Ana içeriğe atla

Küçük Mecmua Dergisini Kim/ Nerede Çıkardı?

   Küçük Mecmua Dergisi'ni Ziya Gökalp, Diyarbakır'da çıkardı. Malta Sürgününden döndükten sonra Ziya Gökalp, 5 Haziran 1922 ile 5 Mart 1923 yılları arasında, Ankara Hükümeti'nin teşviki ve maddi desteği ile Küçük Mecmua Dergisini çıkarmıştır. Derginin imtiyaz sahibi ve sorumlu müdürü Türkçülük akımının önemli ismi ve toplumbilimci Ziya Gökalptir.

Derginin İlk Sayısının Kapağı
   Milli mücadelenin destekçisi olan dergi; felsefi, edebi, düşünsel ve bilimsel bir dergidir. Dergide antropoloji, tarih, din, felsefe, edebiyat, siyaset, halk bilimi, sanat gibi alanlarda makaleler yayınlandı. 

   Dönemine göre sade bir Türkçe ile 16- 20 sayfa arası kitap ebatlarında yayımlanan Küçük Mecbua Dergisi,  33 sayı yayımlanmıştır. Çünkü Mart 1923'te Ziya Gökalp, ''Maarif Vekâleti Telif ve Tercüme Encümeni Reisi'' (MEB Telif Çeviri Kurulu Başkanı) olarak Ankara'ya görevlendirilir. Böylece derginin yayım hayatı sona erer.

  Ziya Gökalp'in bu dergide yazdığı şiirlerinin çoğu Milli Mücadele ile ilgili şiirlerdir. Şirlerinde Kurtuluş Savaşı'nı ve Kuvay-ı milliye ruhunu yüceltir; işgallere ve emperyalizme karşı çıkar. 

  Ziya Gökalp'in dergide yayımladığı şiirlerinden (26 Haziran 1922)  bir örnek: 

KARA DESTAN

“Dinleyin müminler, Kara Destan’ı:
 Lloyd George kandırdı yine Yunan’ı.
 Samsun’a geldi bir deniz sırtlanı: 
Top attı bir açık limana karşı. 

Çocuklar, kadınlar, silahsız erler 
Harbe karışmazken değilken asker, 
Ey vahşi İngiliz sevin bu ejder 
Ateşler saçtı kız kızana karşı. 

Samsun’u yaktırdın güldü dudağın, 
Hem Türk’ü, hem Rum’u sarmış tuzağın, 
Çekilince yarın Hint’ten ayağın 
Gör İslam ne yapar düşmana karşı!”
                                                          Ziya GÖKALP


Derleyen Ali ÇİMEN


Kaynakça:

→Ahmet DEMİR, ''ZİYA GÖKALP’İN KÜÇÜK MECMUA’DAKİ ŞİİRLERİNDE MİLLÎ MÜCADELE'', TÜRÜK Uluslararası Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi,Yıl:6, Sayı:13, 2018, s. 1-26.

Genel Ağdan ulaşmak için BKZ.↴


→TDV İslam Ansiklopedisi, ''Küçük Mecmua'', C.26, Ankara 2002, s.528-529.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl