Ana içeriğe atla

V. Murat'ın 93 Günlük Padişahlığı- Öncesi ve Sonrası Yaşananlar

   Sultan V. Murat Osmanlı tarihinde en kısa süre padişahlık yapan, tahtta kalan padişahtır. 30 Mayıs 1876 ile 31 Ağustos 1876 tarihleri arasında sadece 93 gün hüküm sürmüştür. Akli dengesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile tahttan indirilen padişahtır. Osmanlı Devleti'nin 33. padişahıdır. Halit Ziya'nın anlatımı ile; II. Abdülhamit'in "birader" sözcüğünü sansür ettirip kullandırmaması, bu sözcüğün V. Murat'ı hatırlatması nedeniyledir. V. Murat, tahta çıkış sürecinde meşrutiyetçi aydın, liberal aydın, mason ve Avrupalı aydın çevreler tarafından desteklenmiştir.





3 Ay 3 Günlük padişahlık Dönemi

  Dönemin yabancı basını, özellikle İngiliz gazeteleri V. Murat'ın padişah olması ile yakından ilgilenmiştir. Osmanlı'da yaşanan bu olaylı padişah değişikliği İngiliz gazetelerinde geniş yer bulmuştur. Haberlerde yeni padişahı destekleyen başlıklar atılmıştır. Devrik padişahın müsrifliği anlatılmış; V. Murat'ın yaptığı ilk icraatın ekonomiyi düzeltmek olduğu belirtilmiş; bu amaçla ciddi tedbirler aldığı yazılmıştır. Taht değişikliğinden İngiliz siyasetinin Rus siyasetinden daha memnun olduğu göze çarpmaktadır.


  Sultan Abdülmecid'den olma, Şevkefzâ kadın efendiden 1840'da doğma V. Murat, tahttan indirilen amcası Sultan Abdülaziz yerine 30 Mayıs 1876'da padişah oldu. Sultan Abdülmecid'in en büyük oğlu idi. Bu yüzden veliahd-ı saltanat idi. İyi eğitim görmüştü. İyi derecede Fransızca öğrendi. Ayrıca bir ilke imza atarak piyano kursları aldı. Batı müziğine dair besteler yaptı. Resim sanatına ve mimariye de ilgi duydu. Avrupa'dan edebi ve felsefi kitaplar getirtti. Demokrasiye ve meşrutiyete ilgi duydu. Sultan Abdülaziz'in 1867'deki Avrupa seyahatine katılan veliaht Murat, İngiltere Krallığı Veliahdı VII. Edward ile dostluk kurdu.

   Meşrutiyet yanlısı Genç Osmanlı Cemiyeti (Jön Tükler) ile yakın ilişki kurdu. Namık Kemal, Şinasi ve Ziyâ Paşa gibi önemli aydınlarla fikir alışverişleri oldu. Jön Türkler Abdülaziz'i  hal'edip (tahttan indirip) V. Murat'ı tahta çıkarmak istediler. V. Murat'ın da durumdan haberi vardı. Her şey planlanmıştı. Fakat Mithat Paşa'nın önderliğinde hareket eden ve Abdülaziz'i devirmek için kurulan"erkan-ı erbaa" kadrosu, Abdülaziz'i tahttan indirme gününü bir gece önceye aldı. V. Murat'ın bundan haberi olmadı. Askeri Mektepler Nazırı Süleyman Paşa veliaht dairesine girip V. Murat'ı almak istedi. Fakat V. Murat tutuklanacağı ve öldürüleceği korkusuyla direndi. Zor da olsa ikna edildi. Bu sırada Serasker Hüseyin Avni Paşa, veliahtı sağanak yağmurlu ve fırtınalı gecede, denizden Sirkeci İskelesi'ne getirdi. Sonra Bayezit'taki Serasker Kapısı'na getirdi. Burada devlet erkanı V. Murat'a biat etti. Abdülaziz'in hal'edildiği duyuruldu. 

"Murat Psikozu"

  Tüm bunlar yaşanırken yeni padişah V. Murat büyük bir korku yaşadı. Bu korku şiddetli bir depresyon halini aldı. Padişahı tahta çıkaran gruplar içinde tartışmalar, koltuk kavgaları, ölümler yaşandı. Devrik sultan Abdülaziz konağında ölü bulundu. Abdülaziz'in kayın biraderi Çerkez Hasan Bey ise bu ölümden sorumlu tuttuğu Hüseyin Avni Paşa'yı Mithat Paşa'nın konağında Meclis-i Vükelâ toplantısı sırasında öldürdü (15- 16 Haziran gecesi-1876).


  Yaşanan olaylar V. Murat'ın sağlığını daha da bozdu. Cuma Selamlığı sırasında anormal davranışlar gösterdi. Şuurunu tamamen yitirmek üzere olduğu anlaşıldı. Ata ters biniyor; kendini havuza atıyor, yatakta gözlerini tavana dikmiş şekilde hareketsiz kalıyordu.  Korku krizleri geçiriyordu. Odasında etrafı saçıp camları kırıp intihar etmek istemişti. Daha başka psikoz belirtileri de vardı. Kendisini muayene eden doktorlar heyeti durumunun iyi olmadığını belirtti. Mithat Paşa V. Murat'ın kardeşi veliaht II. Abdülhamit ile görüştü. Böylece Abdülhamid'in cülûsuna (tahta çıkmasına) karar verildi. 




   Yaklaşık 3 ay önce Abdülaziz'in devrilmesinde olduğu gibi 31 Ağustos 1876'da, cinnet geçirdiği ve ülke idare edemeyeceği gerekçesi ile V. Murat da tahttan indirildi. Yerine ağabeyi II. Abdülhamit getirildi. Kaynaklar V. Murat'ın tahtta kaldığı 93 günün sadece 7 günü kendine mâlik ( kendine sahip, kendini bilen halde) olduğunu belirtir. Her ne kadar kimi çevreler onun sağlığının iyi olduğunu yaysa da doktor raporları tersini söylüyordu.  Kendisine yanlış tedavilerin uygulandığı ve bu tedavilerin hastalığını ilerlettiği de kaynaklarda belirtilmekteydi.






Padişahlığı Sonrası Yaşananlar

   Çırağan Sarayı'nda ikamet etmekte olan devrik padişahı yeniden tahta çıkarmak isteyenler kendisini 3 kez kaçırma girişiminde bulundu. Birinci girişiminde dört kişilik grup kadın kılığında saraya girmek istediyse de başarılı olamadı. İkinci kaçırma denemesi Mason komitesi tarafından yapıldı. Kendisi de mason locasına üye olan (1872) V. Murat'ı kaçırmak istedilerse de kendi içlerinden birisinin ihbarı üzerine bu girişim başarısız oldu. 



    Üçüncü kaçırma girişimi ise tarihte kayıtlara ünlü Çırağan Vak'ası olarak geçti. Bu üçüncü ve en büyük darbe girişiminde Ali Suavi ve çevresindeki asi grup zaptiyelerle çatışmış, V. Murat korkuya kapılarak Ali Suavi ile dışarı çıkmak istememişti. Bu sırada Beşiktaş Muhafızı Yedi Sekiz Hasan Paşa, karşısına çıkan Ali Suavi'yi elindeki demir topuzlu sopa ile başından vurarak yere serdi ve öldürdü. Bunlara tanık olan V. Murat kendisini sarayın hazine dairesine kilitledi.



    V. Murat'ın annesi, devrik padişahın son dönemde birkaç sıkıntı dışında akıl sağlığının yerinde olduğunu iddia etmişti. Son yaşanan olaydan sonra kalabalık maiyeti ile Çırağan Sarayı'nın  harem binasında daha sıkı tedbirlerle yaşayan V. Murat'ın sağlığının düzeldiği, piyano çaldığı ve besteler yaptığı kaynaklarda belirtilmektedir. V. Murat, 29 Ağustos 1904'te şeker hastalığı ve çeşitli rahatsızlıkları nedeniyle vefat etti. Ölümünden önce oğlu Selahattin Efendi'ye, Yahya Efendi Türbesi civarına defnedilmek istediğini söylemiş; ölümü sonrası annesi Şevkefzâ Kadın Efendinin yanına, Cedid Havatin Türbesi'ne defnedilmiştir. V. Murat'ın sarayın kadın mensuplarının yoğun olarak gömüldüğü bir yere defnedilmesi; alışılmışın dışına çıkıldığını göstermiştir. Buraya gömülmesi, akıl sağlığını kaybetmiş olması ile ilişkilendirilip yorumlanmıştır. 


   Batı kültüründe yaşayan, tabiri caiz ise alafranga takılan, on sekizinci dereceden mason locasına kayıtlı, çokça içki tüketen, yetenekli, sanatkâr, yumuşak huylu, zarif ve kibar bir kişilik olduğu kaynaklarca belirtilmektedir. 

En Kısa Süre Tahtta kalan Osmanlı padişahı Kimdir?Ayrıca Bkz.↴

http://www.sessiztarih.net/2020/07/en-kisa-sure-tahtta-kalan-osmanli.html

Çırağan Olayı Nedir? Ayrıca BKZ.↴

Dağılma Dönemi Osmanlı Padişahları Kimlerdir? Ayrıca BKZ.↴

Derleyen: Ali ÇİMEN

Kaynakça:

→Aynur ÇÖMLEKÇİ, "V. Murad'ın Tahta Çıkışının ve Saltanatının Yabancı Basına Yansımaları", Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt:12, Sayı: 63, Nisan 2019, s.307-316.
Yukarıdaki Makaleye Genel Ağdan Ulaşmak İçin BKZ.

→Müjde Dila GÜMÜŞ, "II. Meşrutiyet Dönemi'nde V. Murat'a İade-i İtibar: Mimar Vedad (Tek) Bey'in Türbe Düzenlemesi"Art-Sanat Dergisi, Sayı: 11, 2019, s. 207-224.
Yukarıdaki Makaleye Genel Ağdan Ulaşmak İçin BKZ.

→İ. Hakkı UZUNÇARŞILI, " V. Murad'ın Tedavisine ve Ölümüne Ait Rapor ve Mektuplar"BELLETEN Dergisi, Cilt:10, Sayı:38, Nisan 1946, s. 317-367.
Yukarıdaki Makaleye Genel Ağdan Ulaşmak İçin BKZ.

→TDV İslam Ansiklopedisi, Murat V, Cilt:31, İstanbul 2006, s. 183-185.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Misak-ı Milli'den Verilen İlk Taviz Neresidir?

Misak-ı Milli'den verilen ilk taviz Batum'dur . Sovyet Rusya ile TBMM arasında 16 Mart 1921'de imzalanan Moskova Anlaşması'nda Sovyetler, TBMM'nin Misak-ı Milli sınırlarını tanımıştı. Ancak Sovyetler Birliği TBMM'nin daha önce Ermenistan ve Gürcistan ile imzaladığı anlaşmalarda belirlenen sınırı, Batum'un Gürcistan'a bırakılması şartıyla tanıdı. Gürcistan, Bolşevik rejiminin önemli uydu devletlerinden biri haline gelmişti. Lazistan'ın liman kenti Moskova Anlaşması ile Gürcülere bırakılmasına rağmen 20 Mart 1921'de Sovyetlerin ünlü Kızıl Ordu birlikleri, bölgedeki TBMM birliklerine saldırmış, hatta bir kısmını esir almıştı. Çünkü Moskova Anlaşması'nın haberi Batum'a ulaşmamıştı.  BATUM

Hicrî Takvim Miladi Takvime Nasıl Çevrilir?

Örnek: Hicrî 1431 yılını Miladi Takvime Çevirme Aşamaları: I. Aşama : 1441 Hicrî yıl 33 sayısına bölünür. Çünkü 1 Hicri yıl yaklaşık 354 gündür. Hicrî takvim kamerî, yani aya dayalı düzenlenir. Güneşe dayalı düzenlenen Miladi Takvimde ise 1 miladi yıl yaklaşık 365 gündür. İki takvim arasında bir yıllık sürede 11 günlük fark görülür. Bu fark toplamda her 33 yılda 1 yıl olmuş olur. 1431/ 33 = 43,36...→ yaklaşık 43. Böylece 33 yılda 1 yıllık farktan 1431 yılda kaç yıl fark olduğu ortaya çıkar. II. Aşama :  Yukarıda çıkan sonuç, Hicri yıldan çıkarılır. 1431-43= 1388 Böylece Hicri Takvimin Miladi takvim ile arasındaki fark düzeltilmiş oldu. III. Aşama : Yukarıda çıkan sonuç yıl farkı alınmış hicri tarihtir. Son olarak bu sonuca iki takvim arasında 622 yıl farkı eklenir. Hicrî Takvim başlangıcı, İslam Dini Peygamberi Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye Hicreti olayıdır. Bu olay Miladi 622'de olmuştur. 622 rakamı   iki takvim arasındaki yıl farkı

Atatürk Dönemi Türkiye- Fransa Arasındaki Sorunlar Nelerdir?

* Osmanlı Borçları Özet için BKZ.↴ http://www.sessiztarih.net/2020/06/osmanli-borclari-dis-borc-sorunu-ozet.html Ayrıntı bilgi için BKZ.↴ http://www.sessiztarih.net/2020/06/osmanli-borclari-dis-borclar-sorunu.html * Yabancı Okullar Özet bilgi için BKZ. ↴ http://www.sessiztarih.net/2020/06/yabanci-okullar-sorunu-ozet.html Ayrıntı bilgi için BKZ.↴ http://www.sessiztarih.net/2020/06/osmanlidan-turkiyeye-yabanci-okullar.html * Hatay Sorunu * Bozkurt-Lotus Olayı Konu ayrıntısı için içeriğe BKZ↴ http://www.sessiztarih.net/2020/06/bozkurt-lotus-davasi-ve-onemi-nedir.html * Adana- Mersin Demiryolu'nun Millileştirilmesi