Ana içeriğe atla

Fatih Döneminde İstanbul'da Açılan İlk Medrese- Sahn-ı Semân

   Fatih Sultan Mehmet (Mehmet II.) döneminde açılan medrese; SAHN-I SEMÂN MEDRESELERİdir. Osmanlıca sözlük anlamı itibari ile Fâtih Câmiinin her iki tarafındaki kârgir ve kurşunlu sekiz medrese; ilmiyenin medrese öğretiminde bir derece anlamlarına gelmektedir. Sekiz bölümden oluşan medrese anlamını içermektedir. Bir diğer adıyla da Medaris-i Semaniyedir.
Sahn-ı Semân Medreseleri

   Sahn-ı Semân Medreseleri, Fatih döneminde Fatih Camiinin (1473-1470) her iki yanında sıralanmış vaziyette olan 8 adet medreseden ibaret ''yüksek ihtisas'' üniversitesidir. İstanbul'daki ilk Türk yüksek öğretim kurumu olarak kabul edilebilir.  Bir avlunun etrafında planlanmıştır. Her bir medresede bir adet dershane-mescit, on dokuz adet odadan oluşmaktadır. Medresedeki hücreler, kare planlıdır. Her biri avluya kapı ile açılır. Odaların arka cephelerinde de altlı-üslü pencereleri vardır. Dershanenin üzeri kasnaklı kubbe ile örtülüdür. Dershane de yine kare biçiminde fakat diğer hücrelerden daha yüksek ve gösterişlidir.

  Medresede okutulacak eserleri, Fatih, Ali Kuşçu, Molla Hüsrev, Vezir-i Azam Mahmut Paşa'nın seçtikleri rivayet edilmektedir. Medresede; Heyet (Astronomi), Hesap (Artimetik), Hendese (Geometri), Felsefe, Kelam, Fıkıh gibi dersler işlenmiştir. En önemli hocası dönemin ünlü bilginlerinden Ali Kuşçu'dur. Molla Hüsrev, Molla Lütfi, Şeyhülislam Ebussuûd Efendi, Köprülüzâde Fâzıl Ahmet Paşa, Şair Nedim gibi farklı dönemlerde görev almış bir çok müderris Sah-ı Semân Medresesinde dersler vermiştir. 

    Ayrıca BKZ. Ali Kuşçu Kimdir?
http://www.sessiztarih.net/2013/12/ali-kuscu-kimdir.html


Derleyen: Ali ÇİMEN


KAYNAKÇA:

Ferit DEVELLİOĞLU, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Aydın Kitabevi yayınları, Ankara, 2005, sayfa 912.

Fatih Külliyesi Medreseleri için BKZ.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl