Ana içeriğe atla

İstiklâl Yolu Nedir? Neresidir?

   Milli Mücadele yıllarında İstanbul'dan Anadolu'ya Kurtuluş Savaşı'na katılmak isteyen vatanseverleri ve silah, cephane gibi askeri mühimmatları gizlice kaçırmak amacıyla kullanılan İnebolu- Ankara arasındaki eski kervan yoluna İstiklâl Yolu denir. Bu yol İnebolu sahillerinden başlayarak Kastamonu ve Çankırı üzerinden Ankara'ya kadar giden eski bir patika yoldur.




  Kurtuluş Savaşı döneminde İstanbul başta olmak üzere ülkenin dört bir tarafı işgale uğramıştı. Bu işgale karşı duran vatansever aydınlar ve subaylar Anadolu'ya Milli Mücadele'ye katılmak için geçiyorlardı. Bunun için farklı yol güzergahları kullanılıyordu. Bu güzergahların çoğu işgalciler ve işbirlikçileri tarafından tutulmaya başladı. İstanbul'un 16 Mart 1920'de işgali ile bu denetimler sıklaştırıldı. Öyle ki yoğun kullanılan Kocaeli mıntıkasından Anadolu'ya geçmek çok zorlaşmıştı. Elde kalan en güvenli yol bir Karadeniz kasabası olan İnebolu idi. İnsan, silah ve cephane sevkiyatı için gemilerle İnebolu sahiline ve oradan Ankara'ya doğru geçiliyordu. 


İstiklâl Yolu

   Gizlice İnebolu'ya yaklaşan, içinde insan ya da cephane bulunan gemiler kıyıya yanaşamazlardı. Çünkü o gemileri barındıracak kadar büyük bir liman yoktu. İnsanlar ve cephaneler, İnebolulu kayıkçılar tarafından kıyıya getirilirdi. Kağnılara yüklenen cephaneler Ankara'ya doğru taşınmak için hazırdı. İnebolu'dan Ankara'ya yaklaşık 340 kilometrelik zorlu İstiklâl Yolu başlıyordu. 



   Yolculuk, İkiçay Deresi civarındaki kontrol noktasındaki kontrollerle başlardı. Üçer günde Kastamonu ve Çankırı atlı arabalarla geçilirdi. Çankırı- Ankara yolu üzerinde çeşitli bekleme noktalarında mola verilirdi. Ankara'ya girmeden Bendderesi köprüsü başında son bir güvenlik kontrolü yapılırdı. Kışın daha da zorlu olan, bozuk  patika yolda süren, yaklaşık 8- 10 günlük yolculuk, Ankara'da sona ererdi. Günümüzde İstiklal Yolu'nun İnebolu- Kastamonu arasında kalan 95 kilometrelik etabı, İstiklal Yolu olarak düzenlenmiştir.

   Kurtuluş Savaşı'na katılan askeri, siyasi vatansever aydınların; silahları, topları taşıyan Şehit Şerife Bacıların, Halime Çavuşların yolu, bu istikamettir.

→İstiklâl Madalyası Nedir? Ayrıca BKZ.
http://www.sessiztarih.net/2013/12/istiklal-madalyas-nedir.html


→İstiklâl Madalyasına Sahip Türkiye'deki İlk ve Tek İlçe için BKZ.↴
http://www.sessiztarih.net/2020/06/istiklal-madalyasina-sahip-turkiyedeki.html


Derleyen: Ali ÇİMEN

Kaynakça:

→Konu ile ilgili İnebolu belediyesi için Ayrıca BKZ.↴
http://www.inebolu.bel.tr/inebolu.asp?Id=64&inebolu=ataturk-ve-istiklal-yolu

→Konu ile ilgili video ve birçok fotoğraf arşivini içerisinde barındıran TRT HABER'in konu ile ilgili haberine genel ağdan ulaşmak için BKZ.↴
https://www.trthaber.com/haber/yasam/adim-adim-bagimsizliga-giden-yol-istiklal-yolu-416036.html    

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl