Ana içeriğe atla

Kurtuluş Savaşı Yıllarında Alınan Tasarruf Tedbirleri

   Osmanlı Devleti yıpratıcı ve yıkıcı savaşların ardından 30 Ekim 1918'de teslim olmuş ve fiilen yıkılmıştı. Zaten yıkık, dökük halde olan devlet işgal altında tamamen yabancıların boyunduruğu altına girmişti. Öyle ki 1919 Mayısında, Osmanlı Devleti, memuruna, subayına maaş ödeyemeyecek bir hale gelmişti. Halk yorgun, yoksul vaziyette yaşarken bir taraftan da işgalle sarsılıyordu.

   Önceden halkı soyan silahlı çeteler, efeler, eşkıyalar işgaller başlayınca bu sefer halkı koruyan direniş çetelerine dönüştü. Bunun da bir maliyeti vardı. Bu da halk tarafından karşılanmaktaydı.

    Kurtuluş mücadelesinin ulusallaştırılması adımları Mustafa Kemal tarafından atılırken yine mali zorluklar ile karşı karşıya kalınıyordu. Eldekiler giderleri karşılamıyor, düzenlenen kongrelere katılım sağlayanlar halkın yardımlarıyla ayakta kalıyorlardı. TBMM'nin açılmasıyla, mali kaynaklar sağlanması için bir çok mali yasa çıkarıldı. Bununla birlikte yokluk döneminde israfın önlenmesi, gider- gelir dengesinin sağlanması, çeşitli tasarruf tedbirlerinin artırılması ve sıkı denetimi TBMM tarafından sağlandı.

 Kurtuluş Savaşı sırasında alınan tasarruf tedbirlerini, aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

Men-i Müskirat Kanunu:  İçki yasağı kanunudur. 14 Eylül 1920'de TBMM tarafından çıkarılan Alkollü içeceklerin yasaklanmasına dair kanundur. Amaç, savaşta halkı disipline etmek, yabancıların ekonomik tekelini kırmak ve muhafazakar kesimleri Kurtuluş Savaşı saflarına çekmekti.

 Men-i İsrafat Kanunu: TBMM, 25 Kasım 1920'de kabul ettiği bu kanun ile düğünlerde israfı yasaklamıştır. Çalgılı düğün, ziyafetler, sünnet törenleri, düğünlerde köçek oynatma gibi israf meydana getiren uygulamalar yasaklanmıştı.
Bkz. http://www.sessiztarih.net/2015/11/men-i-israfat-kanunu-nedir.html

 Devlet Memuru ve Milletvekillerinin Yolluklarında Kısıtlama: Bu kesintilerle cephedeki askerlere giysi alınmıştı. Milletvekili maaşlarından da 10 lira kesinti yapılıyordu. Harcırah kararnamesi ile yollukların % 40'ı azaltıldı. Yine milletvekillerinden, yolluklarının  bir kısmı bağış adı altında istendi.

 Resmi Dairelerde Yapılan Tasarruflar: 


Resmi dairelerde öğle yemeği yasaklandı. Saat 10.30 ve 16.30 arası aralıksız mesai yapılmasına karar verildi. Öğle yemeği saati kaldırıldı. Öğlen saatinde de çalışılıp kış aylarında gün ışığından olabildiğince yararlanılmalıydı. Çünkü gereksiz yere petrol lambası yakılması yasaklandı. Mesai saati değişikliği ise yaz saatinde eski saatlerine geri döndü. Gereksiz yere soba yakılması da yasaklar arasındaydı.

Gereksiz Telgraf Haberleşmelerinin Yasaklanması: Telgraf haberleşmesi sözcük başına ücretlendiriliyordu. Bu yüzden daha kısa telgraflar çekilmesi kararı alındı. Gereksiz telgraf çeken memurlar tespit edilip parasının alınması kararlaştırıldı.



Derleyen: Ali ÇİMEN


KAYNAKÇA:

Alptekin Müderrisoğlu, ''Kurtuluş Savaşı'nın Mali Kaynakları'', ATATÜRK YOLU DERGİSİ, C. IV, Sayı:13, 1994.

Yukarıda adı geçen makaleye Genel Ağ üzerinden ulaşmak için BKZ.↴




Alptekin Müderrisoğlu, Kurtuluş Savaşı'nın Mali Kaynakları, Ankara, 1990.  

 Dr.Feyza KURNAZ ŞAHİN, ''İLK TBMM’NİN TASARRUF TEDBİRLERİNE BİR ÖRNEK; DÜĞÜNLERDE MEN’İ İSRÂFAT KANUNU VE KAMUOYUNDAKİ YANSIMALARI '', ATATÜRK DERGİSİ, Cilt  II, Sayı:1, S. 25-55.
Yukarıda adı geçen makaleye Genel Ağ üzerinden ulaşmak için BKZ.

http://static.dergipark.org.tr/article-download/imported/1025009409/1025007694.pdf?





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl