Ana içeriğe atla

Meiji Restorasyonu Nedir?

Japonya'da, XIX. yüzyılın ikinci yarısında İmparator Mutsihito liderliğinde başlatılan batılılaşmaya, modernleşmeye Meiji Restorasyonu (1868-1912) denir. Japonya'daki büyük reform hareketlerine bu ad verilmiştir. (Japonca:明治維新, Meiji işin) 1867'de Japonya tahtına oturan İmparator Mutsihito, 1868'de Meiji Restorasyonu'nu kabul etti. ''Aydın Hükümet'' ile Japonlar modernleşmeye başlıyordu.

Meiji Restorasyonu sonucunda yapılan reformist hareketler kısaca şöyle özetlenebilir:

* Feodal düzenin yıkılarak batı tarzında modern bir devlet kurulması

* İngiliz Kraliyet Donanması'nın örnek alınması ile Japon Donanması'nın kurulması

* Ordunun çağdaşlaştırılması

* Çağdaş bankacılık sisteminin oluşturulması

* Demiryolları yapılması, telgraf ağlarının oluşturulması

* Avrupa'dan uzman ve teknisyenlerin getirilmesi

* Avrupa'ya öğrenciler gönderilmesi

* Şogun adlı yerel yöneticilerin kaldırılarak merkezi otoritenin güçlendirilmesi

* 1889'da Prusya (Almanya) anayasası örnek alınarak anayasa oluşturulması

* Eğitim reformu ile okur- yazar oranının artırılması

* Yerli silah sanayinin kurulması

* Takvimin değiştirilmesi

* Giyim- kuşamda batının örnek alınması

İmparator Mutsihito
Meiji Restorasyonu sayesinde kısa sürede güçlü bir ordu kuran Japonya Uzakdoğu'da büyük bir imparatorluk olma yoluna girmişti. Dönem boyunca saldırgan ve yayılmacı bir dış siyaset takip ederek Çin ve Rusya ile savaştı. Bu ülkeleri yenmesi ile birlikte önce Kore'ye sonra da Çin'in Mançurya bölgesine sahip oldu. II. Dünya Savaşı'na doğru Japonya, Uzakdoğu'nun en büyük sömürgeci-yayılmacı ülkesi haline geldi. Bu durumun oluşmasının temel nedeni ise Meiji Restorasyonu'ydu.

Hazırlayan: Ali ÇİMEN 

Ayrıca bakınız:

http://www.sessiztarih.net/2013/12/ii-dunya-savas-oncesinde-japonya.html

http://www.sessiztarih.net/2014/04/mancurya-neresidir-ksa-tarihcesi-nedir.html

http://www.sessiztarih.net/2014/01/i-dunya-savasinda-savastan-cekilen-ilk.html

http://www.sessiztarih.net/2014/04/ii-dunya-savasina-katilan-mihver.html


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl