Ana içeriğe atla

Trakya Neresidir?

   Coğrafi ve tarihi bir terim olarak Trakya; Bulgaristan'ın güney kesimini, Yunanistan'ın kuzeydoğu kesimini ve Türkiye'nin kuzeybatısındaki Avrupa topraklarının tamamını içine alan tarihi bir bölgedir. Tarihte Trak halkının yaşadığı yerdir.

    Balkan yarımadasının güneydoğusunda yer alan Trakya; Doğu- Batı- Kuzey Trakya olmak üzere üç bölüme ayrılmıştır. Bir başka deyişle Doğu Trakya Türkiye'de, Batı Trakya Yunanistan'da, Kuzey Trakya ise Bulgaristan'da kalan Trakya topraklarıdır. Burada doğal sınır Meriç Irmağıdır.



    Kuzey Trakya Bulgaristan'da yaşayan Türklerin yoğun olduğu bölgedir. Bölgedeki Türklerin dönem dönem siyasi, sosyo-kültürel baskılar altında kalmaları, önemli bir bölümünün Türkiye'ye göç etmelerine neden olmuştur. Yörede; Kırcaali, Filibe, Burgaz, Paşmaklı, Pazarcıklı gibi kentler mevcuttur.

    Yunanistan toprakları içindeki Batı Trakya, yine Türklerin yoğun yaşadığı bir yöredir. Kuzey Yunanistan da denilen bu bölgede Türklere, siyasi-sosyo-kültürel baskılar yapılmıştır. Türkçe'nin yoğun olarak konuşulduğu bu bölgede 100 bin üzerinde Türk nüfus olduğu düşünülmektedir. Yörede; Dedeağaç, İskeçe, Dimetoka, Gümülcine gibi  kentler mevcuttur. Bölgede Batı Trakya Müslüman Türk azınlığı yaşamaktadır. Batı Trakya, 1923 Lozan Anlaşması ile Türkiye- Yunanistan arasında yapılan nüfus mübadelesi (değiş-tokuş) kapsamı dışında tutulmuştu.

   Türkiye sınırları içerisindeki Doğu Trakya ise başta Edirne, Tekirdağ, Kırklareli olmak üzere Çanakkale ve İstanbul kentlerinin de coğrafi olarak içine alır.  I. Balkan Savaşı sonucu Osmanlı toprakları Midye-Enez hattına kadar geriledi. Edirne ve Kırklareli elden çıktı. II. Balkan Savaşı sonrası Edirne ve Kırklareli geri alındı. Ayrıca Meriç ırmağı bölgede doğal sınır ilan edildi. Fakat I. Dünya Savaşı sonrası Doğu Trakya Yunanlılar tarafından işgal edildi. Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasıyla Edirne geri alındı. Lozan Anlaşması ile Meriç Irmağı doğal sınır kabul edildi. Böylece Türklerin yaşadığı Trakya, üçe bölünmüş bir biçimde stratejik varlığını sürdürdü.

Ayrıca BKZ.Midye-Enez Çizgisi Nedir?


Derleyen: Ali ÇİMEN



Kaynakça:

→trakyanet sitesinden yararlanılmıştır. Genel ağdan ulaşmak için BKZ↴

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl