Ana içeriğe atla

Kanuni'nin Son Seferi

     1566 Zigetvar Seferi Kanuni Sultan Süleyman'ın son seferidir. Kanuni Sultan Süleyman bu sefere çıktığında 70 yaşını çoktan aşmış, hasta ve kederlidir. Zigetvar Kalesi alınmadan 1 gün önce çadırında vefat etmiştir. En uzun süre tahtta kalan, en çok sefere çıkan Osmanlı padişahıdır.

Zigetvar Kalesi
    Sultan Süleyman yaklaşık 11 yıl sefere çıkmadı. 1566'da Sadrazam Sokolovikoğlu (Sokullu) Mehmet Paşa'nın da ısrarı ile son kez sefere çıktı. I. Süleyman, Zigetvar Seferi için 1 Mayıs 1566'da İstanbul'dan ayrıldı. Artık gençliği kalmamış, yetmiş yaşlarını aşmış, dedeleri gibi gut (nikris) hastalığı ile boğuşan, uzun bir seferi kaldıramayacak haldeydi. Öyle ki İstanbul'u terk ettikten sonra atından inerek kapalı atlı arabaya binmişti. Hava değişimi Edirne'den sonra kendisini rahatsız etmeye başladı. 

    5 Ağustos'ta Osmanlı Ordusu Zigetvar'ı kuşattı. Padişahın çadırı, Similehov Tepesine kuruldu. Çadırda hasta yatan Kanuni, kuşatma ile ilgili bilgileri Sokullu'dan aldı. Çadırından çıkamayan Kanuni'yi askeri de göremedi. Meraklandı. Askerin moralini yüksek tutmak için; ''Padişah-ı alem-penah çıkamaz; mübarek ayakları incindi deyü'' diye söylendi. 

  Hekimbaşı İbn Kaysun'a göre; ''bi-hasbi't- tıb ilac-pezir değildi.'' Kanuni'nin durumu umutsuzdu. 7 Eylül 1566 Cumartesi gecesi; dizanteri, felç, nikris, anjin ya da bunların intilatından ''sabaha dört sa'at kaldukta bu mihnet âbâd dünyadan'' göçtü. 46 yıllık saltanat  sona erdi. 

   "Tabib İbn Kaysun, Rikâbdar Musa ve Mustafa Ağa ve Hasan Ağa, İmam Derviş Efendi, cümlesi on iki nefer kimesne mübarek cesedini gasledüb tekfîn eyleyüb namazın kılub tabut ile taht altında emanet kodular.

  Naaşın iç organları cesedin korunması amacıyla çıkarıldı. Yatağının bulunduğu yere gömüldü. Cesede tahnit işlemi başlatıldı. Türlü ilaçlar, misk ve amberlerle muşambalara sımsıkı sarıldı. Bir tabuta konuldu. Tarihçilerin deyimiyle Sokullu, Kanuni'yi âdeta pastırma yaptı. Bir gün sonra ise Zigetvar Kalesi, dört yanına odunlar yığılıp yangına verilerek bir harabe yığıntısı halinde fethedildi. 34 gün boyunca Zigetvar'ı cesurca savunan komutan Zrinyi Miklos; başında turna telleri süslü serpuş, boynunda altın zincir, üstünde ipekli bir kaftan ve 600 askeri ile kaleden çıktı. Miklos, orada kılıçla hal'edildi.


  Kanuni'nin vefatı tam 48 gün gizlenmiştir. Sultan Süleyman'ın el yazısına yazısı çok benzeyen Silahdar Cafer Ağa'ya fermanlar, zafernameler yazdırılmış; zafer şenlikleri düzenlenmiştir. 

  Ordu 21 Ekim'de Zigetvar'dan ayrılırken; Kanuni'yi taşıyan görkemli saltanat arabası hareket etti. Padişaha çok benzeyen Hasan Ağa; ak yüzlü, doğan burunlu, küsec sakallı, boynu sargılı ve hasta bir mizaca sokuldu. Hatta üstüne Sultan Süleyman'ın zafer elbiseleri giydirildi. Saltanat arabasında giderken arada perdeyi aralayıp sağa sola selam verdi. Bu oyun, Mohaç Ovası'na kadar sürdü. I. Süleyman'ın oğlu II. (Sarı) Selim'in gelmesi ile birlikte Sokullu Mehmet Paşa, Sultan Süleyman'ın ölümünü açıkladı. Tarihçiler; ''hay hay ile ağlaşulub inleşildiğini'' belirtir. Kanuni'nin cenazesi 28 Kasım 1566'da Şeyhülislam Ebussuud Efendi'nin kıldırdığı cenaze namazı sonrası Süleymaniye Cami'ndeki türbesine defnedildi. 

Konu ile ilgili Ayrıntılı bilgi ve KAYNAKÇA için BKZ.↴

Ayrıca BKZ. En çok Sefere Çıkan Osmanlı Padişahı Kimdir?↴

Ayrıca BKZ. kanuni Sultan Süleyman'ın 13 Askeri Seferi (isimleri-kronolojik)↴

Derleyen: Ali ÇİMEN


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl