Ana içeriğe atla

Sefâretnâme Nedir?

   Yabancı devletlere kendi ülkelerini temsil etme amacı ile gönderilen elçilerin (sefir) bu ülkelerde gördükleri ve yaşadıklarına dair tuttukları raporlara ya da kitaplara Sefâretnâme denir. Elçilerin izlenimlerini tuttukları notlardır. Sözlük anlamı; "yabancı bir ülkeye sefirliğe giden kişilerin hatıralarını topladığı eser" demektir. Bir başka deyişle sefâretnâme; sefirlerin ya da maiyetindeki bir kimsenin elçilik sırasında dolaştıkları yerleri, yaptıkları yolculukları, görev aldıkları ülkelerin özelliklerini, yaptıkları diplomatik görüşmeleri padişaha ya da sadrazama bildirmek için yazdıkları eserlerdir. Sefaretnameler klasik Türk edebiyatının edebi bir türüdür. 

   Osmanlılar İran, Rusya, Lehistan, Avusturya, Fransa, İngiltere, Prusya, Hindistan, İsveç, Fas, Özbekistan gibi ülkelere 40 civarinda sefir (elçi) göndermişti. Osmanlı Devleti döneminde gönderilen elçiler, görevli olduğu kentin güncel  ve kültürel hayatını izlerdi. Diplomatik gelişmeleri takip ederdi. Halkın sosyo-kültürel düzeyi, idare, ekonomi, askeri gelişmeler ile ilgili bilgi edinirdi. Bu tür izlenimlerini sefaretnamede toplarlardı. Siyasi ve diplomatik tarzdaki durumları ise merkeze rapor tutarak "takrir" biçiminde resmi olarak bildirirdi.

  Kara Mehmet Çelebi'nin Evliya Çelebi tarafından kaleme alınan Viyana Sefaretnamesi (1665), Osmanlı Devleti döneminin ilk sefaretnamesi, ilk sefâret tekrîri olarak  kabul edilebilir. En iyi bilinen sefaretname örneği ise Paris elçisi Yirmisekiz Mehmet' Çelebi'nin Sefaretnamesidir. III. Ahmet döneminde (Lale Devri 1720-1721) Paris'e elçi olarak giden Yirmisekiz Mehmet Çelebi, gezip gördüğü yerleri ince ve ironik bir üslup ile dile getirir. Eserinde; operalar, tiyatrolar, hayvanat bahçeleri, hastaneler, atölyeler, kiliseler, kaleler gibi yerlere değinmiştir. Parisli kadınlarının sosyal hayatlarına değinmiş; Osmanlı kadınlarının sosyal hayatına benzemediğini anlatmıştır. 

Dikkat→Osmanlı Devleti ilk geçici elçilikleri Lale Devrinde, ilk kez kalıcı elçilikleri III. Selim döneminde açtı. 

→ Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi Kimdir? Sefâretnâmesi Nedir? Ayrıca BKZ.↴
http://www.sessiztarih.net/2020/07/yirmisekiz-celebi-mehmet-efendi-kimdir.html

Derleyen: Ali ÇİMEN

Sefaretname-i Fransa-Seyyid Vahid Paşa
   
Kaynakça:

→Dr. Esin ŞAHİN, "Edebi Bir Tür Olarak Klâsik Edebiyatımızda Sefâretnâmeler", A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Sayı:33, Erzurum 2007, s.61.-68.

→Türkan POLATÇI, "Osmanlı Batılılaşmasında Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi’nin Paris Sefaretnamesi’nin Önemi"Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:2, Sayı:2, 2011, s.249-263.

Ferit DEVELLİOĞLUOsmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Aydın Kitabevi yayınları, Ankara, 2005, s.928 ve s. 1027.

TDV İslam Ansiklopedisi, Sefâretnâme,  Cilt:36, İstanbul 2009, s. 289- 294.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hicrî Takvim Miladi Takvime Nasıl Çevrilir?

Örnek: Hicrî 1431 yılını Miladi Takvime Çevirme Aşamaları: I. Aşama : 1441 Hicrî yıl 33 sayısına bölünür. Çünkü 1 Hicri yıl yaklaşık 354 gündür. Hicrî takvim kamerî, yani aya dayalı düzenlenir. Güneşe dayalı düzenlenen Miladi Takvimde ise 1 miladi yıl yaklaşık 365 gündür. İki takvim arasında bir yıllık sürede 11 günlük fark görülür. Bu fark toplamda her 33 yılda 1 yıl olmuş olur. 1431/ 33 = 43,36...→ yaklaşık 43. Böylece 33 yılda 1 yıllık farktan 1431 yılda kaç yıl fark olduğu ortaya çıkar. II. Aşama :  Yukarıda çıkan sonuç, Hicri yıldan çıkarılır. 1431-43= 1388 Böylece Hicri Takvimin Miladi takvim ile arasındaki fark düzeltilmiş oldu. III. Aşama : Yukarıda çıkan sonuç yıl farkı alınmış hicri tarihtir. Son olarak bu sonuca iki takvim arasında 622 yıl farkı eklenir. Hicrî Takvim başlangıcı, İslam Dini Peygamberi Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye Hicreti olayıdır. Bu olay Miladi 622'de olmuştur. 622 rakamı   iki takvim arasındaki yıl farkı

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl