Ana içeriğe atla

Atatürk'ün Komutanlık Yeteneği ve Cephede Verdiği Tarihe Geçmiş Emirler

         Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk, Harbiye'den iyi derece ile mezun olmuş, savaş meydanlarında kazandığı başarılar ile askeri rütbelerini almış, bir askeri taktik uzmanı, Türk orduları başkomutanıdır. 

       Atatürk; stratejik savunma, mevzi savunma, kıyı savunma, karşı taarruz, stratejik taarruz, mahdut hedefli taarruz, başarıdan faydalanma, takip, geri çekilme, oyalama muharebesi, dağ muharebesi, çöl  muharebesi gibi savaş stratejilerini ve tekniklerini uygulamış bir komutandır.

   Savaş komuta ederken verdiği emirler; stratejik ve siyasi açılardan önem arz eder. Katıldığı savaşlarda verdiği tarihi emirler, onun teorik ve pratik açılardan komutanlık yetisini göstermesi bakımından önemlidir:

→ ''Ben size taarruzu değil; ölmeyi emrediyorum'':

  Atatürk bu emri, 25 Nisan 1915 saat 10.00'da, Çanakkale -Arıburnu- Conkbayırı Muharebelerinde 57. Piyade Alayı'na vermişti. Gelibolu 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, Arıburnu Cephesi-Conkbayırı bölgesinde cephanesi bittiği için geri çekilen askerleri onları takip eden düşman askerlerine karşı yatıp mevzi almalarını emrederek önce zaman kazanmış; sonra da ileriye intikal ettirdiği 57. Alay askerlerini düşmana karşı taarruz ettirmişti.

Ayrıntılı bilgi için BKZ.→Atatürk: 'Ben Size Taarruzu Değil Ölmeyi Emrediyorum...' Emrini Hangi Cephede Verdi?

http://www.sessiztarih.net/2020/06/ataturk-ben-size-taarruzu-degil-olmeyi.html


Kütahya-Eskişehir Muharebeleri Sırasında, Ordunun 100 km Geriye, Sakarya Irmağı'nın Doğusuna çekilme Emri:

   Yunan Kuvvetleri'nin Bursa ve Uşak üzerinden topyekun saldırısı, Kütahya Eskişehir Savaşları'nın Türk ordusu aleyhine gelişmesine yol açtı. Düşmanı geniş alanda yıpratarak zaman kazanmak amacı ile İsmet Paşa'ya verdiği emirle; ordunun Eskişehir'in kuzey ve güneyi doğrultusunda toplanmasını, Sakarya Irmağı'nın doğusuna doğru geri çekilmesini emretmişti. Bu karar çok kritik ve zor bir karardı. Yaşanan mağlubiyet ile Kurtuluş Savaşı'nın kaderi değişebilirdi. Fakat ordunun toplanması, yeniden düzene girmesi, dinlenmesi ve eksikliklerinin giderilmesi için zaman kazanılması açısından isabetli bir karar olmuştu. Ayrıca Yunanlıların menzilleri uzamış, ikmal yapmaları  ve taarruz düzenlerini değiştirmeleri gerekmişti. Bu süreçten sonra Mustafa Kemal Paşa 5 Ağustos 1921'de ''Başkomutan'' olarak Türk ordularının başına geçti.

→''Hattı müdâfaa yoktur; sathı müdâfaa vardır. O satıh bütün vatandır.Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça terk olunamaz'':

     Bu taktiksel emri Sakarya Meydan Savaşı'nda vermişti. Başkomutan Mustafa Kemal Türk ordularını 100 km kadar geriye çekerek düşman ordularını geniş bir alanda karşılama ve savunma yapma taktiği ile hareket edecekti. Atatürk verdiği bu emir ile yapılacak şiddetli ve dirençli bit mevzi savunmasının çok kritik ve önemli olduğunu, aslında savunulacak alanın vatan olduğunu, bu alan kaybedilirse vatanın elden gideceğini belirtmişti. Mevzi savunmasının ön cephesini elde bulundurmak yerine; savunmayı tek bir hatta değil de karış karış derinlikte yapılmasını emretmişti. Sakarya Meydan Muharebesi'nin kazanılması Gazi'nin stratejik emrinin doğru olduğunu göstermişti.

Ayrıntılı bilgi için BKZ.Atatürk: 'Hatt-ı Müdâfaa Yoktur, Sath-ı Müdâfaa Var...' Emrini Hangi Savaşta Verdi?

http://www.sessiztarih.net/2020/06/ataturk-hatti-mudafaa-yok-sathi-mudafaa.html


→''Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir, İleri.'': 

  Atatürk bu emri, Büyük Taarruz için vermişti. Emirde Akdeniz diye kastedilen bugünkü Türkiye'nin Ege Bölgesi kentleri, kasabaları ve köyleridir. 26 Ağustos 1922'de Afyon- Dumlupınar taarruzu ve 30 Ağustos 1922'de Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile Yunan ordusu bozguna uğratılmıştı. Yunan orduları dağılmış bir biçimde kaçarak geri çekiliyordu. Bunların derlenip bir yerde toplanmasına engel olmak geriyordu. Özellikle Milne Hattı diye tabir edilen Akhisar-Salihli-Ödemiş yöreleri ve İzmir çevresinde toplanıp savunma yapabilirlerdi. Bu durumun önünü almak ve düşmanı bölgeden, yurttan atmak maksatlarıyla bu emir verildi. Böylece İzmir'in işgalinden beri 26 ayda Kütahya- Eskişehir mevzilerine kadar ilerleyen düşman ordusu, sadece 14 günde tüm bölgeden geri püskürtüldü.

Ayrıntılı bilgi için BKZ.→Atatürk: 'Ordular! İlk Hedefiniz Akdeniz. İleri.' Emrini Hangi Savaşta Hangi Hedefe Verdi?


Derleyen: Ali ÇİMEN


Kaynakça:

Gazi M. Kemal ATATÜRKNutuk( Söylev)Cilt I- II, (Günümüz diline çevirip basıma hazırlayan Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu) Kurtiş Matbaası 39. Baskı, Eylül 2002.

→Suat İLHAN, Atatürk'ün Cephede Verdiği Dört Emir, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt:III, Sayı: 9, Temmuz 1987, s. 479-486.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hicrî Takvim Miladi Takvime Nasıl Çevrilir?

Örnek: Hicrî 1431 yılını Miladi Takvime Çevirme Aşamaları: I. Aşama : 1441 Hicrî yıl 33 sayısına bölünür. Çünkü 1 Hicri yıl yaklaşık 354 gündür. Hicrî takvim kamerî, yani aya dayalı düzenlenir. Güneşe dayalı düzenlenen Miladi Takvimde ise 1 miladi yıl yaklaşık 365 gündür. İki takvim arasında bir yıllık sürede 11 günlük fark görülür. Bu fark toplamda her 33 yılda 1 yıl olmuş olur. 1431/ 33 = 43,36...→ yaklaşık 43. Böylece 33 yılda 1 yıllık farktan 1431 yılda kaç yıl fark olduğu ortaya çıkar. II. Aşama :  Yukarıda çıkan sonuç, Hicri yıldan çıkarılır. 1431-43= 1388 Böylece Hicri Takvimin Miladi takvim ile arasındaki fark düzeltilmiş oldu. III. Aşama : Yukarıda çıkan sonuç yıl farkı alınmış hicri tarihtir. Son olarak bu sonuca iki takvim arasında 622 yıl farkı eklenir. Hicrî Takvim başlangıcı, İslam Dini Peygamberi Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye Hicreti olayıdır. Bu olay Miladi 622'de olmuştur. 622 rakamı   iki takvim arasındaki yıl farkı

Tevaif-i Mülük Devletler Ne Demektir?

   Abbasi Devleti'nin (750-1258) merkezi otoritesinin zayıflaması ve Abbasiler'e bağlı yöneticilerin (Emir'ül Umeralar) kendi bölgelerinde bağımsızlıklarını ilan etmeleri ile ortaya çıkan feodal devletlere Tevaif-i Mülük Devletler denir. Tevaif'ül Mülük Devletler, Abbasiler'in çözülmesine ve parçalanmasına zemin hazırlamıştır.  Ayrıca BKZ. → Emir'ül Umera Nedir? ↴ http://www.sessiztarih.net/2014/08/emirul-umera-nedir.html Tevaif-i Mülük Devletler    şunlardır: * Mısır 'da; - Tolunoğulları (Mısır'da kurulan ilk Türk- İslam Devleti) - İhşitler (Akşitler) (Mısır'da kurulan 2. Türk-İslam Devleti) Ayrıca BKZ. → Hicaz'a egemen olan ilk Türk devleti ↴ http://www.sessiztarih.net/2014/05/hicaza-egemen-olan-ilk-turk-devleti.html - Fatimiler (Şii Arap Devleti) * İran 'da; - Tahiriler - Saffariler - Büveyhoğulları * Horasan 'da; - Samanoğulları * Kuzey Afrika 'da; - Ağlebiler - İd

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay