Ana içeriğe atla

Sömürgecilik (Emperyalizm) Nedir? (özet)

Ham madde ve pazar arayışında olan sanayileşmiş bir ülkenin, yer altı ve yer üstü kaynakları bakımından zengin ama gelişmemiş başka ülkeleri, siyasi, ekonomik, kültürel bakımlardan egemenliği altına almaya çalışmasına ve o ülkelere yayılıp onları boyunduruğu altında yaşatmasına emperyalizm (sömürgecilik, müstemlekecilik, kolonicilik) denir.

XV. yüzyılın sonlarında Portekiz ve İspanyol denizcilerle başlatılan ilk sömürgecilik hareketleri, Hollanda, Fransa ve İngiltere ile ilerlemiş; Afrika'ya sömürge hareketleri başlamıştı. Böylece köle ticareti kavramı, İngilizlerin deyimi ile ''Afrika'ya hücum'' ortaya çıkmıştı. Ucuz iş gücü ve ham madde gereksinimleri Avrupalılarca bu yolla karşılanmaya başlandı. Artık XIX. yüzyılda sanayileşmiş İngiltere dünyanın bir numaralı gücü, bir numaralı sömürgeci ülkesi olmuştu. Afrika'dan Avustralya kıt'asına, Hindistan'a, Amerika kıt'asına; dünyanın her yerine sömürge kuran ''üzerinde güneş batmayan ülke'' İngiltere, kuşkusuz bir süper güçtü.

İngiltere gibi sanayileşmeye çalışan, büyük güç olmak isteyen diğer Avrupa ülkeleri de sömürgecilik girişimlerinde bulunmaya başlayınca çıkarlar çatıştı. Bölece I. Dünya Savaşı'nın en büyük sebeplerinden biri sömürgecilik oldu. II. Dünya Savaşı'nda da faşişt-  yayılmacı bir sömürgecilik hareketinden söz edilebilir.

Dünyada sömürgecilik, I. Dünya Savaşı sonrası, ''manda ve himaye'' kisvesi adı altında devam etse de toprakları Mondros Ateşkes Anlaşması ile işgale uğrayan Türk Milleti, M. Kemal Atatürk önderliğinde ayaklanarak, ülkesini işgale kalkışan, İngiltere, Fransa gibi dünyanın o dönem en büyük iki sömürgeci ülkesini mağlup etti. Böylece sömürgeciliğe karşı ulusal anlamda dünyada ilk kez bu denli büyük bir galibiyet elde edilerek Türkiye Cumhuriyeti kuruldu.

Hazırlayan: Ali ÇİMEN





Yorumlar

  1. Allah razı olsun, uzun bir makale okumaya başlamıştım genel bir çerçeve olması adına benim için çok iyi oldu.

    YanıtlaSil
  2. KISA VE ÖZ BİLGİ İÇİN TEŞEKKÜRLER HOCAM

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl