Ana içeriğe atla

Osmanlı'da Vâlide Sultan

 Osmanlı Devleti'nde, padişahların annelerine verilen unvandır. Padişah anneleri için vâlide-i pâdişâh, vâlide-i saâdetpenâh, mehd-i ulyâyı saltanat gibi terimler kullanılmıştır. Bazı valide sultanlar için farklı sıfatlar da kullanılmıştır. Örneğin; Kösem Sultan için "Ümmü'l-Mü'minîn", Hatice Turhan Sultan için "devletin bir rükn-i rekîni", Pertevniyal Sultan için "Ümmü'l-Cihân" gibi... 

 Konu Hakkında Özet Anlatım için BKZ.

http://www.sessiztarih.net/2021/01/osmanlida-valide-sultan-kimdir-kisaca.html

  Osmanlı tarihi boyunca oğlunun padişahlığını görebilen 23 valide sultandan bahsedilir. Bunlardan Sultan I. Mustafa'nın annesinin adı ise bilinmemektedir. Osmanlı tarihinde annesinin adı bilinmeyen tek padişah  I. Mustafa'dır. 

Ayrıca BKZ. →Osmanlı valide sultanlarının isimleri nedir?

http://www.sessiztarih.net/2021/01/osmanli-valide-sultanlarinin-isimleri.html


 Valide sultanlar, harem hiyerarşisinde en üstteki kişiydi. Padişah oğlundan sonra en güzel daire kendisine ayrılır; huzurunda tabiri caiz ise el pençe durulurdu. Valide sultanlar, padişah olan oğullarına "beyceğizim" ya da "aslanım" diye hitap ederlerdi. Vâlide Sultan olanlar bir daha evlenemezdi. 

 Bir padişah annesine resmi bir unvan olarak "vâlide sultan" denilmesi III. Murat dönemine rastlar. Valide Sultanlar, hanedanın soyunun sürdürülmesinde, korunmasında birinci derecede yetkili kişilerdi. Maddi zenginlikleri, sosyal statüleri ve siyasi güçleri, hem hanedanın soyunun muhafazasında hem de kendi varlıklarının sürdürülmesinde önemli araçlardı. Valide sultanlar, güçlerini sadece padişah annesi olmaktan almazlardı. Kurdukları geniş bir nüfuz alanları vardı. Kızları güçlü devlet adamlarıyla evlenirdi. Saray dışına kadar nüfuz edebilirlerdi.

Safiye Sultan (Temsili)

  Valide sultanların işlerini takip etmesi için bir kethüda görevlendirilirdi. Bunun yanında bir kethüda kadın (kâhya kadın) valide sultanın emrine verilirdi. O da saraydaki cariyelerin düzeninden sorumluydu. Bunlardan başka valide sultanın emrinde hazinedar usta, musâhibe, başağa, serkahveci ve kahveciler gibi birçok görevli bulunmaktaydı. Haremden sorumlu en yüksek rütbeli kişi olan Dârüssaâde Ağası (Kızlar Ağası) da vâlide sultanlar için hem stratejik bir yardımcı hem de tabiri caiz ise yürütme gücü idi. 

 Ölen padişahın tüm ailesi eski saraya gönderildikten sonra sadece oğlu tahta geçen kadınefendi, valide sultan olduğu için saraya geri dönerdi. Bu dönüş yeni valide sultanın gelişi demekti. "Vâlide Alayı" ile gösterişli ve görkemli bir törenle bu olay gerçekleşirdi. Ayrıca vâlide sultanlar, saray dışına çıktığında da törenle ve kalabalık maiyetiyle gezerlerdi. Öyle ki IV. Mehmet'in annesi Hatice Turhan Sultan, 1672'de İstanbul'dan Edirne'ye giderken kendisine 3000 yeniçeri askeri eşlik etmişti.

 Padişahın çocukları doğduğunda valide sultanın hediyeler göndermesi, "beşik alayı" merasimleri düzenlemesi adet haline gelmişti. Şehzadelerin sünnetinde de valide sultan aynı intizamı sürdürmekteydi.

Osmanlı'da Kadınlar Saltanatı Dönemi

  Vâlide sultanların Osmanlı tarihinde önemli özelliklerden bir tanesi ise siyasete karışmaları olmuştur. Hepsi için geçerli olmasa da birçok valide sultan devlet işlerine alenen müdahale etmiştir. "Kadınlar Saltanatı" adı verilen, özellikle XVI. yüzyılda Hürrem Sultan ile başlayan, II. Selim'in eşi Nurbânû Sultan ile devam eden;  XVII. yüzyılın ortalarına kadar süren, Hatice Turhan Sultan'ın Köprülü Mehmet Paşa'yı sadrazam yapması ile sona eren bu dönemde; valide sultanlar padişah oğulları üzerindeki nüfuzlarını kullanarak devlet işlerinde müdahil konumda olmuşlardır. Tarihçi Ahmet Refik, "Kadınlar Saltanatı" terimini literatüre koyan kişidir. Ona göre "Kadınlar Saltanatı" dönemi Osmanlı'nın çöküşünü hazırlayan temel etmenlerden biridir.

  Kadınlar Saltanatı döneminde, bazı padişahların çocuk yaşta tahta geçmeleri valide sultanların saltanatı yönetmesine neden olmuştur. Bu duruma en net örnek, IV. Murat ve Sultan İbrahim'in anneleri Kösem Valide Sultandır. Kösem Sultan "Ulu Valide" olarak da bilinir. 

 IV. Murat'ın tahta çıktığında yaşı henüz 11'dir; validesi Kösem Sultan ise saltanat naibidir. Kösem Sultan, diğer oğlu Sultan İbrahim'in padişahlığında da aynı yetkinliktedir. Çünkü Sultan İbrahim'in psikolojik sıkıntılar yaşaması Kösem Sultan'ın devleti yeniden yönetmesine neden olmuştur. Ayrıca İbrahim'in oğlu IV. Mehmet'in henüz 6 yaşında tahta çıkması ve annesi Turhan Sultan'ın henüz 21 yaşında olması nedeniyle Mahpeyker Kösem Sultan torunu döneminde de Valide Sultan olarak ipleri elinde tutacaktır. Bu süreçte Kösem Sultan "Büyük Valide Sultan", Turhan Sultan ise "Küçük Valide Sultan" diye anılmışlardır. Valide-i Muazzama Kösem Sultan, devletin en sinir uçlarına kadar kendi adamlarıyla ülkeyi yönetmiştir. IV. Mehmet'in annesi Hatice Turhan Sultan tarafından yapılan saray entrikaları sayesinde; boğulmak sureti ile ha'l edilmiştir. Bunda sonra saltanat sahibi ise Hatice Turhan Sultan olmuştur.

Ayrıca BKZ. Kösem Sultan Kimdir?

http://www.sessiztarih.net/2016/02/kosem-sultan-kimdir-ozet.html

 

Kösem Sultan (Temsili)

Valide Sultanların Geleneksel Görevi: Hayır İşleri
  
  Valide sultanlar, çok yüksek gelirleri olan, paşmaklık sahibi bireylerdi. Örneğin III. Murat'ın annesi Nurbânû Sultan'ın günlük geliri 2000 akçe; III. Mehmet'in annesi Safiye Sultan'ın ve IV. Murat ile Sultan İbrahim'in annesi Kösem Sultan'ın günlük geliri 3000 akçeydi. Kösem Sultan'ın Has Arazi'den yıllık geliri 20 milyon akçeden fazlaydı. Ayrıca valide sultanlara yüksek bürokratlardan, elçilerden ve diğer yerlerden gelen hediyelerin değeri de bu rakamların dışındadır. II. Mahmut dönemiyle birlikte yeni bir maliye sistemi oluşturulduğundan valide sultanlara da padişahın ailesindeki bireylerde olduğu gibi maaş bağlandı.
   
  Yüksek gelir sahibi padişah ailesinin bireyleri ve özellikle valide sultanlar kurdukları vakıflar ile birçok hayır hizmetinde bulunmuşlardı. Bu durum, valide sultanların bir diğer önemli özelliğiydi. Hayır işleri valide sultanların geleneksel görevleriydi. Hayır için sünnet ve düğün törenleri yaptırır; yoksullara yardım ederlerdi. Hatta kimi zaman devlet hazinesine dahi katkıda bulunmuşlardı. Vakıf kuran ilk valide Sultan ise I. Murat'ın annesi Nilüfer Hatun'du. Onunla birlikte valide sultanlar, camiler, mescidler, imarethaneler,köprüler,mektepler gibi eserleri inşa ettirmişlerdi. Yaptırdıkları külliyelere büyük gelirler hediye etmişlerdi. Kanuni'nin annesi Ayşe Hafsa Sultan'ın yaptırdığı Manisa Sultaniye (Hafsa Sultan) Külliyesi buna bir örnektir. 

 Mimar Sinan'ın ustalığında Nurbânû Sultan tarafından yaptırılan  Atik Vâlide Sultan Külliyesinde bulunan kütüphane, Osmanlı'da bir kadın tarafından kurulan ilk kütüphane olarak kabul edilir. En zengin valide sultanlardan Kösem ile Safiye, Turhan, Gülnuş, Mihrişah, Nakşidil sultanlar da birçok vakfiyede bulunmuşlardı. Abdülmecid'in annesi Bezmiâlem Sultan ise en fazla hayır eseri bırakan valide sultan olarak bilinir. Pertevniyal valide sultan ise hayır eserleri bırakan son valide sultandır.

Son Vâlide Sultan

 Sultan Abdülmecid'in oğlu Padişah II. Abdülhamid annesini çocuk yaşta kaybetmişti. Onu büyüten manevi annesi Piristû Sultan idi. II. Abdülhamid, bu yüzden manevi annesini valide sultan olarak kabul etmişti. Sultan Abdülmecid'in eşi Piristû Sultan (Rahîme Perestû) 1904'te ölümüne kadar valide sultan olarak kalmıştı. II. Abdülhamid'den sonra tahta çıkan V. Mehmet Reşat ve Vahdettin'in anneleri ölmüş olduğundan valide sultanlık da 1904'te sona ermiştir.

Derleyen: Ali ÇİMEN

Kaynakça:

Ahmet Refik ALTINAY, Kadınlar Saltanatı, Tarih Vakfı yay., İstanbul, 2000.

→Necdet SAKAOĞLU, Bu Mülkün Sultanları, Oğlak yay., İstanbul, 1999, s.232.

→TDV İslâm Ansiklopedisi, "Valide Sultan", Cilt:42, İstanbul 2012, s. 494.499.

→Seyfettin Aslan, "Osmanlı Devleti'nde Siyasal İktidar Unsuru Olarak Harem", Dicle Üni. İktisadi ve İdari Bilimler Fak. Dergisi, Cilt 1, Sayı:1, 2011, s.1-13.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hicrî Takvim Miladi Takvime Nasıl Çevrilir?

Örnek: Hicrî 1431 yılını Miladi Takvime Çevirme Aşamaları: I. Aşama : 1441 Hicrî yıl 33 sayısına bölünür. Çünkü 1 Hicri yıl yaklaşık 354 gündür. Hicrî takvim kamerî, yani aya dayalı düzenlenir. Güneşe dayalı düzenlenen Miladi Takvimde ise 1 miladi yıl yaklaşık 365 gündür. İki takvim arasında bir yıllık sürede 11 günlük fark görülür. Bu fark toplamda her 33 yılda 1 yıl olmuş olur. 1431/ 33 = 43,36...→ yaklaşık 43. Böylece 33 yılda 1 yıllık farktan 1431 yılda kaç yıl fark olduğu ortaya çıkar. II. Aşama :  Yukarıda çıkan sonuç, Hicri yıldan çıkarılır. 1431-43= 1388 Böylece Hicri Takvimin Miladi takvim ile arasındaki fark düzeltilmiş oldu. III. Aşama : Yukarıda çıkan sonuç yıl farkı alınmış hicri tarihtir. Son olarak bu sonuca iki takvim arasında 622 yıl farkı eklenir. Hicrî Takvim başlangıcı, İslam Dini Peygamberi Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye Hicreti olayıdır. Bu olay Miladi 622'de olmuştur. 622 rakamı   iki takvim arasındaki yıl farkı

Tevaif-i Mülük Devletler Ne Demektir?

   Abbasi Devleti'nin (750-1258) merkezi otoritesinin zayıflaması ve Abbasiler'e bağlı yöneticilerin (Emir'ül Umeralar) kendi bölgelerinde bağımsızlıklarını ilan etmeleri ile ortaya çıkan feodal devletlere Tevaif-i Mülük Devletler denir. Tevaif'ül Mülük Devletler, Abbasiler'in çözülmesine ve parçalanmasına zemin hazırlamıştır.  Ayrıca BKZ. → Emir'ül Umera Nedir? ↴ http://www.sessiztarih.net/2014/08/emirul-umera-nedir.html Tevaif-i Mülük Devletler    şunlardır: * Mısır 'da; - Tolunoğulları (Mısır'da kurulan ilk Türk- İslam Devleti) - İhşitler (Akşitler) (Mısır'da kurulan 2. Türk-İslam Devleti) Ayrıca BKZ. → Hicaz'a egemen olan ilk Türk devleti ↴ http://www.sessiztarih.net/2014/05/hicaza-egemen-olan-ilk-turk-devleti.html - Fatimiler (Şii Arap Devleti) * İran 'da; - Tahiriler - Saffariler - Büveyhoğulları * Horasan 'da; - Samanoğulları * Kuzey Afrika 'da; - Ağlebiler - İd

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay