Ana içeriğe atla

Arnavutluk'un Osmanlı'dan Kopma Süreci (Ayrıntılı)

   Arnavutluk, Osmanlı'dan ayrılan son Balkan ülkesidir. I. Balkan Savaşı sırasında Arnavutluk, 28 Kasım 1912 tarihinde Osmanlı Devletinden ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiştir. 30 Mayıs 1913'te, Londra Konferansı ile bu ayrılık Osmanlı tarafından kabul edilmiştir. Balkanlarda ilk kez Müslüman bir unsur bağımsızlığını ilan ederek ayrılmıştır. Halifelik otoritesi işe yaramamıştır.

Konu ile İlgili ÖZET ANLATIM İçin BKZ.↴
http://www.sessiztarih.net/2020/07/arnavutlukun-osmanldan-kopma-sureci-ozet.html

Arnavutluk Bayrağı
    II. Murat ve Fatih döneminde Osmanlılar, bölge için çetin bir mücadeleye girişmişti. Arnavutların milli kahraman gözüyle baktıkları ünlü Arnavut İskender Bey (Yorgi Kastriota) Osmanlı'ya karşı direnmişti. Kendisinin ölümü sonrası İşkodra Kalesi 1479'da zor da olsa alındı. Sokullu Mehmet Paşa döneminde ise Arnavutluk'un ele geçirilmesi tamamlandı. Arnavutluk, yüzyıllarca Osmanlı'ya bağlı olarak yaşadı.

    Osmanlı ülkesi içinde ayrılıkçı- milliyetçi hareketler Sırp, Yunan, Bulgar gibi milletleri etkilediği gibi Arnavut milletini de etkiledi. Arnavut ulusal hareketi,  Osmanlı'dan başlayan kopmalar ile kendisini tehlikede hissetti. Osmanlı'nın kendilerini koruyamayacağı düşüncesi doğdu. Arnavut aydınları tarafından kültürel bir hareketlenme başlatıldı. Arnavutça dilinin geliştirilmesi ve Arnavut derneklerinin kurulması ile süreç devam etti. 


İşkodra Kalesi-XX. Yüzyıl Başları

    Süreç içinde; Yunan, Sırp ve Karadağ devletlerinin yayılmacı politikalarına bir tepki olarak Arnavut milliyetçiliği doğdu. Arnavutlar kendi topraklarında özerk bir yapı kurmak istedilerse de Osmanlı buna yanaşmadı. Yine de 93 Harbi sırasında Osmanlı ile birlikte kendi topraklarını korumak amacıyla Ruslarla savaştılar. 1878 Berlin Anlaşması ile Arnavutluk toprakları parçalanmaya başladı. 1893 Makedonya Sorunu ise Arnavutluk gündemini tekrar oluşturdu. 

  Peş peşe 1909-1910-1911-1912 Arnavutluk İsyanları meydana geldi. İlk üç isyan sertlikle bastırıldı. Öyle ki Kosova- Üsküp'te başlayıp İşkodra vilayetine kadar taşan 1911 Arnavutluk İsyanı için bölgeye Mahmut Şevket Paşa komutasında 82 piyade taburu yığıldı. Arnavutluk'un altını üstüne getirdiler. Arnavut erkekleri falakaya yatırıldı. İsyan bitti. Fakat Arnavutların çoğunlukta olduğu İşkodra, Kosova ve Yanya'da huzursuzluk bitmedi. Huzursuzluğun azaltılması amacıyla tedbirler zayıflatıldı. Vergiler hafifletildi. Hatta isyancıların isyan nedeni olan tüm talepleri neredeyse karşılanmıştı. 16 Haziran 1911'de Osmanlı Sultanı V. Mehmet Reşat'ın bölgeyi ziyareti, huzursuzluğu biraz daha azalttı. Sultan Mehmet Reşad aynı gün Kosova'da yaklaşık 100 bin kişi ile Cuma Namazı kıldı. 


Akçahisar Kalesi
   1912 " Sopalı Seçimler" sonrası Mebusan Meclisi dışında kalan İttihat Terakki muhalifleri 1912 Arnavut ayaklanmasında kışkırtıcı rol üstlendi. Şubat ayı sonlarında Simon Doda, İsa Bolatin, Bayram Curri, Hasan Priştine gibi isimler, Arnavutluk'ta ihtilal yapmak için halkı kışkırtmaya başladı. Hristiyan Malisörler (dağlı Arnavut Hristiyanlar) de isyana katıldı. Mart ve Nisan aylarında ise vergileri bahane eden Müslüman Arnavutlar da başta Kosova olmak üzere ayaklandı. Halaskaran Zabitan Cemiyeti Arnavutluk'ta bu isyanın baş örgütleyicileri idi. İsyan Yakova, İpek ve Priştine'de ciddileşti. Kuzey Arnavutluk bölgesinde asi sayısı 20 bini buldu. Osmanlı ordusundaki Arnavut subay ve erler firar etmeye başladı. Haziran ayı sonuna doğru ayaklanma çok genişledi. Bu arada hükümet değişmiş, başa Gazi Ahmet Muhtar Paşa (Baba-Oğul Kabinesi) gelmişti.


İşkodra- Buşatlı Mehmet Paşa Camii

   Hükümet hem siyasi müzakere hem de askeri yöntemler kullandı. Arnavutlara çeşitli haklar tanındı. Bu süreçte Avrupa ülkelerinin eskiden beri Osmanlı içişlerine burnunu sokma hevesi burada da kendini gösterdi. Rumeli'de ıslahat yapılması konusunda Osmanlı'ya nota verdiler. Her şey toparlanmak istenirken 8 Ekim 1912'de, Karadağ'ın Osmanlı'ya saldırısı ile I. Balkan Savaşı patlak verdi. Arnavutlar iki arada bir derede kaldılar. Ya düşman işgali altında yaşayacaklar ya da bağımsızlık için mücadele edeceklerdi. İkinci tercihi kullanan Arnavutlar,  Yanya'da Yunanlılara, İşkodra'da Karadağlılara direnişte bulundu. Fakat I. Balkan Savaşı'nda Osmanlı orduları bozguna uğradı. Arnavutlar bağımsızlık kararı almaya hazırlandılar. 

   İsmail Kemal Bey liderliğinde, Avlonya bölgesinde Müslümanları, Ortodoks ve Katolik Hristiyanları temsil eden 83 üye ile "Arnavutluk Milli Kongresi" toplandı. Kongre 28 Kasım 1912'de Arnavutluk'un bağımsızlığını kabul etti. Geçici Arnavut hükümeti başkanı İsmail Kemal Bey oldu. Londra Konferansı ise 17 Aralık'ta bağımsızlık kararını onayladı. 30 Mayıs 1913'de konferans kararlarına imza atan Osmanlı Devleti, Arnavutluk'un kendisinden ayrıldığını kabul etmiş oldu. Arnavutluk bağımsızlık hareketi, yaklaşık 36 yıllık (1877-1913) süreçte; milliyetçilik kışkırtmalarının, Osmanlı hükümet karışıklıklarının, otorite boşluklarının etkisiyle amacına ulaştı.




   Yaklaşık 25 bin kilometrekare bölge, 800 binlik nüfusla birlikte Osmanlı'dan koptu. Balkanlarda ilk kez Müslüman bir unsur bağımsız devlet olarak ortaya çıktı. Halifelik kurumunun nüfuzu işe yaramadı. Arnavut halkının ciddi bir kısmı da çizilen sınırların dışında kaldı. Zor yıllar, bağımsız Arnavutluk halkının oldu.

Derleyen: Ali ÇİMEN

Osmanlı'dan Ayrılan Son Balkan Ülkesi Kimdir?Ayrıca BKZ.↴
http://www.sessiztarih.net/2020/07/osmanlidan-ayrilan-son-balkan-ulkesi.html

Milliyetçilik Nedeni İle Osmanlı'dan Ayrılan  Milletler Kimlerdir? Ayrıca BKZ.↴
http://www.sessiztarih.net/2020/07/milliyetcilik-akimi-etkisiyle.html

Halaskar Zabıtan Grubu Nedir?Ayrıca BKZ.↴
http://www.sessiztarih.net/2020/06/halaskar-zabitan-grubu-nedir.html

Kaynakça:

→Fahri MADEN, "Arnavutluk'un Bağımsızlık Süreci (1877-1913)", Avrasya Etüdleri Dergisi, Cilt:39, Sayı:1, Ocak 2011, s. 155-196.

Yukarıdaki makaleye genel ağdan ulaşmak için BKZ.↴

→Ayşe TULUN, "Arnavutluk'un Fethi". aysetulun.com sitesine ulaşmak için BKZ.↴

→Selim SEZERMECLİS-İ MEBUSAN’I KAPATTIRAN MUHTIRA: HALASKÂR ZABİTAN BİLDİRİSİ, Hazırlayan: Mehmet Ö. ALKAN-Osmanlı'dan Günümüze Darbeler, Tarih Vakfı Yurt yay.,2016.

Prof. Dr. Sina AKŞİNAna Çizgileriyle Türkiye'nin Yakın Tarihi 1(1789-1980), Yenigün Haber Ajansı yay.,Temmuz 1997.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl