguladılar. ''Kanlı Noel'' saldırıları ile Türkleri katlettiler. Bu saldırılara karşı Türk Mukavemet Teşkilatı Kıbrıs Türklerini savundu.  Türk savaş uçakları ihtar uçuşları yaptılar.    EOKA, Kıbrıslı Rumların tamamından dest

Modern Anlamda Türkiye'de İlk Genel Nüfus Sayımı

    Türkiye topraklarında MODERN ANLAMDA İLK NÜFUS SAYIMI 28 Ekim 1927'de Türkiye Cumhuriyeti döneminde yapıldı . İLK NÜFUS SAYIMI ise Osmanlı İmparatorluğu döneminde; II. Mahmut tarafından  1831 tarihinde yapıldı. 1844, 1866, 1885, 1907 yıllarında da Osmanlı Devleti'nde nüfus sayımları yapıldı. Yine Selçuklular ve İlhanlılar dönemlerinde nüfus sayımları yapıldığı belirtilir. 1927 yılına kadar yapılan sayımlar, eksik ve yetersiz kalmıştı.    Kadın ve erkeklerin tüm talkın ilk kez sayılması 1927 dönemidir. Farklı istatistik yapıları da oluşturulmuştur. Modern anlamda ilk nüfus sayımı kavramlarının kullanılması bu nedenlerden dolayıdır. Halbuki Türkiye tarihinde ilk nüfus sayımı 1831 yılındadır. Erkekler sayılmıştır. Fakat kadınlar sayılmamıştı. II. Mahmut'un sayımdaki temel amacı, asker toplama ve vergi kontrollerini sağlamaktı. Sonuçta yıllar önce çok köklü bir kurumu, Yeniçeri Ocağı'nı, çok kanlı bir biçimde kaldırmış; yeni bir ordu kurmaya, Asakir-i Mansure-i Mu

Mürur Tezkeresi Ne Demektir?

   Geçiş belgesi, seyahat izin belgesi demektir. Osmanlı Devleti döneminde ülke içinde şehir değiştirirken özellikle de  İstanbul'a giderken alınması zorunlu olan bir çeşit ülke içi pasaport belgesine Mürur Tezkeresi denir.   Bu izin belgesine; neden yolculuk ettiği nereden nereye gittiği ve kimlik bilgileri yazılırdı. Tezkerenin geçerlilik süresi 1 yıldı. Eğer yolculuk İstanbul'a ise İstanbul'da sözü geçen bir kişinin bir süreliğine kefilliği de istenirdi.    Osmanlı Devleti'nde farklı adlarla özellikle de Fatih döneminden itibaren görülen bu uygulama, II. Mahmut döneminde Mürur Tezkeresi adıyla önemli bir zorunluluk halini aldı. Çünkü Osmanlı devleti toprakları üç kıtaya yayılmış, farklı ulusların yaşadığı, bir çok ülkeden insanın ülke içine gelip ticaret yapmak için yolculuk yaptığı geniş, kozmopolit bir coğrafyaydı. Böyle bir ortamda bu uygulama, güvenlik açısından zorunluluk haline gelmişti. Çünkü gelen kişi salgın hastalıkların olduğu bir yerden de gelebilird

Osmanlı'da Yayımlanan İlk Mizah Dergisi

   Türk tarihinde yayımlanan ilk mizah dergisi DİYOJEN' dir. Fakat literatür tarandığında ilk TÜRKÇE mizah dergisi TERAKKİ 'dir. Diyojen; Teodor Kasap tarafından İstanbul'da Fransızca ve Rumca olarak yayım hayatına girdi. İlk Türkçe nüshasını ise 24 Kasım 1870'de verdi. Terakki Dergisi ise Terakki gazetesinin bir eki olarak, 14 Mayıs 1870 tarihinde yayım hayatına girdi. Diyojen Dergisi Kapak Resmi: ''Gölge Etme; Başka İhsan İstemem.'' Literatür tarandığında ilk mizah dergisi olarak Diyojen dergisinde karar kılınmış. İlk mizah dergisi olarak karar kılınması doğrudur. Fakat ilk Türkçe mizah dergisi değildir. İlk mizah dergisidir. Çünkü dergi ilk çıktığında Türkçe değil; Fransızca ve Rumca basılmıştır. Terakki ise ilk çıktığından beri Türkçe basılmıştır. Hatta Terakki dergisi ilk çıktığından yaklaşık 6 ay sonra Diyojen Türkçe olarak yayım hayatına devam etmiştir. Bu bağlamda polemiği bitirmek için; Osmanlı'da İLK MİZAH DERGİSİ DİYOJEN; İLK

Türk ve Osmanlı Tarihinde Yayımlanan İlk Türk Dergisi

   ilk Türk dergisi, Osmanlı Devleti döneminde (Abdülmecit Dönemi), 1849 yılında yayımlanan ''Vakay-i Tıbbiye'' adlı dergidir.      Bir meslek dergisi olarak iki yıl geçkin bir süre yayımlandı. Ayrıca Osmanlı'da ilk bilimsel tıp dergisidir. Bu dergi, Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane (Tıp Fakültesi) tarafından Nisan 1849'da yayım hayatına girdi. Tıb ilmi ile ilgili kavramları Türkçeleştirmesi bakımından önem arz etti. Hekimbaşı Abdülhak Molla önderliğinde hekimler tarafından kaleme alındı. Ortalama 4 sayfa kadar çıkarılan derginin 34 sayı yayımladığı düşünülmektedir.     Dergide mürver ağacı kabuğunun sağlık açısından nasıl kullanılacağını açıklayan bir çeviri bulunur. Süleymaniye akıl hastalıkları kurumu ile ilgili istatistikî bilgiler ve uygulanan tedavi yöntemleri, havanın insan vücudu üzerindeki tesirleri gibi yazılar yer almıştır. 600 abonesi olan dergi, üç sene yayımlandıktan sonra kapanmıştır. Derleyen: Ali ÇİMEN Kaynakça : → Kenan DEMİR ,

Midye-Enez Çizgisi Ne Demektir?

    Osmanlı'nın I. Balkan Savaşı'ndaki toprak kayıpları ile birlikte  Trakya'da oluşturulan sınır çizgisine; Midye-Enez Hattı ya da Midye- Enez Çizgisi denir.    Osmanlı Devleti I. Balkan Savaşı'nda bozguna uğrayınca 1913 Londra Anlaşması yapıldı. Bu anlaşmayla Osmanlı-Bulgaristan sınırı çizildi. Çizilen sınır Midye-Enez sınır hattı idi. İşte Midye-Enez Çizgisi böyle doğdu. Bu hat; Kırklareli'nin Vize ilçesinin Midye adlı kasabasıyla; Meriç Irmağı'nın Ege Denizi'ne dökülen bölgesindeki Edirne'nin Enez ilçesi arasında çizilen çizgi ile oluşturulan bir hattır.     Osmanlı Devleti Balkanlarda toprak kaybede kaybede bu çizgiye kadar gerilemişti. Üsküp, Selanik, Kırklareli derken Edirne'de elden çıkmıştı. II. Balkan Savaşı'nda bulunan fırsat ile Edirne'ye kadar topraklar geri alındı. Midye-Enez sınır hattının ilerisine geçildi.  İngilizler ise  I. Dünya Savaşı yıllarında, gizli Boğazlar Antlaşmasında, Ruslara bölgeyi teklif ederke

Osmanlı Devleti'ni Paylaşmak İçin Yapılan Gizli Anlaşmalar Özet

   9 Haziran 1908 Reval Görüşmelerinde İngiltere ve Çarlık Rusya kendi aralarında Almanya'ya karşı anlaşmaya karar verirken; bir taraftan da Osmanlı pastasından pay sohbeti yapmayı da ihmal etmediler. Bu süreç boyunca Osmanlı, büyük devletlerin masasında pay edilecek toprakları olan ''Hasta Adam''dı. Osmanlı Devleti'ni paylaşmak amaçlı yapılan gizli anlaşmaların büyük bir kısmı aşağıda özetlenmiştir: ↦Gizli BOĞAZLAR ( İSTANBUL) (10 Nisan 1915)    İngiltere-Fransa-Çarlık Rusyası arasında  Rusları memnun etmek, onlara güven vermek amaçlı yapılmış bir gizli anlaşmadır. Buna göre; İstanbul dahil olmaz üzere Midye-Enez çizgisinden Sakarya Nehri'nin denize döküldüğü bölgeye kadarki topraklar ve boğazlar bölgesi Çarlık Rusyası'na bırakıldı. ↦Gizli LONDRA ANLAŞMASI (26 Nisan 1915)    İtilaf Devletleri'nin İtalya'yı kendi yanlarına çekmek için  İngiltere'nin liderliğinde yaptıkları gizli bir anlaşmadır. İtalya anlaşmadan kısa bir süre