Ana içeriğe atla

Ilgın Manevrası: Büyük Taarruz Öncesi Son Tatbikat

     Büyük Taarruz öncesinde, 15 Nisan 1922'de, Süvari Kolordusu Komutanı Fahrettin (Altay) Paşa komutasında 5'inci Süvari Kolordusu tarafından yapılan manevraya Ilgın Manevrası denir. Büyük Taarruz öncesi Konya-Ilgın'da bulunan süvari kolordusuna bağlı atlı askerlerin yapacağı bu tatbikat hayati önem arz etmektedir. Ilgın Manevrası, Başkomutan Gazi Paşa tarafından şahane, kusursuz bulunmuştur. 


Ilgın Manevraları- Atatürk
    Ilgın, Büyük Taarruz Harekatı öncesinde 5. Süvari Kolordusunun toplandığı, eğitim faaliyetleri sürdürdüğü yerdi. Subayları ile birlikte yaklaşık 10 bini geçkin askerden oluşan kolordunun Komutanı Fahrettin Paşa, Ekim 1921- Ağustos 1922 tarihleri arasında atlı birliklerini savaşa hazırladı. Ilgın'da binicilik kursu açtırdı. Subaylara binicilik eğitimi verdirdi. Atlar için nalbant takımları yaptırdı. Veteriner görevlendirdi.

   Süvari hazırlıklarının en önemlisi ise Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın da katılımlarıyla 15 Nisan'da süvari kolordusuna yaptırılan manevra idi. Manevra, gerçek silahlar ve muharebe araç-gereçleri ile yapıldı. Ordunun manevra yeteneği en yüksek kesimi süvarilerdi. Bu açıdan tatbikat, savaş öncesi ciddi önem arz etmekteydi. Süvari kolordusuna bağlı iki tümenin mavi ve kırmızı gruplara ayrılan birlikleri; disiplinli bir biçimde ağır arazi şartlarında süratle hareket etmiş, son hız açılıp yayılma ilerlemeleri bir hayli heybetli olmuştu. Tatbikat sonrası birkaç bin atlının dört nala geçişleri ise görülmeye değerdi. Başkomutan M. Kemal Paşa'nın, kusursuz yapılan manevralar nedeniyle sevinçten gözleri ışıl ışıl parlamıştı. Gerçekten de Büyük Taarruz'da yıldırım harbi yaparak, son sürat düşmanın gerilerine ilerleyen, belini kıran süvariler oldu. Yüzlerce kilometreyi iki haftada katedip İzmir'e ilk giren birlikler yine süvariler olmuştu.


Ilgın Manevraları Atatürk-İnönü

DİKKAT→Süvari kolordusu, manevra harekatından 2 hafta önce (1 Nisan 1922) Başkomutan Mustafa Kemal'in maiyetindeki Sovyet Elçi S. İvaneviç Aralov ve Azerbaycan elçisi İbrahim Abilof'a çeşitli gösterilerde ve resmi geçitte bulunmuş; dünya kamuoyuna gövde gösterisi yapmıştır. Siyasi anlamda Sovyet Rusya'nın ve Azerbaycan'ın Kurtuluş Savaşı'na destekleri amaçlanmıştır. İkmal ve iaşesini kağnısıyla, devesiyle taşıyıp tamamlayan Anadolu Hareketinin kararlılığı ve azmi tüm dünyaya gösterilmek istenmiştir. Ayrıca Türklerle birlikte savaşmak isteyen ve bunun için Zonguldak tarafından asker çıkartıp Kocaeli'ne gelmek isteyen Ruslara, ülkenin Türkler tarafından tek başına kurtarılabileceği gösterilmiştir. Başkomutan; Ruslara, benim kuvvetim İzmir'i de İstanbul'u da kurtarmaya kâfidir, diyerek bunu fiili olarak göstermiştir. Tüm bunların yanında Türk-Sovyet yakınlaşması, İngilizleri de endişelendirmiştir.


Derleyen: Ali ÇİMEN

Kaynakça:

→Hazırlayan,Erol CİHANGİRAralov'un Hatıralarında Mustafa Kemal ve Türkiye, Kum Saati Yayınları, İstanbul, Mayıs 2005.

→Zekeriya TÜRKMEN, "Mustafa Kemal Paşa'nın Büyük taarruz Öncesinde Süvari Kolordusunu Denetlemesi ve Ilgın Manevrasında Süvari Kolordusu", Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt: 20, Sayı:58, 2004, s. 203-230.

Yukarıdaki makaleye genel ağdan ulaşmak için BKZ.↴
https://dergipark.org.tr/en/pub/aamd/issue/53354/709214

Fatih ÖZKURTMustafa Kemal Atatürk Döneminde İcra Edilen Askeri Manevra ve Tatbikatlar (1909-1938), T.C. Selçuk Üni. Sosyal Bilimler Ens. Tarih Ana Bilim Dalı Atatürk İlk. ve İnk. Tarihi Bilim DalıDoktora Tezi, Konya 2013.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl