Ana içeriğe atla

Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne Taşınan Sorunları Nelerdir?

   Türkiye'nin Atatürk döneminde (1923-1938) yaşadığı; Musul Sorunu, Nüfus Mübadelesi Sorunu, Boğazlar Sorunu, Hatay Sorunu ve Bozkurt-Lotus Sorunu Milletler Cemiyeti'ne çözülmek amacıyla taşınmıştır. Bu sorunlardan sadece Musul Sorunu Türkiye aleyhine (zararına) çözülmüş; fakat diğer sorunlar süreç içerisinde, Türkiye lehine (yararına) çözüme kavuşturulmuştur.

Musul Sorunu:

  Türkiye ile İngiltere arasında yaşanan sorundur. Lozan Barış Anlaşması'nda çözüme kavuşmayan sorundur. Musul Sorunu, Lozan'da dokuz ay içerisinde Türkiye ile Irak'ın mandası Büyük Britanya (İngiltere) arasında yapılacak görüşmelere bırakılmıştı. Bu süreçte gelişme olmazsa sorun Milletler Cemiyeti'ne götürülecekti. 1924 Haliç Konferansı, İngiltere'nin kasıtlı çözümsüzlük tavrı yüzünden yine çözülemeyince, sorun Milletler Cemiyeti'ne götürüldü. O dönem henüz Türkiye'nin dahil olmadığı ve İngiltere'nin çok etkin olduğu Milletler Cemiyeti ise Musul Komisyonu oluşturup bölgenin Irak sınırları içerisinde kalmasını onayladı. Bundan sonra yapılan 1926 Ankara Anlaşması ile Musul, İngiltere'nin mandası Irak'a bırakıldı.

Konu ile ilgili ayrıntılı bilgiler ve kronolojik olaylar yapısını görmek için BKZ.→Musul Sorununun Kronolojik Silsilesi↴ 
http://www.sessiztarih.net/2020/06/musul-sorunuyla-ilgili-olaylar.html

Ayrıca BKZ.→Milletler Cemiyeti Musul Komisyonu Nedir?
http://www.sessiztarih.net/2020/06/milletler-cemiyeti-musul-komisyonu-nedir.html

Nüfus Mübadelesi Sorunu:
    
   Türkiye ile Yunanistan arasında yaşandı. Lozan'a göre; Batı Trakya Türkleri ve İstanbul Rumları haricindeki tüm Rum ve Türk nüfusları iki ülke arasında mübadele (değiş-tokuş, değişim) yapacaktı. Ancak Yunanistan, çözüm uygulanırken sorunlar çıkardı. Bunun üzerine 1928'de Milletler Cemiyeti sorunu çözmeye çalıştı. Fakat tarafları memnun edemedi. Sorun 10 Haziran 1930'da Türk-Yunan Ahali Mübadele Anlaşması ile çözüldü. Türkiye ve Yunanistan dost iki ülke oldu.

Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi sahibi olmak için BKZ.

Konu ile ilgili özet bilgi sahibi olmak için BKZ.
http://www.sessiztarih.net/2020/06/turk-rum-nufus-mubadelesi-nedir-ozet.html

Boğazlar Sorunu:
   
   Lozan Anlaşması'na göre boğazlarla ilgili anlaşma hükümleri, Türkiye'nin başkanlığında bir komisyon tarafından denetlenecekti. Bu durum Türkiye'nin bölgede egemenlik haklarını zedeledi. 1930'lu yıllarda İtalya, Almanya ve Japonya'nın saldırgan- yayılmacı politikaları tüm dünyayı tehdit etmeye başladı. Bu durumu bahane gösteren Türkiye sorunun çözümünü istedi. Milletler Cemiyeti'ne girişimde bulundu. 1935'de Türkiye Milletler Cemiyetinden boğazlarla ilgili Lozandaki silahsızlandırma maddelerini iptalini istedi. Uzun süre bu konuda baskısını sürdürdü. MC. Genel Sekreterliğine konu ile ilgili nota gönderdi. Böylece boğazlar için konferans yapılması için üye ülkeleri ikna etti. 20 Temmuz 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile sorun Türkiye'nin lehine çözümlendi. Boğazlar komisyonu kaldırılarak bölge tamamen Türkiye denetimine bırakıldı.

Hatay Sorunu:
  
   Türkiye ile Fransa arasında yaşanan bir sorundur. 20 Ekim 1921 Ankara Anlaşması ile Misak-ı Milli toprağı Hatay, Fransa mandası Suriye sınırları içerisinde kaldı. Lozan'da da bu anlaşmanın hükümleri kabul edildi. Fakat anlaşma hükümlerine Fransa tarafından uyulmayınca Türkiye sorunu Milletler Cemiyetine götürdü. Fransa dünyadaki yayılmacı politikaların tehlikesine karşı Suriye mandasından 1936'da çekilmişti. Bu süreçte Fransa ve Türkiye İskenderun Sancak Sorununu (Hatay Sorunu) cemiyet gündemine taşıdı.  Cemiyet tarafından Sandler Raporu hazırlandı. Raporla Hatay, yarı özerk bir bölge statüsü kazandı. 1938'de Hatay Bağımsız Cumhuriyeti kuruldu. 30 Haziran 1939'da ise Hatay Türkiye topraklarına katıldı.

Konu ile ilgili BKZ.→ 1921 Ankara Anlaşması Nedir?
http://www.sessiztarih.net/2020/06/1921-ankara-anlasmasi-nedir.html


Konu ile ilgili Ayrıca BKZ.→Sandler Raporu Nedir?
http://www.sessiztarih.net/2020/06/sandler-raporu-nedir.html

Bozkurt-Lotus Sorunu:
Türkiye ile Fransa arasında yaşanan sorundur. Türk gemisi Bozkurt ile Fransız gemisi Lotus'un kazası sonrası, mahkemesinin Türkiye'de görülmesine karşı Fransa'nın buna karşı çıkması olayıdır. Olay MC'ye götürülmüştür. Türkiye haklı çıkmıştır.

 Ayrıntılı Bilgi için BKZ.→Bozkurt-Lotus Olayı Nedir?↴

http://www.sessiztarih.net/2020/06/bozkurt-lotus-davasi-ve-onemi-nedir.html



Derleyen: Ali ÇİMEN





























Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl