30 Eylül 1924'te, Milletler Cemiyeti, Musul Sorununu yerinde incelemek ve rapor tutmak amacıyla; Macaristan eski başbakanı Kont Teleki, İsviçre'nin Bükreş elçisi A. Virsen, Belçikalı emekli albay A. Poulis'ten oluşturulan üç kişilik komisyona Milletler Cemiyeti Musul Komisyonu denir. Bu komisyon kararı ile uluslararası siyasette Musul'un hakları Irak'a teslim edilmiş ve Türkiye dış politikada Musul sorununda kündeye getirilmişti.
Haliç Konferansı'nı sonuçsuz bırakmayı başaran İngiltere, Musul Sorununu, henüz Türkiye'nin üye olmadığı Milletler Cemiyeti'ne götürmeyi başardı. 20 Eylül 1924 günü cemiyet meclisinde yapılan görüşmelerde; geçici üye Türkiye temsilcisi Ali Fethi Bey, Musul'un kaderinin belirlenmesi için plebisit (halk oylaması) yapılmasını önerdi. İngiltere temsilcisi Adalet Bakanı Lord Palmoor buna karşı çıktı. Çünkü yapılacak bir oylamada bölgede yaşayan Tük ve Müslüman nüfus nedeniyle sonuç Türkiye lehine olacaktı.
Türkiye'nin istememesine rağmen oluşturulan üçlü komisyon, Kasım ayında çalışmalarına başladı. Önce Ankara'ya sonra da 16 Ocak 1925'te, Bağdat'a geçti. Bu esnada Şey Sait İsyanının patlak vermesi de İngilizlerin işine yaradı. Çünkü Türkiye'nin kendi ülkesindeki Kürtleri dahi kontrol edemediği izlenimi verilmek istenmişti. Komisyon üyelerine Türkiye adına eski ordu müfettişi Cevat Paşa Bağdat'ta eşlik etti. Komisyonun Musul'da gözlem yaptığı sırada ise Cevat Paşa'nın Musul sokaklarında halk tarafından coşkuyla selamlanması komisyonu şaşırtmıştı. Fakat 16 Temmuz 1925 günü komisyon Milletler Cemiyeti'ne sunduğu raporda; Türklerin bu bölgede tarihte egemenlik kurduğunu, fakat bölgede Kürtlerin de yaşadığını, onların ne Türk ne Arap olduğunu ve aşiretlerinin Türkiye'yi istemediğini belirtti. Komisyon, Brüksel Hattı'nın doğal bir sınır olduğunu ve bu yönde hareket edilmesini tavsiye etti. Sonuçta Musul'un Irak'ta kalması istendi.
Milletler Cemiyeti, komisyon kararını konuşmak üzere 3 Eylül'de tekrar toplandı. Türkiye Musul hakları konusunda diretmeyi sürdürünce, cemiyet konuyu Lahey Daimi Adalet Divanı'na iletti. Türkiye komisyon oluşturulmasına karşı çıktığı gibi buna da karşı çıktı. Çünkü konu Türkiye açısından hukuki değil siyasiydi. Ayrıca oraya bu yüzden temsilci de göndermedi. Lahey'de de İngiliz planına uygun karar çıktı. Nihayetinde Milletler Cemiyeti 16 Aralık 1925'te üçlü komisyonun kararını kabul etti. Böylece Türkiye'nin Musul siyasetinde dış politikada da eli kolu bağlandı. Musul kaybedildi.
Ayrıca BKZ. brüksel Hattı (Çizgisi) Nedir?
Derleyen: Ali ÇİMEN
Musul komisyonu: Kont Teleki, A.Paulis, A. Wirsen |
Kaynakça:
→Bilal N. ŞİMŞİR, ''Musul Sorunu ve Türkiye- İngiltere- Irak İlişkileri'', Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi,Cilt XXI, Kasım 2005, Sayı 63, s.859-916.
Yukarıda adı geçen makaleye genel ağ üzerinden ulaşmak için BKZ.↴
https://www.atam.gov.tr/wp-content/uploads/Bil%c3%a2l-N.-%c5%9e%c4%b0M%c5%9e%c4%b0R-Musul-Sorunu-ve-T%c3%bcrkiye-%c4%b0ngiltere-Irak-%c4%b0li%c5%9fkileri.pdf
→Bilal N. ŞİMŞİR, ''Musul Sorunu ve Türkiye- İngiltere- Irak İlişkileri'', Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi,Cilt XXI, Kasım 2005, Sayı 63, s.859-916.
Yukarıda adı geçen makaleye genel ağ üzerinden ulaşmak için BKZ.↴
https://www.atam.gov.tr/wp-content/uploads/Bil%c3%a2l-N.-%c5%9e%c4%b0M%c5%9e%c4%b0R-Musul-Sorunu-ve-T%c3%bcrkiye-%c4%b0ngiltere-Irak-%c4%b0li%c5%9fkileri.pdf
Yorumlar
Yorum Gönder