Kayıtlar

Sağırlar Diyaloğu Nedir?

Resim
   30-31 Ocak 1943'te, Türkiye (Cumhurbaşkanı İsmet İnönü) ile Birleşik Krallık (İngiltere-Başbakan  Winston Churchill) arasında Yenice Tren İstasyonu'nda gerçekleşen tarihi " Adana Görüşmeleri " adlı toplantıya " Sağırlar Diyaloğu " adı verilir.   II. Dünya Savaşı döneminde gerçekleşen bu görüşmede Müttefik Ülkeler adına İngiltere Başbakanı  W. Churchill, Türkiye'nin savaşa katılmasını istemiştir. Savaşta tarafsız kalmayı tercih eden Türkiye ise oyalama politikasını bu görüşmede de sürdürmüştür.    Hem İnönü hem de   Churchill, bir tren vagonunda 2 gün süren toplantıda taban tabana karşıt fikirler ile toplantıya katılmışlardır. Toplantı bittiğinde ise her iki taraf da amacına ulaştığı izlenimi ile toplantıdan ayrılmıştır. Bu nedenlerle Adana Görüşmeleri tarihte " Sağırlar Diyaloğu " diye anılır. Churchill ve İnönü- Adana Görüşmeleri Fotoğraf,https://www.ismetinonu.org.tr/ sitesinden alınmıştır. Derleyen: Ali ÇİMEN Kaynakça: Dr. Osman YALÇIN, &

Adana Görüşmeleri (1943) Nedir?

Resim
  II. Dünya Savaşı (1939-1945) döneminde, 30-31 Ocak 1943 tarihleri arasında, T.C. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile İngiltere Başbakanı Winston Churchill arasında bir tren vagonunda gerçekleşen toplantıya tarihte Adana Görüşmeleri (Mülâkâtları) denir. Bahsi geçen toplantı, Adana- Mersin demiryolu hattında bulunan Yenice Tren İstasyonu'nda gerçekleşmiştir. Bu yüzden Yenice Görüşmeleri olarak da bilinir. Yenice Tren İstasyonu  Churchill, Adana  Görüşmeleri öncesi    Türkiye'nin savaşa girmesi için yoğun bir diplomasi trafiğine girmişti. Casablanca Konferası'nda müttefiki ABD'yi ikna etmiş; Türkiye'nin saflara alınarak Balkan Cephesi açılmasını kabul ettirmişti.  Casaplanca'nın somut sonucu Adana'da başlamıştır. 2 gün süren görüşmelerde Müttefik Devletler adına görüş bildiren Churchill, Türkiye'nin II. Dünya Savaşı'na kendi saflarında katılması için İnönü'yü ikna etmeye çalışmıştır. Ona göre; Türkiye modern silahlarla donatılmalı; Müttefikler, Türkiy

Su Kemeri Nedir? kısaca bilgi

Resim
  Üzerinden su kanalı geçen, kentlere su taşıyan, kemerli, tarihi köprülere Su Kemeri adı verilir. Üzerinde kente suyun taşınması için küçük kanallar bulunan taştan yapılmış su köprüleridir. Modern şehirlerin ilk alt yapı örneklerindendir. İzmir Kızılçullu (Şirinyer) Su Kemeri-Bizans Dönemi  Asurlular döneminde M.Ö. 494-490 yılları arasında Irak'ın kuzeyinde Ninevâ Jervan'da inşa edilen su kemeri, bu mimari tipin tarihte bilinen ilk örneği olarak kabul edilir. Su Kemerleri, mimari bir sanat eseri anlamında; özellikle Romalılar döneminde yapılmaya başlanmış ve Selçuklu ve Osmanlı'da dahil olmak üzere tüm medeniyetlere Roma Medeniyetinden yayılmıştır. Su, sadece eğim ile su kemeri üzerinden kentlere ulaştırılırdı.   İstanbul'da yaklaşık 40 civarında su kemeri inşa edildiği belirtilir. Roma dönemine ait İzmir'deki Kızılçullu Su Kemerleri, İstanbul'daki Bozdoğan Kemeri; Osmanlı'da Mimar Sinan tarafından inşa edilen Evvelbent Kemeri, Mağlova Kemeri; yine İstanbu

Süleyman Şah Türbesi ve Osman Beyin Dedesi Tartışması

Resim
 Caber Kalesi ve çevresindeki Süleyman Şah Türbesi; Kuzey Suriye'de, Fırat Nehri'nin sol sahilinde, Sıffin'in karşısında bulunan bölgede; yüzlerce yılı aşkın bir süredir Selçuklulardan Osmanlılara, sonunda Türkiye Cumhuriyeti'ne miras olan, Türkiye'nin sınırları dışındaki tek Türk toprağıdır.  Osmanlı padişahı I. Selim (Yavuz Sultan Selim) döneminde Osmanlı toprağı olan kale ve civarı, I. Dünya Savaşı sonrası Suriye'nin, Fransa mandasına girmesi üzerine Türklerin elinden çıkmış; Türkiye Bağımsızlık Savaşı döneminde, Fransa ile Güney Cephesi'ndeki savaşı fiilen sona erdiren 1921 Ankara İ'tilâfnâmesi (Anlaşması) ile Türk eksklavı kabul edilmiştir. Bu durum Lozan barış Anlaşması'nda da teyit edilmiştir. Böylece Türk egemenliği kısa aradan sonra tekrar sürmüştür. Caber Kalesi ve Kale Eteklerindeki Türk Mezarı Türk Mezarı ve Osman Bey'in dedesi Tartışması  Kalenin Türk Tarihi açısından önemi, eteklerindeki "Türk Mezarı" adı verilen türbeden

Eksklav-Anklav Siyasi Toprak Ne Demektir?

Resim
  Siyasi bir toprak parçası, siyasi açıdan bağlı bulunduğu ülkeye coğrafi açıdan bağlı değil de, başka bir ülkenin topraklarının içinde ise o toprak Eksklav  Toprak adıyla tanımlanır. Bununla birlikte, bir ülkenin kendi coğrafi toprakları içinde başka bir ülkeye ait yabancı topraklar varsa bu da Anklav toprak diye tanımlanır. Uluslararası ilişkiler literatürü; eksklav ve anklavı, " çevreleyen ülkenin etine saplanmış kıymık " ya da " ayakkabıdaki taş " diye tanımlar.   Örneğin; Suriye sınırları içinde bulunan Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu, Türkiye'nin eksklav toprağıdır . Türkiye sınırlarının içindeki toprak parçası değildir. Sınırlarının dışında, başka bir ülkenin içinde Türkiye'ye ait olandır. Türk askeri bu toprakta nöbet tutmakta ve Türk bayrağı dalgalanmaktadır. Bu bağlamda bu bölge Caber Kalesi civarındayken, Suriye'nin Anklavıdır. Kendi sınırları içinde başka bir ülkeye ait toprak vardır. Mezar, Suriye içinde 2015'te başka bir yere t

Süleyman Şah Türbesi Hangi Anlaşma ile Türk Toprağı Oldu?

Resim
  20 Ekim 1921'de, TBMM ve Fransa hükümetleri arasında yapılan 1921 Ankara Anlaşması ile Suriye topraklarında bulunan Süleyman Şah Türbesi Türkiye'nin toprağı olmuştur.  Anlaşmanın 9. maddesi Caber Kalesi ve Süleyman Şah Türbesini kapsamaktadır: " Madde 9 -  "Sülale-i Osmaniye'nin müessisi Sultan Osman'ın büyük pederi Süleyman Şah'ın Caber Kalesinde kâin ve Türk mezarı namile maruf merkadi müştemilatı ile beraber Türkiye'nin malı olarak kalacak ve Türkiye orada muhafızlar ikame ve Türk bayrağı keşide edebilecektir." "Osmanlı sülalesinin kurucusu Sultan Osman’ın dedesi Süleyman Şah’ın Caber kalesinde bulunan ve Türk mezarı ismiyle belirli türbesi müştemilatı (eklentileri) ile Türkiye’nin malı olacak ve Türkiye oraya muhafızlar koyacak ve Türk bayrağı çekecektir." Ankara Anlaşması için BKZ. 1921 Ankara Anlaşması Nedir?↴ http://www.sessiztarih.net/2020/06/1921-ankara-anlasmasi-nedir.html

Kurtuluş Savaşı'nda İrşad Heyetleri Nedir? (Kısaca Bilgi)

Resim
   TBMM'ye karşı din yolu ile kara propaganlar yaparak, TBMM'yi dinden uzak bir yapı gibi gösterip halkın isyan etmesini isteyenlere karşı, atılan iftiralara dini değerler aracılığıyla yanıt vermek, halkı bilinçlendirmek ve halkın TBMM'ye olan güvenini artırmak gibi amaçlarla oluşturulan, içinde TBMM vekilleri, din görevlileri ve imamların bulunduğu öğüt heyetlerine İrşad Heyetleri denir. İstiklâl Marşı şairi M. Akif Bey, İrşad Heyeti görevlisi olarak Balıkesir, Konya ve Kastamonu'da vaazlar verdi.  Kurtuluş Savaşı döneminde, İtilaf Devletleri'nin istekleri, padişah ve Osmanlı Hükümeti'nin direktifleri doğrultusunda TBMM'ye dinsiz, vatan haini, Bolşevik gibi suçlamalar yapıldı. Kara propaganda bildirileri, düşman uçakları vasıtası ile Anadolu'ya atıldı. Bu süreçte TBMM'ye karşı isyanlar oldu. Bu olan biteni önlemek amacıyla İrşad Heyetleri oluşturuldu. İstiklâl Marşı şairi ve TBMM Burdur milletvekili Mehmet Akif  (Ersoy) Bey de İrşad Heyetleri'nd