Ana içeriğe atla

Bozkırın Kuyumcuları Kimlerdir?

    İskitler (Sakalar), ''Bozkırın Kuyumcuları'' olarak bilinirler. Dönemlerinde altın ve gümüş işlemeciliğinde ileriye giden bir uygarlık olduğu için bu deyim ile dile getirilmişlerdir.

   İskit kurganlarında bulunan altın işlemeleri ile bezenmiş; ok uçları, altın kaplar, altın plakalarla süslenen deri kılıfları, keçi, pars gibi hayvanların figürlerinin olduğu birçok altın eşya, atlara ait eşyalar gibi arkeolojik buluntular tespit edilmişti. Özellikle Esik kurganında binlerce altın eşya tespit edilmiş; ünlü ''Altın Elbiseli Adam'' kostümü bu mezardan çıkarılmıştı. Bu kurganda bulunan tarihteki en önemli arkeolojik kalıntılardan biri olduğu düşünülen; ceket, pantolon ve çizmeden oluşan altın elbisenin bir prense ait olduğu düşünülmektedir. Aynı kurganda üstünde yazı olan gümüş bir kap bulunmuştur. İki cümlelik bu yazı okunduğunda, 23 yaşında bir prensin mezarı olduğu tahmin edilmiştir.

    Mücevher tarzı altın işlemeciliği, altın kaplama tekniklerini, metal üzerine işlemeciliği, Orta Asya göçebe geleneğinin ünlü hayvan üslubu tasvirlerini kuyumcukta ustaca kullanan Sakalar (İskitler) ''Bozkırın Kuyumcuları'' deyimini hak etmiştir.

→ İskitler Hakkında bilgi için BKZ↴



Derleyen: Ali ÇİMEN




KAYNAKÇA:

→Aygün Kalkan, ''İskitlerden Günümüze: Esik Kurganı ve Altın Elbiseli Adam'' adlı yazısından yararlanılmıştır. Bu yazıya ulaşmak için BKZ.↴

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl