Ana içeriğe atla

Osmanlı'da Vâlide Sultanların İsimleri Nedir?

 Osmanlı padişahlarının annelerine vâlide sultan (vâlide-i pâdişâh) denir. Osmanlı tarihi boyunca oğlunun padişahlığını görebilen 23 valide sultandan bahsedilir. Bunlardan Sultan I. Mustafa'nın annesinin adı ise bilinmemektedir. Osmanlı tarihinde annesinin adı bilinmeyen tek padişah I. Mustafa'dır. Osmanlı'nın bilinen vâlide sultanları;

Orhan Bey'in annesi Mal Hatun
 
I. Murat'ın annesi Nilüfer Hatun

Çelebi Mehmet'in annesi Devlet Hatun

Fatih'in annesi Hüma Hatun

II. Bayezit'ın annesi Gülbahar Hatun

Kanûnî'nin annesi Ayşe Hafsa Sultan

III. Murat'ın annesi Nurbânû Sultan

III. Mehmet'in annesi Safiye Sultan

I. Ahmet'in annesi Handan Sultan

II. Osman'ın annesi Mahfiruz Hatice Sultan

IV. Murat ve Sultan İbrahim'in annesi Mahpeyker Kösem Sultan

IV. Mehmet'in annesi Hatice Turhan Sultan

II. Süleyman'ın annesi Sâliha Dilâşûb Sultan

II. Mustafa ve III. Ahmet'in annesi Râbia Gülnûş Emetullah Sultan
 
I. Mahmut'un annesi Sâliha Sultan

III. Osmanın annesi Şehsuvar Sultan

III. Selim'in annesi Mihrişah Sultan

IV. Mustafa'nın annesi Ayşe Sîneperver Sultan

II. Mahmut'un annesi Nakşidil Sultan

Sultan Abdülmecid'in annesi Bezmiâlem Sultan

Sultan Abdülaziz'in annesi Pertevniyal Sultan

V. Murat'ın annesi Şevkiefser Sultan

Sultan II. Abdülhamid'in manevi annesi Piristû Sultan'dır. (II. Abdülhamid, annesini küçük yaşta kaybetmiş; fakat onu büyüten manevi annesi Piristû Hanım'ı valide sultanı olarak görmüştür.)

Kösem Sultan (Temsili)

Safiye Sultan (Temsili)



Ayşe Hafsa Sultan (Temsili)



Gülnuş Sultan (Temsili)

Ayrıca BKZ. Kösem Sultan Kimdir?

Ayrıca BKZ. Vâlide Sultan Ne Demektir? Ayrıntılı Bilgi

Ayrıca BKZ. Vâlide Sultan Ne Demektir? Kısaca Bilgi

Derleyen: Ali ÇİMEN

Kaynakça:

→Necdet SAKAOĞLU, Bu Mülkün Sultanları, Oğlak yay., İstanbul, 1999, s.232.

→TDV İslâm Ansiklopedisi, "Valide Sultan", Cilt:42, İstanbul, İstanbul 2012, s. 494.499.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl