Ana içeriğe atla

Kırkkilise Muharebesi Nedir?

   I. Balkan Savaşı döneminde Osmanlı Devleti ile Bulgaristan Krallığı arasında yapılan savaşa Kırkkilise Muharebeleri ya da Kırklareli (Lozengrad Savaşı) Savaşı denir. Bu savaşı Osmanlı Devleti kaybetmiştir. Osmanlı Devleti'nin I. Balkan Savaşı'ndan yenik ayrılmasına neden olan Kumanova Muharebesi, Lüleburgaz Muharebesi, İmroz Deniz Muharebesi gibi Kırkkilise Muharebesi de ağır bir mağlubiyettir. Kırkkilise, Kırklareli'nin eski adıdır.


Bulgar Saldırısı Öncesi Son Durum

    Muharebede ilk çatışmalar, 21-24 Ekim 1912 tarihlerinde, Kırklareli ile Edirne arasındaki yaklaşık 65 km'lik bir cephede meydana geldi. Bulgar I. ordusu Edirne'nin kuzeydoğusundan Kırklareli'nin güneybatısına doğru hücum etti. 22 Ekimde Bulgar ve Osmanlı Orduları karşı karşıya geldi. Osmanlılar 23 Ekim'de panik içinde Kırkkilise'yi terk ederek güneydoğu yönüne geri çekilmeye başladı.  Orduların bu düzensiz, disiplinsiz geri çekilişi Pınarhisar-Lüleburgaz  arasındaki Karaağaç Deresine kadar devam etti. Osmanlı ordusu mağlup oluyordu. 24 Ekim'de Bulgar keşif askerleri bu ricati (geri çekiliş) ancak fark etti. 4 koldan saldıran Bulgar ordusu karşısında Osmanlı ordusu bozguna uğrayarak dağılmıştı.

   Osmanlı 3. Kolordu Komutanı Mahmut Muhtar Paşa, bu durumla ilgili şunları belirtiyordu:

''Askeri tarihte, herhangi bir nedeni olmadan benzer bir kaçışın başlamasına hiçbir örnek yoktur. Bulgarlar savaşmadan büyük bir zafer kazandılar. Türkler düşmanın baskısına maruz kalmadan sadece kötü hava koşulları ve yolların durumu nedeniyle yenilerek telafi edilemeyecek bir felakete uğramış gibi kaçtılar ve savaş malzemelerinin üçte birini yitirdiler..Yenilgimizin nedeni askeri örgütlenmemizin kötülüğünde ve ihtiyatlarımızın disiplinsizliğindendir, fakat ana neden bir hafta boyunca devam ederek ordumuzun moralini tümüyle yıkan ve üç gün boyunca yolları ve araziyi trenlerimiz ve topçumuz için geçilmez hale getiren yağmurdur.''

  25 Ekim günü Abdullah Paşa'nın Mahmut Muhtar Paşa'ya söyledikleri dikkate değerdir:

''Bu ordu ile savaşı sürdürmek ve ülkeyi savunmak mümkün değildir. Daha kötü bir duruma düşmemek için, senin de üyesi olduğun hükûmetin sorunu diploması yoluyla çözmesi için yalvarırım.''

Lozengrad Savaşı
Derleyen: Ali ÇİMEN

Kaynakça: 

Ahmet ÖZBEK, Balkan Savaşları'nda Kırklareli (Kırkkilise), TC. Kırklareli Üni. Sosyal Bilimler Ens. Yüksek Lisans Tezi, Temmuz-2018, s.55-62.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl