Ana içeriğe atla

Atatürk'ün Söylediği Önemli-Tarihi Sözler (Ayrıntılı-Kronolojik)

➥"Ben size taarruzu emretmiyorum; ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler, başka kumandanlar gelebilir.":

Bu emri; 25 Nisan 1915'te, saat 10:00 civarında, Çanakkale Cephesi'nde Arıburnu-Conkbayırı Muharebelerinde 57. piyade Alayına vermiştir.


➥"Geldikleri gibi giderler.":

13 Kasım 1918'de Çarşamba günü, İstanbul'un Mondros Ateşkesi nedeni ile fiilen işgal edilmesi üzerine söylemiştir.

 Suriye-Filistin Cephesi Yıldırım Orduları Grup Komutanı Mustafa Kemal Paşa, Adana'dan İstanbul'a doğru süren 3 günlük yorucu yolculuk sonrası İstanbul-Haydarpaşa Tren İstasyonuna vardı. Yaveri Cevat Abbas ve kendisini garda karşılayan yakın arkadaşı Dr. Rasim Ferit Bey ile Sirkeci'ye gitmek için "Kartal" adlı eski bir askeri istimbotla boğazdan karşıya geçerken; Haydarpaşa'dan İstanbul Boğazı'na doğru ilerleyen İtilaf Devletlerine ait 55 parçadan oluşan donanma gemilerini gördüğünde, yukarıda bahsi geçen tarihi tümceyi söylemişti.

Konu hakkında ayrıntılı bilgi için BKZ.

"Ya istiklal, ya ölüm":

4-11 Eylül 1919 Sivas Kongresi'nde manda ve himayeye karşı çıkılmış, tam bağımsızlık amacı ortaya konmuş, "ya istiklâl ya ölüm!" parolası ise Kurtuluş Savaşı'nın parolası haline gelmiştir.

➥"Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz.":

  TBMM'ye bağlı Türk Düzenli Ordularının II. İnönü Savaşı'nda (23 Mart-1 Nisan 1921) zafer kazanması üzerine Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa'ya TBMM başkanı M. Kemal Paşa bir tebrik telgrafı göndermişti. Bu telgrafta; "Siz orada yalnız düşmanı değil; milletin kötü şansını da yendiniz" sözlerini sarf etmiştir.

➥"Hatt-ı Müdâfaa yoktur; sath-ı müdâfaa vardır. O satıh bütün vatandır...":

  Milli Mücadele döneminde; Sakarya Savaşı'nda (23 Ağustos-13 Eylül 1921) Başkomutan olarak; "Savunma hattı yoktur. Savunma alanı vardır. O alan bütün yurttur. Yurdun her karış toprağı, yurttaşın kanıyla ıslanmadıkça düşmana bırakılamaz. Onun için küçük büyük her birlik bulunduğu dayangadan atılabilir; ama küçük büyük her birlik, ilk durabildiği noktada yeniden düşmana karşı cephe kurup savaşı sürdürür. Yanındaki birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören birlikler ona uyamaz. Bulunduğu dayangada sonuna dek dayanmakla ve direnmekle yükümlüdür." emrini vermiştir. Sonuçta Türk Orduları, Sakarya'da büyük bir zafer kazanmıştır.

Konu hakkında ayrıntılı bilgi için BKZ.

➥"Ordular ilk Hedefiniz Akdeniz'dir, İleri!"

  Başkomutan Gazi Mustafa Kemal, Başkomutanlık Meydan Muharebesi (26-30 Ağustos 1922) kazanıldıktan hemen sonra Büyük Taarruz için Türk ordularına, ''İlk hedefiniz Akdenizdir. İleri!'' emrini, günümüz Ege Bölgesi'ndeki kentleri, kasabaları köyleri düşman işgalinden kurtarmak amacı ile vermiştir. 

Konu hakkında ayrıntılı bilgi için BKZ.

Ayrıca BKZ. Atatürk'ün Komutanlık Yeteneği ve Cephede Verdiği Tarihe Geçmiş Emirler

➥"Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde esir kalamaz."

15 Mart 1923'te Adana'da Hatay için söylediği sözdür.

➥"...Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır..Öğretmenler, Cumhuriyet sizden, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller ister."

25 Ağustos 1924'te, Ankara'da Muallimler Birliği Kongresi sonrası, çay ziyafetinde söylemiştir. 

➥"..Cumhuriyeti biz kurduk. Onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz!"

30 Ağustos 1924'te Afyonkarahisar'da; Başkomutanlık Meydan Savaşı'nı idare ettiği Zafer Tepe'de söylemiştir.

"...En hakiki mürşid ilimdir..."

22 Eylül 1924'te Samsun'da, İstiklâl Ticaret okulunda, öğretmenlerin verdiği çay ziyafetinde; "Efendiler! Dünyada her şey için; uygarlık için, hayat için en hakiki (gerçek) mürşit (yol gösterici) ilimdir; fendir. İlim ve fennin dışında rehber aramak dikkatsizliktir, bilgisizliktir, yanlışlıktır. Yalnız ilim ve fennin yaşadığımız her dakikadaki devrelerinin olgunlaşmasını kavramak ve yükselişini zamanla izlemek şarttır.." demiştir.

➥"...Efendiler ve Ey Millet iyi biliniz ki; Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçekçi yol medeniyet yoludur..."

30 Ağustos 1925'de Kastamonu'da söylemiştir. Şapka Devrimi yaptığı Kastamonu'da, 30 Ağustos etkinlikleri için Cumhuriyet Halk Fırkası binasında yaptığı konuşmada söylemiştir.

"Benim naçiz (gelip geçici, önemsiz) vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır (yaşayacaktır)."

16 Haziran 1926'da Atatürk'e İzmir'de planlanan suikastın açığa çıkması üzerine söylemiş olduğu sözdür. 

"Efendiler!.. Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz; fakat sanatçı olamazsınız. Yaşamlarını büyük bir sanata adayan bu çocukları sevelim."

12 Nisan 1930'da, Ankara'da akşam yemeğinde tiyatro sanatçıları için söylemiştir.

"...Yurtta sulh (barış); cihanda (dünyada) sulh!.."

20 Nisan 1931'de Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Başkanı olarak seçimler için yayımladığı beyannamede "...Yurtta sulh, cihanda sulh için çalışıyoruz..." demiştir.

➥"...Meselenin mahiyeti esasen din değil, dildir..."
Şubat 1933'de Bursa'da Türkçe ezan okunması nedeniyle gericilerin yaptığı küçük çapta gerçekleşen Bursa Olayına karşı, 6 Şubat 1933'te Bursa'da Anadolu Ajansı'na yazdırdığı açıklama metninde söylemiştir.

➥"...Benim şahsi meselem..."
Atatürk'ün şahsi meselem dediği konu Hatay Sorunudur. Fransa himayesinde yaşayan Suriye'de kalan Hatay'ın anavatana katılması için hasta olduğu dönemde bile yoğun mücadele vermiştir. 1937'de "Hatay benim şahsi davamdır. Şakaya gelmeyeceğini bilmelisiniz." demiştir. Hatay'ın Türkiye'ye 1939'da katılmasını görememiş; fakat yoğun diplomasisi ve mücadelesi amacına ulaşmıştır.


Hazırlayan: Ali ÇİMEN

KAYNAKÇA:

Kemal ATATÜRK, NUTUK(1919-1927)Atatürk Araştırma Merkezi-(Bugünkü Dille Yayına Hazırlayan Prof. Dr. Zeynep KORKMAZ, Yıl: 2000, s.456-460.

Gazi M. Kemal ATATÜRKNutuk( Söylev)Cilt I- II, (Günümüz diline çevirip basıma hazırlayan Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu) Kurtiş Matbaası 39. Baskı, Eylül 2002.

Prof. Dr. Hamza EROĞLU, "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh", Atatürk Araştırmaları Merkezi, C. 1, Sayı:2, 1985, s.435-450

→Atilla KOLLU, ''Büyük Zafer (Öncesi ve Sonrası İle)Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt:VIII, Sayı:24, Temmuz 1992, 481-560.  

Alev Coşkun, "Atatürk ve Hatay", Cumhuriyet, 22 Temmuz 2019.

→Alev Coşkun, Altı Ay, Cumhuriyet Kitapları, İstanbul, Şubat, 2010, 19. Baskı, Sayfa 39-40-41-42.

→Sinan MEYDAN, ''Ne Muazzam Zaferdi O! Büyük Taarruz'', Sözcü Gazetesi, 28 Ağustos 2017.
 
→Sinan MEYDAN, '' Atatürk'ün Diplomasi Zaferi: Hatay", Sözcü, 3 Temmuz 2017.

→Sadi Borak, Bilinmeyen Yönleriyle Atatürk, İstanbul, 1966, sayfa 45.

→Sina Akşin, İstanbul hükümetleri ve Milli Mücadele, Cilt I

→Suat İLHANAtatürk'ün Cephede Verdiği Dört EmirAtatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt:III, Sayı: 9, Temmuz 1987, s. 479-486.

→Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, Cilt I, Sayfa 341-342.

→Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Aydın Kitabevi, 22. Baskı Ankara, 2005, s.794.

https://www.atam.gov.tr/duyurular/guzel-sanatlar

https://www.atam.gov.tr/ataturkun-soylev-ve-demecleri/samsun-ogretmenleriyle-konusma

https://www.atam.gov.tr/ataturkun-soylev-ve-demecleri/kastamonuda-ikinci-konusma

https://www.atam.gov.tr/ataturkun-soylev-ve-demecleri/muallimler-birligi-kongresi-uyelerine

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hicrî Takvim Miladi Takvime Nasıl Çevrilir?

Örnek: Hicrî 1431 yılını Miladi Takvime Çevirme Aşamaları: I. Aşama : 1441 Hicrî yıl 33 sayısına bölünür. Çünkü 1 Hicri yıl yaklaşık 354 gündür. Hicrî takvim kamerî, yani aya dayalı düzenlenir. Güneşe dayalı düzenlenen Miladi Takvimde ise 1 miladi yıl yaklaşık 365 gündür. İki takvim arasında bir yıllık sürede 11 günlük fark görülür. Bu fark toplamda her 33 yılda 1 yıl olmuş olur. 1431/ 33 = 43,36...→ yaklaşık 43. Böylece 33 yılda 1 yıllık farktan 1431 yılda kaç yıl fark olduğu ortaya çıkar. II. Aşama :  Yukarıda çıkan sonuç, Hicri yıldan çıkarılır. 1431-43= 1388 Böylece Hicri Takvimin Miladi takvim ile arasındaki fark düzeltilmiş oldu. III. Aşama : Yukarıda çıkan sonuç yıl farkı alınmış hicri tarihtir. Son olarak bu sonuca iki takvim arasında 622 yıl farkı eklenir. Hicrî Takvim başlangıcı, İslam Dini Peygamberi Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye Hicreti olayıdır. Bu olay Miladi 622'de olmuştur. 622 rakamı   iki takvim arasındaki yıl farkı

Tevaif-i Mülük Devletler Ne Demektir?

   Abbasi Devleti'nin (750-1258) merkezi otoritesinin zayıflaması ve Abbasiler'e bağlı yöneticilerin (Emir'ül Umeralar) kendi bölgelerinde bağımsızlıklarını ilan etmeleri ile ortaya çıkan feodal devletlere Tevaif-i Mülük Devletler denir. Tevaif'ül Mülük Devletler, Abbasiler'in çözülmesine ve parçalanmasına zemin hazırlamıştır.  Ayrıca BKZ. → Emir'ül Umera Nedir? ↴ http://www.sessiztarih.net/2014/08/emirul-umera-nedir.html Tevaif-i Mülük Devletler    şunlardır: * Mısır 'da; - Tolunoğulları (Mısır'da kurulan ilk Türk- İslam Devleti) - İhşitler (Akşitler) (Mısır'da kurulan 2. Türk-İslam Devleti) Ayrıca BKZ. → Hicaz'a egemen olan ilk Türk devleti ↴ http://www.sessiztarih.net/2014/05/hicaza-egemen-olan-ilk-turk-devleti.html - Fatimiler (Şii Arap Devleti) * İran 'da; - Tahiriler - Saffariler - Büveyhoğulları * Horasan 'da; - Samanoğulları * Kuzey Afrika 'da; - Ağlebiler - İd

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay