Ana içeriğe atla

Cezayir ve Afrika Direnişinin Simgesi Kimdir?

    Cemile Buhayrat (Bouhired) Cezayir ve Afrika direnişinin ünlü halk kahramanı, kadın direnişçisidir. Cemile Buhayrad, 1962'de Cezayir'in bağımsızlığının birkaç ay öncesinde, serbest bırakılması sonrası Afrika Halklarının direnişinin simgesi haline gelmiştir.

Cemile Buhayrad


  1935'te, Fransa işgali altındaki Cezayir'de, El-Kasba'da  doğdu. Annesi Tunus asıllı, babası Cezayirliydi. 7 erkek kardeşe sahipti. Ailesinin içindeki tek kız çocuğu idi. Ülkesi işgal altında bulunmasına ve bir Fransız okulunda okumasına rağmen güçlü Cezayirli kimliği öne çıktı. Okulda "Annemiz Fransa" andı okunurken "Annemiz Cezayir" dediği için cezalandırıldı. Bağımsızlıkçı kimliğinin şekillenmesinde cezalar yıldırıcı olmadı. Öğrencilik yıllarında Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephesine (FLN) katıldı.

    8 Mayıs 1945'teki Setif Olayları, Cezayir gençliğinin bağımsızlıkçı fikirlerini güçlendirdi. Her türlü ayrımcılığı yapmaktan geri kalmayan Fransızlar, ekmeği bile sadece bölgedeki Avrupalılara dağıtıyordu. Cezayirliler ise arpa ekmeğine ulaşabiliyordu. Cezayirliler, adaletsizlikleri gösterilerle protesto etmek istiyordu. Tarihin kanlı katliamlarından biri olan Setif Katliamı'nda Fransızlar, paralı askerleri ile Cezayirlilere karşı kadın, çocuk demeden ağır bir katliama girişti. 8 Mayıs'ta Müttefiklerin Nazilere karşı zafer günü kutlamalarına katılan Cezayirliler Setif kasabasında uçaksavarlarla katledildi. 45 bin Cezayirli katledildi.

Cezayirli Cemile

    Cemile Buhayrat, böyle bir süreçte henüz daha 20'li yaşlarda Cezayir'in bağımsızlığı için mücadele eden bir direnişçi oldu. Amcasını ve kardeşini bu direnişte kaybetti. Sömürgeci askerlere karşı bombalı eylemlere katıldı. Bu süreçte önemli bir isim haline geldi. 1957'de, direnişçi liderlerden Yusuf El Saadi'ye gizli belgeler ulaştırmaya çalışırken Fransız askerleri tarafından vuruldu. Yaralı olarak yakalandı. Günlerce omzundan yaralı bir halde, Barbados'ta işkence gördü. İşkence altında dahi konuşmadı. İdam cezasına çarptırıldı. Fransa'nın sömürgeci tutumuna karşı olan Fransız aydınların desteğini gördü. Avukatı Jacques Verges (Jak Verjes), büyük bir mücadele vererek dünya kamuoyuna işkenceleri anlattı. Dünyanın önemli liderleri ve Birleşmiş Milletler bu süreçte Cemile Buhayrad'ın affını istedi. Protesto mitingleri düzenlendi. Fransa uluslararası baskı karşısında geri adım attı. En sonunda Cezayir'in bağımsızlığından kısa bir süre önce, 1962'de Cemile Buhayrad'ı serbest bıraktı. "Cezayirli Cemile" direnişin simgesi oldu.

Derleyen: Ali ÇİMEN

Kaynakça:

→Arap Halklarının Mücadele Tarihinden: Cezayirli Cemile, Evrensel Gazetesi, 24 Mart 2017.

→Cemile Buhayrat, www.timeturk.com, 20 Kasım 2017.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl