Ana içeriğe atla

Batı Tarzında Askeri Islahat Yapan İlk Osmanlı Padişahı Kimdir? Kısaca

   I. Mahmut (1730-1754), Osmanlı Devleti'nde batılı tarzda askeri ıslahat yapan ilk Osmanlı padişahıdır. Fransız asıllı subay Compte De Bonneval'in (Humbaracı Ahmet Paşa) girişimleriyle batılı tarzda "Hendesehane" adlı ilk askeri mühendislik okulu (1734) açılmıştır. Bu okul, Batı tekniklerinin ve bilgilerinin Osmanlı'dan içeriye girdiği bir kapı olmuştur. III. Selim'in açacağı Muhendishane-i Berr-i Humayun'un (Kara Mühendishanesi) temelleri atılmıştır. Yenilenen Humbaracı Ocağı'nda ise Osmanlı'da ilk kez Avrupa tarzında askeri eğitim yapılmıştır.

   III. Ahmet'ten sonra Osmanlı tahtına geçen I. Mahmut, batılılaşma hareketlerine devam etmiştir. Lale Devri ile başlayan batılı tarzda ıslahatlar, bu dönemde askeri ıslahatlarla birlikte devam etmiştir. Lale Devri'nde hemen her alanda Avrupa'nın üstünlüğü kabul edilmişti. I. Mahmut da  Osmanlı ordusunun Avrupa ordusunun gerisinde kaldığını görmüştü. Batılı tarzda askeri ıslahatlara önem vermişti. I. Mahmut, tabiri caiz ise "eski yapının içine yeni teşkilatlar" oluşturmuştu.

Bu dönemde yapılan özellikle askeri ıslahatlar, kısaca şöyle sıralanabilir:

İlk defa yabancı askeri uzmanlar yurt dışından getirilerek askeri yenilikler yapıldı. Compte De Bonneval (Humbaracı Ahmet Paşa) bu uzmanlardan en önemlisi olup Üsküdar'da Hendesehane'yi kurmuştur. Subay yetiştiren ilk askeri mühendislik okuludur. Devlete daha bağlı olan Bostancı Ocağı'ndan kişiler seçilerek alınmıştır.

→Humbaracı Ahmet Paşa tarafından yenilenen Humbaracı Ocağı'nda, Osmanlı'da ilk kez Avrupa tarzında askeri eğitim verildi.

Bonneval Paşa, Humbaracı ve Topçu Ocaklarını ıslah etti. Paşaya bu askeri Islahatlarında Sadrazam Topal Osman Paşa, 2 topçu Fransız subayı ve 3 Fransız subay daha yardımcı olmuştur.

Üsküdar'da Top Dükümhanesi, Tüfek Fabrikası, Baruthane kurulmuştur.

Orduda bölük, tabur, alay sıralaması yapılandırıldı.

DİKKAT→ Batılı tarzda yapılan ilk askeri ıslahatlar  1736-1739 Avusturya ve Rusya ile yapılan savaşlarda hemen faydasını göstermiştir.

Derleyen: Ali ÇİMEN

Kaynakça:

→Dr. Mehmet KARAGÖZ, " Osmanlı Devletinde Islahat hareketleri ve Batı Medeniyetine Giriş Gayretleri- 1700-1839", Ankara Üni. Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi, Sayı:6, 1995, s.173-194.
Makaleye Ulaşmak İçin BKZ.↴
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/1152/13546.pdf

→Uğur KURTARAN, "Sultan I. Mahmut Dönemi (1730 1754) Islahat Hareketleri", Turkish Studies, 8/2,  2013, s.167-179.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl