Ana içeriğe atla

Türk- Rum Nüfus Mübadelesi Nedir? (Özet)

   Türkiye ve Yunanistan arasında gerçekleşen karşılıklı nüfus değişimine Nüfus Mübadelesi denir. Mübadele; değişim, değiş-tokuş demektir. İsteğe bağlı değil; zorunlu bir göçtür. Başkasının yerine getirilmiş kişiye ise mübâdil denir. Nüfus Mübadelesi, Türkiye ile Yunanistan arasında 1923'ten 1930 yılına kadar bir sorun olarak süregelmiştir. 1930'da sorun kesin olarak çözülmüş; 1934 yılında ise mübadele işlemleri kesin olarak sona ermiştir. Nüfusun karşılıklı yer değiştirmesi, Etabli, İstanbul sınırları içindeki Rumlar, Emvâl-i Metrûke, mübadillerin sağlık, yiyecek-içecek ve barınma sorunları gibi sorunlar iki ülke arasında ve toplum içinde Mübadele Sorunları olarak tanımlanmıştır.

    30 Ocak 1923'te, Lozan'da, Türk- Rum Nüfus Mübâdelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol Anlaşması uyarınca; Türkiye'de yaşayan (İstanbul Rumları hariç) Ortodoks Rumlar ile Yunanistan'da yaşayan (Batı Trakya Türkleri hariç) Müslümanlar nüfus değişimine (mübadele) tabi olacaklardı. Bu anlaşma uyarınca oluşturulan Karma Komisyon ile mübadele işlemleri gerçekleştirilmeye başlandı. Sözleşme uyarınca yaklaşık yarım milyona yakın Müslüman Türkiye'ye, 200 bin Ortodoks da Yunanistan'a karşılıklı biçimde göç etti. Kurtuluş Savaşı'nın sonundan itibaren mübadele sürecinde Yunanistan'a göç eden Rum sayısı 1.2 milyonu buldu.

  Mübadiller geldikleri yerlerde sosyo-ekonomik sorunlar yaşadı. Yiyecek-içecek, sağlık gibi sorunlar ile birlikte Emvâli Metrûke ile ilgili sorunlar yaşadı (Emvâl-i Metrûke, göç eden kişilerin yanlarında götüremediği taşınmaz malları ifade eden bir terimdir). Mübadiller, geldikleri yerlerde kalan taşınmazlarının değerinde konutlara, arazilere yeterince yerleşemedi. Geride bıraktıkları malların değeri kadar mallara sahip olmakta zorluk yaşadılar. Ayrıca uğraştıkları iş kolu dışında başka alanlar kendilerine tahsis edildiğinden üretim açısından sorunlar yaşadılar.

  Mübadele süreci sürerken Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde tansiyonu yükseltecek önemli bir sorun daha ortaya çıktı. Etabli, yerleşiklik sorunu Yunanistan'ın İstanbul'da daha çok Rum bırakmak ve Batı Trakya Türklerini bölgeden çıkarmak amacıyla Milletler Cemiyetine kadar götürüp kendi lehine karar aldırdığı bir sürece dönüştü. Buna karşın Türkiye, etabli sorununda diretmeye başladı. İstanbul'da yaşayan Rumların 1912'den sonra gelenlerini, savaş döneminde zararlı faaliyetlerde bulunan Rum derneklerini ve firari Rumları, patrikhaneyi İstanbul dışına çıkarma kararı aldı. 

  Sürtüşmeler 1926 Atina Anlaşması'na kadar sürdü. Gerginlikler azalsa da çözümler sürüncemede kaldı. Tüm sorunlar kesin olarak 10 Haziran 1930 Türkiye- Yunanistan Ankara Anlaşması ile çözüme kavuştu. Mübadele, İstanbul Rumları ve Batı Trakya Türklerini kapsamadan gerçekleşmeye devam etti. Böylece Türkiye ile Yunanistan'ın dostluk dönemi başladı. 1933'te ise Karma Komisyonun kaldırılması ile 1934 yılında mübadele işlemleri tamamen sona erdi.

Türk-Rum Nüfus Mübadelesi ile Dünyada ilk kez zorunlu bir göç uluslararası hukuk tarafından meşru hale getirilmiştir.

Türk-Rum nüfus mübadelesi; 1944 Polonya- Sovyetler Birliği nüfus mübadelesi ve 1946 Çekoslovakya- Macaristan Nüfus Mübadelesine örnek teşkil etti.

Türk- Rum Nüfus Mübadelesi GENİŞ AYRINTI için BKZ.

http://www.sessiztarih.net/2020/06/nufus-mubadelesi-nedir.html

 Emvâl-i Metrûke Nedir?↦Ayrıca BKZ.
http://www.sessiztarih.net/2020/06/emvali-metruke-nedir.html

Etabli Sorunu Nedir →AYRINTILI ANLATIM için →Ayrıca BKZ.

http://www.sessiztarih.net/2020/06/etabli-sorunu-nedir-ayrintili.html

Etabli Sorunu ÖZET Anlatım İçin BKZ.

http://www.sessiztarih.net/2020/06/etabli-sorunu-nedir-ozet.html

Mübadelenin Neden ve Sonuçları için BKZ.

http://www.sessiztarih.net/2020/06/turk-rum-nufus-mubadelesinin-nedenleri.html


Derleyen: Ali ÇİMEN

       


        

      

Yorumlar

  1. Justin Mc. Carthy:
    “Sığınmalarla ilgili olarak, asıl sorulacak soru, hangi ülkenin nüfusu daha çoktu ya da hangi ülkeye daha çok sığınmacı gitti değildir; o ülke gelen muhacirlerin derdine derman sağlayabilir miydi sorusudur. İşte bu soru sorulduğunda pek bellidir ki Türkiye gelen muhacirlere yardım sunmayı Yunanistan’a göre daha az hazırlıklı idi. Türk muhacirler savaşın yakıp yıktığı bir ülkeye gelmişlerdir. Türkler için çok az barınak vardı. Devletin sanayi üretimi gücünün çoğu savaşlarda yitirilmişti. İş imkânları yoktu. Halbuki Yunan Devleti hiç değilse böyle bir yıkıma uğramamış, sanayi üretim işletmeleri yerli yerinde idi. Öyle iken uluslararası yardımı yalnızca Yunanlılar aldı. Amerikan Kızılhaç’ı ve Yakın doğu Yardım Vakfı gibi Amerikan yardım kuruluşları Yunan sığınmacılarına barınak ve yiyecek sağlanması için milyonlarca dolar katkıda bulundular. Bank Of England, Yunanistan’a sığınanlar için 2 milyon sterlinlik ödeme yaptı. 1924’ten 1938’e kadar geçen dönemde, iki kez büyük miktarlarda borç verilerek Yunanistan’a yapılan para yardımı 20 milyon sterlini buldu. Türkler ise, borç da olsa paraya en çok ihtiyaç duyarken, hiç kimseden bir şey alamadılar.''

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hicrî Takvim Miladi Takvime Nasıl Çevrilir?

Örnek: Hicrî 1431 yılını Miladi Takvime Çevirme Aşamaları: I. Aşama : 1441 Hicrî yıl 33 sayısına bölünür. Çünkü 1 Hicri yıl yaklaşık 354 gündür. Hicrî takvim kamerî, yani aya dayalı düzenlenir. Güneşe dayalı düzenlenen Miladi Takvimde ise 1 miladi yıl yaklaşık 365 gündür. İki takvim arasında bir yıllık sürede 11 günlük fark görülür. Bu fark toplamda her 33 yılda 1 yıl olmuş olur. 1431/ 33 = 43,36...→ yaklaşık 43. Böylece 33 yılda 1 yıllık farktan 1431 yılda kaç yıl fark olduğu ortaya çıkar. II. Aşama :  Yukarıda çıkan sonuç, Hicri yıldan çıkarılır. 1431-43= 1388 Böylece Hicri Takvimin Miladi takvim ile arasındaki fark düzeltilmiş oldu. III. Aşama : Yukarıda çıkan sonuç yıl farkı alınmış hicri tarihtir. Son olarak bu sonuca iki takvim arasında 622 yıl farkı eklenir. Hicrî Takvim başlangıcı, İslam Dini Peygamberi Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye Hicreti olayıdır. Bu olay Miladi 622'de olmuştur. 622 rakamı   iki takvim arasındaki yıl farkı

Tevaif-i Mülük Devletler Ne Demektir?

   Abbasi Devleti'nin (750-1258) merkezi otoritesinin zayıflaması ve Abbasiler'e bağlı yöneticilerin (Emir'ül Umeralar) kendi bölgelerinde bağımsızlıklarını ilan etmeleri ile ortaya çıkan feodal devletlere Tevaif-i Mülük Devletler denir. Tevaif'ül Mülük Devletler, Abbasiler'in çözülmesine ve parçalanmasına zemin hazırlamıştır.  Ayrıca BKZ. → Emir'ül Umera Nedir? ↴ http://www.sessiztarih.net/2014/08/emirul-umera-nedir.html Tevaif-i Mülük Devletler    şunlardır: * Mısır 'da; - Tolunoğulları (Mısır'da kurulan ilk Türk- İslam Devleti) - İhşitler (Akşitler) (Mısır'da kurulan 2. Türk-İslam Devleti) Ayrıca BKZ. → Hicaz'a egemen olan ilk Türk devleti ↴ http://www.sessiztarih.net/2014/05/hicaza-egemen-olan-ilk-turk-devleti.html - Fatimiler (Şii Arap Devleti) * İran 'da; - Tahiriler - Saffariler - Büveyhoğulları * Horasan 'da; - Samanoğulları * Kuzey Afrika 'da; - Ağlebiler - İd

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay