Ana içeriğe atla

Men-i İsrafat Kanunu Nedir?

I. TBMM'nin 25 Kasım 1920'de kabul ettiği Men-i İsrafat Kanunu; düğünlerde israfın yasaklanmasına dair kanundur


   Köklü bir gelenek olan düğünlerde, büyük bir israf içerisinde kalınıyordu.Günlerce eğlence yapılıyor, gece-gündüz yemek veriliyor; kız tarafına dini bir ritüel olarak verilen ''mehir'''  abartılarak başlık parası ödeniyordu. Bu tür düğünleri yapmayanlar ayıplanırdı. Düğün sahibi bağı, bahçesi, tarlası ne varsa satar; o düğünü yapardı. Sonra da yokluk ve sefalet çekilirdi. Olmayanlar da bu düğün israfını yapamadıklarından zorda kalırdı. Bu yüzden kız kaçırma olayları sosyal bir yaraydı. Bunun da önlenmesi için tedbirler alınmalıydı.

   Düğünde yapılan masraflarla Avrupa'dan gelen ithal ürünler kazanıyordu. Zaten yoksul olan halk, israfın dibine itilmemeliydi. Yokluk ve savaş döneminde olunduğu unutulmamalıydı.

Ülkenin işgal altında olduğu bu dönemde; TBMM elinden geldiği kadar mali kaynaklar meydana getirmeye çalışmış, bunun yanı sıra israfı önlemek adına çalışmalar yapmıştır. Bu kanunla I. TBMM; düğünlerde ziyafet verilmesini, bir günden fazla çalgılı düğün yapmayı yasaklamış, yasağa uymayanlara para cezası ve hatta hapis cezası vereceğini kanunda belirtmişti.

  Kanunun aslı şu şekildeydi:

Düğünlerde men'i israfat kanunu 

(Ceridei Resmiye ile neşir ve ilâm: 28 mart 1337 - No. 8)
 No. 55 
BÎRİNCÎ MADDE — Düğünlerde alelıtlak cihaz teşhiri, cihazın açıktan nakli, erkek tarafından iki kattan fazla elbise ihdası, düğün günlerine münhasır olmak üzere bir günden ziyade çalgı çaldırılması ve ziyafet verilmesi, nişan, çevre merasimi ile ağırlık ve hedaya itası ve köçek oynatılması gibi israfat memnudur. 

ÎKÎNCÎ MADDE — Her livanın me calisi umumiyesi işbu kanun ile kavanini saire ahkâmına mugayir olmamak şartiylemahallî ve idarî talimatnameler tanzimine ve gerek ona müstenit tedabirin Hükümet marifetiyle tatbikini takibe mecburdur. 

ÜÇÜNCÜ MADDE — îşbu mevat ve talimatnameler hilâfında hareket edenler mahallî belediyelerine ait olmak üzere elliden yüz liraya kadar cezayi nakdî ita veya bir aydan altı aya kadar hapis ile mücazat olunurlar. 

DÖRDÜNCÜ MADDE — îşbu mevaddan mütevellit mesail sulh mahkemelerinde rüyet olunur. Bu baptaki hükümler katî ve lâzimülinfazdır. 

BEŞÎNCÎ MADDE — Hitan cemiyetleri için masraf ihtiyariyle düğün yapmak memnudur. 

ALTINCI MADDE — îşbu kanun ile menedilen eşya müsadere ve mahallî belediyeleri namına bilmüzayede füruht ve irat kaydedilir. 

YEDÎNCÎ MADDE — îşbu kanun tarihi neşrinden itibaren mer'idir. 

SEKÎZÎNCÎ MADDE — îşbu kanunun icrayi ahkâmına Büyük Millet Meclisi Dahiliye ve Adliye vekilleri memurdur. 
                                                     
                                                                                  25 teşrinisani 1336 ve 13 rebiyülevvel 1339 

Tarih No. Makam Büyük Millet Meclisi Riyasetinden tebliği : 22 teşrinievvel 1336 696 Heyeti Vekile Riyasetine 
                                                                                                                       697 Dahiliye vekâletine 

                                                                                                                      698 Adliye » 
Meclis zabıt ceridelerindeki müzakerat fih- Cilt Sayıfa risti : 5 370:379,390:402 6 37:43 

İşbu kanunun alâkadar olduğu diğer kanunlar.

Men-i İsrafat Kanun Maddeleri

Birinci Madde: Düğünlerde çeyiz teşhiri, çeyizin açıktan nakli, erkek tarafından kız tarafına iki kattan fazla elbise hediye edilmesi, düğün günlerine mahsus olmak üzere bir günden fazla çalgı çaldırılması ve ziyafet verilmesi, nişan, çevre merasimi ile ağırlık ve hediye itası ve köçek oynatılması gibi israfa neden olan durumlar yasaklanmıştır.

İkinci Madde: Her livanın umumi meclisi, kanun hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla mahallî ve idarî talimatnameler tanzim edebilecekler ve kanunun uygulanması için gerekli tedbirlerin hükümet marifetiyle uygulanmasını takip edeceklerdir. 

Üçüncü Madde: Kanun ve talimatnamelere aykırı hareket edenlere mahallî belediyelere gelir kaydedilmek üzere elliden yüz liraya kadar nakdî ceza uygulanacaktır. Keza bir aydan altı aya kadar hapis cezası da alabileceklerdir. 

Dördüncü Madde: Bu kanundan kaynaklanan meseleler sulh mahkemelerinde görülecektir. Verilen hükümler kesin olup uygulanmak zorundadır. 

Beşinci Madde: Masrafından dolayı sünnet sebebiyle düğün yapmak yasaklanmıştır. 

Altıncı Madde: Kanun gereğince yasaklanan eşya müsadere edilerek mahallî belediyeler adına açık artırma ile satılarak gelir kaydedilecektir. 

Yedinci Madde: Kanun neşri tarihinden itibaren yürürlükte olacaktır. 

Sekizinci Madde: Kanunun uygulanmasında Büyük Millet Meclisi Dahiliye ve Adliye vekilleri memurdur. 

DİKKAT Kanun, Anayasa Mahkemesi kararı ile 20 Eylül 1966'da kaldırıldı.

KAYNAKLAR:

 https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc001/kanuntbmmc001/kanuntbmmc00100055.pdf

 Dr.Feyza KURNAZ ŞAHİN, ''İLK TBMM’NİN TASARRUF TEDBİRLERİNE BİR ÖRNEK; DÜĞÜNLERDE MEN’İ İSRÂFAT KANUNU VE KAMUOYUNDAKİ YANSIMALARI '', ATATÜRK DERGİSİ, Cilt  II, Sayı:1, S. 25-55.
Yukarıda adı geçen makaleye Genel Ağ üzerinden ulaşmak için BKZ.

http://static.dergipark.org.tr/article-download/imported/1025009409/1025007694.pdf?


Ali ÇİMEN
DÜĞÜNLERDE MEN-İ İSRAFAT KANUNU






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl