Ana içeriğe atla

Montrö (Montreux) Boğazlar Sözleşmesinin Önemi Nedir?

  Türkiye'nin Çanakkale ve İstanbul boğazlarındaki egemenlik haklarına tam olarak sahip olduğu anlaşmadır. Boğazların denetiminin Türkiye'ye bırakıldığı anlaşmadır. Boğazlar rejimi konusu ile ilgili 20 Temmuz 1936'da İsviçre'nin Montreux (Montrö) kentinde imzalanan sözleşmedir. Sözleşme 29 maddeden oluşmaktadır. Ayrıca 4 adet ek madde ve bir de protokol bulunmaktadır.

  Başta Türkiye olmak üzere İngiltere (Birleşik Krallık Ülkeleri), SSCB, Fransa, Japonya, Romanya, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya ülkelerinin katıldığı bir sözleşmedir. Sözleşmeye imza atan devletler şöyle geçmektedir:

"MAJESTE BULGARLAR KRALI, FRANSA CUMHURİYETİ BAŞKANI, MAJESTE BÜYÜK BRİTANYA, İRLANDA VE DENİZLER ÖTESİ BRİTANYA ÜLKELERİ KRALI, HİNDİSTAN İMPARATORU, MAJESTE ELENLER KRALI, MAJESTE JAPONYA İMPARATORU, MAJESTE ROMANYA KRALI, TÜRKİYE CUMHURİYETİ BAŞKANI, SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLERİ BİRLİGİ MERKEZİ YÜRÜTME KOMİTESI VE MAJESTE YUGOSLAVYA KRALI..."

  Lozan Barış Anlaşması'nda boğazların her iki yakası askerden arındırılacak ve askeri tatbikatlara kapalı olacaktı. Bu durumu denetleme görevini de Türkiye başkanlığındaki Boğazlar Komisyonu yapacaktı. Türkiye için bu durum egemenlik haklarına aykırı bir durumdu. 1930'lu yıllardan itibaren Almanya'nın silahlanması, Almanya'nın Japonya'nın Milletler Cemiyetine ters bir biçimde yayılmacı politikalar sürdürmesi gibi nedenler gösterilerek, boğazların statüsünün yeniden görüşülmesi için başvuruldu. Böylece ülkeler 1923 Lozan boğazlar sözleşmesinde yapılacak değişiklik için 22 Haziran 1936'da Montreux'da toplandı. Sözleşme ise 20 Temmuz'da imzalandı. Buna göre;

-Boğazlar Komisyonu kaldırıldı. Bu komisyonun görevleri Türkiye'ye devredildi.

-Boğazların her iki yakasında Türkiye asker bulundurabilecekti.

-Yabancı ticaret gemileri boğazlardan serbestçe geçebilecekti.

-Yabancı savaş gemilerinin geçişi Türkiye'nin iznine bağlıydı.

-Türkiye savaş tehlikesi ile karşı karşıya kalırsa yabancı savaş gemilerinin boğazdan geçişi kendi takdirine kalacaktı.

 İngiltere Montrö'de Türkiye'yi destekledi. Akdeniz'de İtalya'nın daha fazla yerde sözünün geçmesini isteyemezdi. Türkiye ile çıkarları gereği aradaki buzları eritti. İtalya ise sözleşmeyi Mayıs 1938'de kabul etti.

  Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye boğazlarda denetim egemenliğini sağladı. Boğazlarda mutlak otorite Türkiye'ye ait oldu.

Derleyen: Ali ÇİMEN


Kaynakça:

 →Montrö Boğazlar Sözleşmesi,TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 30, İstanbul 2005, s. 274-276.

→Ayrıca BKZ. Montrö Boğazlar Sözleşmesi Maddeleri↴

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl