Ana içeriğe atla

Divan-ı Saltanat Nedir?

Divan-ı Saltanat Nedir?


Divan-ı Saltanat
İlk Türk-İslam devletlerinde özellikle de Büyük Selçuklu Devleti’nde önemli konuların görüşüldüğü, önemli devlet konuları hakkında kararların verildiği en büyük divana (meclise) Divan-ı Saltanat (Divan-ı Ali) denir.

Divan-ı Saltanat görevlerine göre çeşitli bölümlere ayrılmıştır:

Niyabet-i Saltanat:

Naib-i Sultan baş yetkiliydi. Naib, hükümdar başkentte olmadığı zamanlarda ona vekalet eden görevliydi. Bu esnada sultanın tüm yetkilerine sahip olurdu. Normalde ise devlet idaresi sırasında vezirden sonra gelirdi.

Divan-ı Mezalim:

Büyük siyasi suçların karara bağlandığı en yüksek mahkemedir. Ayrıca  halkın şikayetlerinin bizzat sultan tarafından dinlenildiği divandır. Divan-ı Mezalim’e sultan başkanlık etmekteydi.

Divan-ı Berid:

Posta işlerinden sorumlu divandır.

Divan-ı Tuğra (Divan-ı İnşa):

Devletin her türlü iç ve dış yazışmasından sorumlu divandır. Bu mecliste iyi derecede yabancı dil bilen, diplomasi eğitimi görmüş görevliler vardı. Padişahın tuğrasını çeken yani imzasını atan kişiye ise Tuğrai (Tuğracı ) denirdi.

Divan-ı Arz:

Başkanı Emir-i Arız’dır. Ordu ihtiyaçlarını karşılayan, Hassa Askerleri’nin maaşlarını ayarlayan meclistir. Ordunun her türlü yiyecek, içecek, giyecek, teçhizat ihtiyaçları bu divan tarafından tespit edilir ve karşılanırdı. Ordu yoklamasından da sorumlu olan divandı.

Divan-ı İstifa:

Mali işlere, devletin gelir ve giderlerine bakan meclisti. Vergilerin toplanmasını sağlardı. Bu divanın başkanı Müstevfi idi.

Divan-ı İşraf:

Başkanı Müşrif’ti. Ülkedeki askeri ve adli işler dışındaki idari ve mali teşkilatı denetleyen, teftiş eden, kontrol eden meclisti.

Divan-ı Pervane:

Arazi defterlerinde tutulan has ve iktaların düzenlenmesinden sorumluydu. Başkanı ise Pervaneci idi.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl