Atatürk'ten Anılar: Pikardi'ye Giderken Çıkardığı Fes

  Atatürk, resmi olsun sivil olsun giyimine dikkat ederdi. Fes giymemeye çaba gösterir, fes yerine kuzu derisinden kalpak giymeyi tercih ederdi. 

   Kolağası Mustafa Kemal ve Binbaşı Selahaddin Beyler, 10 Eylül 1910'da, Fransa'daki Picardie (Pikardi) Manevralarını izlemek üzere Orient Ekspresi ile Selanik'ten Paris'e hareket etmişti. Subaylar trende sivil kıyafetlerle yolculuk etmişlerdi. Mustafa Kemal Bey, başındaki fesi çıkarmıştı. Kasket giymişti. Buna tepki veren Selahaddin Bey; Osmanlı'yı temsil ettiklerini söylemiş fakat bir müddet sonra o da fesini çıkarma gereğini duymuştu. Atatürk anılarında olayı şöyle anlatmıştır:

"1910'da Fransa'da büyük bir manevra yapılacaktı. Bu manevra Picardie Manevraları diye anılır. Bu manevralara hükümet benimle Binbaşı Selahaddin Beyi göndermeye karar vermişti. Paris Ataşemiliterimiz Fethi Bey heyete başkanlık edecekti. Selahattin Beyle Selanik'ten trenle yola çıktık, Sırp hududunu geçtikten sonra ben valizimi indirdim, başımdaki fesi valize koyarak İstanbul'da Tiring Mağazası'ndan aldığımız kasketi başıma geçirdim. Selahaddin Bey çok mutassıp bir arkadaştı. 'Ne yapıyorsun' dedi. 'Biz saye-i şahanede birinci mevki ile seyahat ediyor ve devleti temsil ediyoruz. Osmanlılığımız, Müslümanlığımız belli olmalıdır.' Ben cevap verdim. Canım Selahaddin Bey artık hududu geçtik. Sivil kıyafetle yolculuk ediyoruz. Herkesin bizi tanımasında ne fayda var? dedim. Selahaddin Bey suratını astı. Uzun zaman benimle konuşmadı...

Trenimiz bir Sırp istasyonunda durmuştu. Selahaddin Bey pencereyi açtı. Elindeki tepside sandviç satan bir Sırp çocuğunu çağırdı. Sandviç alacaktı. Fakat sandviçlerin içinde domuz eti olmaması lazımdı. Onun için sandviçleri birer birer alıyor, kokluyor ve tekrar tepsiye koyuyordu. Bu seçme uzun sürdü. Tepsiyi eliyle başının üstünde tutan çocuk yorulmuştu. Tepsiyi indirdi ve karşısındaki fesli Selahaddin Beye "tuh Türk" dedi uzaklaştı. Selahaddin Bey onurlu bir adamdı. Derhal başını içeri çekti. Pencereyi kapattı. Trenimiz tekrar yola düzüldüğü zaman Selahaddin Beyin ağır ağır yerinden kalktığını, valizini indirerek kasketini çıkardığını ve fesi valize koyarak kasketi giydiğini gördüm. 'Ne o Selahaddin Bey?' dedim. 'Şimdi zamanı geldi' cevabını verdi."


Derleyen: Ali ÇİMEN

Kaynak: 

→Uluğ İğdemir, Atatürk'ün Yaşamı, TTK Yayını, Ankara 1980, s. 21,22'den aktaran →Mehmet ÖNDER, "ATATÜRK, FRANSA-PICARDIE MANEVRALARINDA (12 Eylül-12 Ekim 1910)", ERDEM İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, C. 11, Sayı:32, 1998, s.527-532.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

İstanbul'da Doğan ve Ölen İlk Osmanlı Padişahı Kimdir?