Ana içeriğe atla

Narh Nedir? (Ayrıntılı Bilgi)

    Üretici ve tüketicinin zarara uğramaması amacıyla, üretilen malların kalite standartlarına uygun bir biçimde resmi makamların fiyat belirlemesi sistemine Narh Sistemi denir. Osmanlıca sözlük anlamı; Çarşıda, pazarda satılan ürünler için resmi makamlarca gösterilen fiyat, demektir.Temel zaruri ihtiyaç maddelerinin azami satış fiyatlarını devletin belirlediği sistemdir. Bu arada Osmanlı Devleti'nde XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar her türlü mal ve hizmet narha tabi tutulmuştur.

   Narh sisteminde amaç; halkın ihtiyaç duyduğu temel maddelerin uygun fiyatla piyasaya sürülmesidir. İslam hukukçuları arasında tartışma konusu olan ve bir kesiminin caiz görmediği sistemdir. İslâm hukukçuları, başlangıçta narh uygulamasını serbest piyasa ve mal talebinin sınırlı olduğu ortamlarda yasaklamışlardı. Amaçları, Hz. Muhammed'in hadisinden hareketle özellikle kıtlığı önlemekti. Fakat daha sonra serbest piyasadaki ürün çeşidinin artması dolayısıyla da arza bağlı olarak tekelciliğin de artacağı korkusuyla narh uygulaması gerekli görülmüştü.

   Osmanlı Devleti ise bu sisteme halkın refahı amacıyla önem vermiştir. Sistemin denetlenmesinde hassasiyet gösterilmiş, en yukarıdan bizzat padişahlar ve sadrazamlar tarafından üzerinde durulan bir konu olmuştur. Narh sistemi dışına çıkıp fahiş fiyatta mal satanlara ya da sisteme aykırı diğer hareketlerde bulunanlara falaka, dükkanının önünde kulağından asma gibi cezalar verilmiştir. Bu arada Osmanlılar rekabetin olduğu ithal mallara asla müdahale etmediler. Tekelleşmenin önüne geçmek için rekabetin olmadığı iç piyasalara müdahale edilmiştir.

   Temel tüketim maddeleri olan ekmek, peynir, yağ et gibi temel gıda maddelerine, sebze- meyve fiyatlarına ve buna benzer bir çok ürün ve maddeye narh sistemi uygulanmıştır. Ayrıca Ramazan ayına girilmeden hemen önce fiyatlar sisteme göre belirlenmiştir.

Ayrıca Özet Bilgi İçin BNZ.→Narh Sistemi Nedir?

http://www.sessiztarih.net/2014/06/narh-sistemi-nedir.html

Derleyen: Ali ÇİMEN

Kaynakça:

Özden AYDIN, ''SİVAS’TA 1794-1798 YILLARI ARASINDAKİ ÇEŞİTLİ YİYECEK FİYATLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ'', Celal Bayar Üni. Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:13, Sayı: 1, 2018, s. 157-168.

TDV İslam  Ansiklopedisi, Cilt: 32, İstanbul 2006, s. 391-392.

Ferit DEVELLİOĞLUOsmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Aydın Kitabevi yayınları, Ankara, 2005, s. 807.

   

  

   

   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl