Ana içeriğe atla

Refah Şilebi Olayı (Özet)

   II. Dünya Savaşı'nın en kızgın döneminde, İngiltere'den sipariş edilen denizaltıları  teslim almak üzere, 200 kişilik mürettebatı ile Mersin'den 23 Haziran 1941'de ayrılan Refah Şilebi'nin, hangi ülkeye ait olduğu hala netlik kazanmayan denizaltıdan atılan torpil sonucu batırılmasıyla meydana gelen faciaya Refah Şilebi Olayı denir.

   Faciada resmi rakamlara göre; gemi kaptanı ve filo komutanı dahil olmak üzere 168 kişi yaşamını yitirdi. 32 kişi ise sağ olarak kazadan kurtuldu. Kazanın duyulması sonrası TBMM soruşturma komisyonu kurdu. Sorumlular hakkında davalar açıldı. Dönemin Savunma ve Ulaştırma bakanları istifa etti. Sorumlu tüm kişiler kasıt olmadığı gerekçesiyle suçsuz bulundu. Gemide yaşamını yitirenlere şehitlik onuru ancak 1951'de resmen verildi. Eski bir geminin güvenliksiz ve korumasız bir biçimde Akdeniz'e açılması, açıldıktan bir kaç saat sonra kimliği belirsiz bir denizaltı tarafından iki torpille batırılması, hem Türkiye hem de dünya siyasetinde tartışmalara yol açtı.

   Refah Şilebi faciasına dair birçok senaryo türetildi. Almanya İngiltere'yi, İngiltere Almanya'yı sabotaj yapmakla suçladı. Fransa'nın gemiyi yanlışlıkla batırdığı iddia edildi. İtalyanların gemiye sabotaj yaptığı ya da torpille batırdığı da iddialar arasına girdi. Fakat hiçbir dönem kimin yaptığına dair kesin sonuçlara ulaşılamadı. Olayla ilgili kesin olan en önemli şey ise, bu facianın, Türkiye'nin II. Dünya Savaşı'na girmesi için tasarlanmış bir tezgah olduğudur.

II. Dünya Savaşı'nda Refah Şilebi Olayı Nedir? Ayrıntılı Anlatım ve Kaynakça için BKZ.↴


Hazırlayan: Ali ÇİMEN




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl