Kökeni Latince ''fidan dikmek'' olan, kitlelerin düşüncelerini ve duygularını ikna yoluyla değiştirebilen çalışmalara ''propaganda'' denir.
Türk Dil Kurumu; bir düşünceyi, inancı, öğretiyi söz ya da yazı ile tanıtma ve yayma olarak nitelendirir. Söz ve yazı, propaganda silahının cephaneliğidir. Bundan başka halkla iletişimi sağlamak için kitle iletişim araçlarına da ihtiyacı vardır. Bilinçli bir biçimde hareket ederek kitleleri doğru ya da yanlış bir biçimde kendi düşünce yapısına sürükler. Sürükleyince de amacına ulaşır.
Siyasi partilerin halka kendini tanıtma çabası bu konudaki en net örneklerden biridir. Tarihi olaylar açısından bakıldığında; Kurtuluş Savaşı yıllarında İstanbul Hükümeti ve Ankara Hükümeti'nin karşılıklı olarak halkı kendi yanlarına çekme çabası da buna örnektir. İstanbul hükümeti, Milli Mücadeleyi kötü ve yanlış gösterebilmek için (kara propaganda) gerek basın-yayın gerekse dini kavramlar ile halkı kendi yanına çekmeye ikna etmeye çalışmıştır. Buna karşın TBMM ise gazeteler ve telgraf yolu ve bundan başka İrşad heyetleri kurarak halkı bilinçlendirmeye çalışmış, propaganda faaliyetleri yürütmüşlerdir. Yine Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkmasıyla başlayan halkı bilinçlendirme çabası bu duruma örnektir.
Ali ÇİMEN
Yorumlar
Yorum Gönder