Ana içeriğe atla

Berlin Buhranı 1948-1972 (Ayrıntılı)

  Komünist SSCB ve başta ABD olmak üzere kapitalist Batılı ülkelerin Berlin konusunda yaşadıkları anlaşmazlıklar sonucu ortaya çıkan bunalıma Berlin Buhranı (Bunalımı) denir. SSCB, 1948'den 1949'a kadar Berlin'e karadan giriş ve çıkışları durdurarak Müttefiklerin Berlin'e girmesine izin vermemiştir. Bu olaya ise Berlin Ablukası denir. Berlin Ablukası; ABD ve SSCB Soğuk Savaşı'nın açığa çıktığının, müttefik blokunun parçalandığının ve dünyanın aynen Berlin'de olduğu gibi DOĞU-BATI diye ikiye bölündüğünün en bariz kanıtıdır.
 Fotoğraf  Kaynak: Orta öğretim 12. Sınıf Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi MEB Ders Kitabı, 2018, s.111.

Berlin Ablukası Öncesi Gelişmeler

   Nisan- Mayıs 1945'te SSCB Kızıl Ordusu Berlin Harekatı ile Berlin'i ele geçirdi. Berlin Muharebesi ile Nazi Almanyası kayıtsız şartsız teslim oldu. Dört büyük müttefik, SSCB, ABD, İngiltere ile Fransa Almanya'da dörtlü işgali gerçekleştirdiler. Berlin ABD-İngiltere-Fransa grubu işgal bölgesinin 110 kilometre dışında idi. Buna rağmen anlaşma gereği Berlin de aynı biçimde dörtlü işgal altına girdi. 5 ve 26 Haziran 1945 dörtlü işgalci müttefik grubun yayınladıkları bildiriye göre; Almanya'nın başkenti Berlin "Müttefik Kommandatura" (Müttefik İşgal Denetim Konseyi) İdaresine girecek, Berlin, "Büyük Berlin Toprağı" olarak tanımlanacaktı. Büyük Berlin Toprağında dörtlü işgalci grup yetkilerini 15 günlük devreler halinde sırayla dörtlü işgal komutanlarının değişimi ile kullanacaktı. 4 Temmuz 1945'te ilk Amerikan ve İngiliz işgal kuvvetleri Berlin'e girdi. Böylece Berlin'in ortak işgali başladı. 

   ABD, Almanya'da öncelikle ekonomik bir bütünleşmeden yana idi. İşgal bölgelerinde ekonomik kalkınmaya ve demokratik açılıma önem verdiler. Sovyetler ise siyasi birleşmeyi ön plana koydu. Kendi işgal bölgelerinde kendi rejimini amaçladı. Sosyalist Parti kurdurdu. Süreç içinde 1946'da şehir meclisi seçimi yapıldı. Sosyalist Parti % 19 civarında bir oy oranı aldı. Siyasal birleşim şu şartlarda sıkıntı idi. 2 Aralık 1946'da ise İngiltere ve ABD işgal bölgelerini birleştirme kararı aldı. Buna da Bizonia adını verdiler. 1948'de Fransa da bu gruba katılınca Bizonia, Trizonia yapısına dönüştü.  Bunun yanı sıra Mart 1947 Truman Doktrini ve Haziran 1947'de Marshall Planı devreye girince Batılı devletlerin (ABD-İngiltere-Fransa) ayrı bir Batı Almanya kurulmasını istedikleri açığa çıkmıştı.



Berlin Ablukası

 1948'de ipleri tamamen koparacak gelişmeler yaşandı. Sovyet İşgal Komutanı Sokolovski, Postdam Konferansı hükümlerine aykırı olduğu gerekçesi ile Trizonia yapısına karşı çıktı. Batılı ülkeler bu karşı çıkmayla ilgilenmedi. Hatta SSCB'ye sormadan kendi aralarında karar almaya devam ettiler. Bunun üzerine 20 Mart'ta Sokovski İşgal Denetim konseyinden çekildi. Böylece dörtlü işgal yönetimi devreden çıktı. Batılı devletler kendi işgal bölgesini, Berlin'in batısını, Sovyetler ise doğusunu denetlemeye başladılar. Ortak hareket etme durumu fiilen ortadan kalktı. ABD, 1948 Haziranında Batı Almanya bölgesinde özgür ve demokratik bir Almanya kurulacağını açıkladı. Hatta Batılı ülkeler, bölgede yeni bir para birimini devreye soktular.  Sovyetler bu para biriminin kendi işgal bölgelerine ve Büyük Berlin'e girmesini yasakladı. Batılılar ise inat edercesine 23 Haziran'da para reformunu Berlin'e kadar genişletme kararı aldılar. Aynı gün Sovyetler de yeni bir para birimi oluşturdu. Böylece Berlin iki ayrı para biriminin iki ayrı bölgede dolaştığı ikiye bölünmüş bir kent haline geldi.

    İşgal altındaki Almanya'nın başkenti Berlin, Sovyet işgal alanı içerisinde tabiri caiz ise bir "ada" konumundaydı. Batı Berlin bölümünü denetim altında tutan Batılılar Sovyet bölgesinden geçmek durumundaydılar. Çünkü çevresi Sovyet işgali ile çevriliydi. 23-24 Haziran 1948'den başlayarak SSCB, Berlin bölgesinden Batılı devletleri atmak için Batı Berlin ile Batı Almanya arasındaki ulaşımı engellemeye başladı. Böylece "1948 Berlin Ablukası" başladı. Abluka 12 Mayıs 1949'a kadar sürecekti. Sovyetler, Berlin'e olan tüm kara ve demir yolu ulaşımını kesti. Berlin elektrik santraline el koydular.  Şehrin ikmal yolları kesilmiş oldu. Batı Berlin halkı zor durumda, erzaksız kaldı. Bunun üzerine Batılı Devletler havadan ulaşım sağlamaya ve yardım götürmeye çalıştı. 

  26 Haziran 1948 ile 30 Eylül 1949 tarihleri arasında Batılı ülkeler 2.1 milyon tonluk her çeşit ihtiyaç malı 277.728 uçuş ile havadan Batı Berlin'e taşıdı. Batı Berlin fiilen ikiye bölünmüş halde kendi şehir meclisini yaptı, belediye başkanını seçti. Yaklaşık bir yıllık abluka ise 12 Mayıs 1949'da BM aracılığıyla bir anlaşma ile kaldırıldı. Abluka bitmişti. Fakat Berlin Buhranı devam edecekti.

 Fotoğraf  Kaynak: Orta öğretim 12. Sınıf Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi MEB Ders Kitabı, 2018, s.111.

Berlin Ablukası Sonrası Yaşanan Süreç ve Yeni Bunalımlar

  23 Mayıs 1949'da Almanya'nın bölünmesi resmi hale geldi. Batılılar (ABD) güdümünde Federal (Batı) Almanya kuruldu. 7 Ekim 1949'da ise SSCB güdümünde Demokratik (Doğu) Almanya kuruldu. Hem ABD hem de SSCB, Berlin de ise dörtlü işgal statüsünün devamından yana oldular. Sıkıntılar, Soğuk Savaş Dönemi boyunca devam etti. SSCB kendi işgal bölgesi sınırlarını 1952'de tamamen dışarıya kapattı. Süreç içinde SSCB Doğu Almanya'nın da bağımsız bir devlet olarak tanınması için Batılı devletlere baskı yaptı. Batılı Devletler bu konuda kendilerini naza çektiler. Batı Almanya'ya çekirdekli (Nükleer) silah verme kararı aldılar.  SSCB Batı Berlin'in silahsızlandırılması ve BM kontrolüne girmesini istedi. Yoksa Berlin'i Doğu Almanya'ya tamamen bırakacağını bildirdi. SSCB, Berlin konusunda ültimatom verince, 1956 Berlin Bunalımı doğdu.  

  Batı Berlin ABD'nin 1958 yılına kadar 600 milyon dolar akıttığı, sosyalist yönetimin ortasında "parlayan bir kapitalist yıldız" idi. Bu lüks "Amerikan Adası" SSCB'nin hoşuna gitmiyordu. 1960'da yaşanan "U2" olayı ile soğuk savaş iyice gerildi. SSCB'nin nükleer denemeleri, karşılıklı tehditler 1961'de Berlin Bunalımı'nı çok gergin bir noktaya getirdi. 

Berlin Duvarı'nın Örülmesi ve 1972 'de Bunalımın Çözülmesi

  12 Ağustos 1961'de, Varşova Paktı'nın Berlin sınırında tedbir alınması isteği ile birlikte Doğu Alman Meclisi Berlin Duvarı örülmesi kararını aldı. 13 Ağustos sabahı Doğu Almanya; polisi, askeri, işçisi ile birlikte  Doğu- Batı Berlin sınırına tel örgü çekmeye başladı. Hemen sonra ise duvar örülmeye başlandı. Böylece Berlin Bunalımı Berlin Duvarı'nı ördü. Yumuşama dönemine gelindiğinde bunalım azalmaya başladı. 1970'de ise SSCB ve Federal Almanya görüşmesi yumuşamanın işareti oldu. Dört büyük müttefik ülke de görüşmelere başladı. En sonunda 1972'de Federal ve Doğu Almanya hükümetleri anlaşma imzalayınca Berlin Bunalımı sona erdi. 



  Soğuk Savaş'ın kapışma sahası Almanya ve Berlin olunca Soğuk Savaş'ın gerilimini ve acısını en çok yaşayanlardan biri de Alman halkı oldu. 9 Kasım 1989'da Berlin Duvarı yıkıldı. Soğuk Savaş döneminin bitmeye başladığı belli oldu. Doğu Almanya'da komünizm çöktü. Almanlar 3 Ekim 1990'da birleşti.

Derleyen: Ali ÇİMEN

KAYNAKÇA:

→Berlin Duvarı Neden Yıkıldı? Berlin Duvarı Tarihçesi, Yeniçağ Gazetesi, 8 Kasım 2018.
Kaynağa Ulaşmak için BKZ.
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/berlin-duvari-neden-yikildi-berlin-duvari-tarihcesi-211883h.htm

→ "Berlin Buhranı: Dünyayı İkiye Bölen Kriz" adlı makale  için BKZ.↴
http://historatrip.com/genel/berlin-buhrani/

→Dr. Şükrü S. GÜREL, "Berlin Sorunu (1944-1972)", Ankara ÜNİ. SBF Dergisi, Cilt:32, Sayı:1, 1977, s. 207-229.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl