Ana içeriğe atla

Valide Paşa Unvanı Verilen İlk ve Tek Kadın Sultan

 Osmanlı Tarihinde, "Vâlide Paşa" unvanı verilen ilk ve tek hanım sultan Emine Valide Paşa'dır. Bu unvan, Osmanlı'da bir kadına verilmesi bakımından tektir. Unvan, Sultan II. Abdülhamid tarafından verilmiştir. Otoriter, kibar, asaletli, sıra dışı kişiliğiyle dikkat çeken Hıdivâ Emine Valide Paşa, 1892'den 1914 yılına kadar "Mısır Vâlide Paşası" unvanını kullanmıştır. 

 Tam adı Emine Necibe İlhami Hanım Sultan'dır. 1858'de İstanbul'da doğdu. Annesi Sultan Abdülmecid'in kızı Münire Sultan, babası Kavalalı hanedanından Damat İlhami Paşa'dır. Kuzeni Mısır Hidivi Mehmet Tevfik Paşa ile evlendi. Oğlu II. Abbas Hilmi Paşa da Mısır'da hidivlik yaptı. I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı'nın Almanya tarafında savaşa girmesi üzerine İngiltere, Abbas Hilmi Paşa'nın hidivliğini tanımadı. İngiltere himayesinde bir Mısır Sultanlığı oluşturulunca hidivlik yönetimi de sona erdi. Böylece Emine Valide Paşa da 1914'te Mısır'dan İstanbul'a döndü. İstanbul-Bebek'de kendi adıyla anılan Valide Paşa Yalısında ölümüne dek yaşadı. 1931'de vefat etti. Kahire'ye defnedildi.

Emine Vâlide Paşa, Cumhuriyet döneminde yalısını Türkiye'ye bırakmak istedi. Fakat resmi yazışmalarda "Paşa" unvanı yerine "Bebekli Emine Hanım" unvanı kullanılınca; bu duruma kızdığı ve yalıyı bağışlamaktan vazgeçtiği belirtilir. Bunun üzerine yalıyı Mısır hükümetine bağışlamıştır. Valide Paşa Yalısı,  Emine Valide Paşa'nın vefatından sonra Mısır Başkonsolosluğu olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Emine Vâlide Paşa Yalısı

Ayrıca BKZ.→ Hidiv Nedir?

Derleyen: Ali ÇİMEN

Kaynakça:
Yeni Şafak Gazetesi, "Osmanlı Tarihinde Paşa Unvanını Alan Tek Kadın: Emine Valide Paşa", 18 Temmuz 2010. 
BKZ.→https://www.yenisafak.com/yenisafakpazar/osmanlida-pasa-unv%C3%A2nini-alan-tek-kadin-emine-valide-pasa-268689

→Yeni Çağ,  "Osmanlı Tarihinde Paşa Unvanı Verilen ilk ve Tek Kadın: Emine Valide Paşa", 22 Haziran 2020.
BKZ.→https://yenicag.info/osmanli-tarihinde-pasa-unvani-verilen-ilk-ve-tek-kadin-emine-valide-pasa/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl