Ana içeriğe atla

Behiç Erkin - İlkleri Gerçekleştiren Adam

   Çanakkale Savaşları ve Kurtuluş Savaşının cephe gerisi kahramanıdır. Yokluk dönemlerinde, cephe gerisinde asker, silah, mühimmat sevkiyatı, ulaştırma-planlama işlerini kusursuzca yapmıştır. Bu başarısı nedeniyle Miralay Behiç Bey; Çanakkale'de Limon Von Sanders tarafından Alman devletinin en üstün nişanı olan ''Birinci Dereceden Demir Haç Madalyası" ile onurlandırılmıştır. 

   Kurtuluş Savaşı'nda arka cephede ulaştırma işinin başında, asker sevkini sağlayan çok kritik bir görevde bulunmuştur. Lojistik zaferinin mimarıdır. Adeta cephe gerisindeki ikinci cephenin lideridir. Milli Mücadele'de eldeki birkaç lokomotifle cepheye asker sevkiyatını eksiksiz başarmıştır. Subay ve diplomattır. Türkiye'de pek çok ilklere imza atmış, dürüst, bildiğinden şaşmayan, inisiyatif kullanabilen, vatansever bir lojistik uzmanı ve devlet adamıdır. İstiklal Madalyası ve TBMM Takdirnamesi ile ödüllendirilmiştir.




Behçet Erkin'in İLKLERİ 


→Osmanlı Devleti döneminde demiryolları hakkında eser yazan ilk ve tek Müslüman Türktür. Eserinin adı "Demiryolunun Askerlik nazarından Tarihi, İstimali ve Teşkilatı'' adlı eserdir.

→ Osmanlı Devleti döneminde Azerbaycan'da ilk kez Azerbaycan düzenli ordusunu kuran kişidir. Azerbaycan'da Jandarma Teşkilatı kurmuştur.

→"Türk demiryolculuğunun babası", TCDD'nin kurucusu ve ilk genel müdürüdür. Demiryollarının millileştirilmesini sağlayan, devlet adamıdır.

→ İlk kez demiryollarının işletme dilini Türkçeleştiren kişidir. İşletme dilini Fransızca'dan Türkçe'ye çevirmiştir.

→ Cumhuriyete ilk defa özerkleştirmeyi getiren; İTÜ'yü özerkleştiren, İTÜ'deki derslerin dilini Türkçeleştiren devlet adamıdır. İTÜ'de Mühendis Okulu'nu özerkleştirmiştir. 

→ Cumhuriyetin ilk demiryolu okulunu kurmuştur.

→Cumhuriyetin ilk kamu müzesini (demiryolları müzesi) kuran devlet adamıdır.

→MİT'in Atatürk ile birlikte 13 kurucusundan biridir.

→Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarında lojistik mucizesi yaratmış kişidir.

→II. Dünya Savaşı döneminde Fransa'da büyükelçi iken Alman işgali altındaki Fransa'dan yaklaşık 20 bin Yahudinin hayatını Türk Vatandaşlık Sertifikası vererek kurtaran devlet adamıdır.

 Behçet Bey, Türkiye Cumuhuriyetinin ilk milletvekillerinden ve bayındırlık bakanlarındandır. Çankırı milletvekilliği ve Budapeşte büyükelçiliği görevlerinden de bulundu.




  1876 İstanbul doğumlu Miralay (Albay) Behiç Erkin, Harp Akademisi sonrası kurmay yüzbaşı rütbesi ile Selanik- İstanbul demiryolu hattında Muhafız Kuvvetler Demiryolu Müfettişliği görevinde bulundu. Bu görevi sırasında Atatürk ile tanıştı. Yakın arkadaş oldular. Yaptığı devlet hizmetlerindeki başarısı ve doğru, bağımsız kararları nedeniyle Soyadı Kanunu sonrası Behçet Bey'e "Erkin" soyadını Atatürk verdi. Erkin, "Her şart altında kendi doğru kararını verebilen, bağımsız fikirli kişi" anlamına gelir. Kendisine soyadı, Atatürk tarafında yazılı olarak bildirilmiştir. Ayrıca Onuncu Yıl Nutkunda geçen "demir ağlarla ördük, ana yurdu dört baştan" ifadesi Atatürk tarafından kendisini onore etmek için eklenmiştir.

  Behiç Erkin 11 Kasım 1961'de vefat etti. Vasiyeti üzerine  İzmir-İstanbul-Ankara demiryolu hattının birleştiği Eskişehir Enveriye İstasyonundaki üçgende bir anıt mezar yapılarak, oraya defnedildi.

Derleyen: Ali ÇİMEN

Kaynakça:

→Emir KIVIRCIKCepheye Giden Yol, Goa Yayınları, İstanbul, 2008.

→Behiç Erkin Kimdir?, Rayhaber, 30.04.2014. Genel Ağdan ulaşmak için BKZ.↴
https://rayhaber.com/2014/04/behic-erkin-kimdir/


→Cihan DURA, "Demiryollarımızın babası Behiç Erkin", cihandura.com, 15 Ocak 2018.

Yukarıdaki makalye genel ağdan ulaşmak için BKZ.↴
https://rayhaber.com/2014/04/behic-erkin-kimdir/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl