Kervanların geçtiği ana yollar üzerindeki geçitlerin güvenliğini sağlamakla görevli olan teşkilata Derbent Teşkilatı denir. Farsça geçit demek olan ''der'' ile tutma anlamına gelen ''bend'' sözcüklerinden oluşmuş bir terimdir.
Osmanlı Devleti döneminde ana yolların önem arz eden kavşaklarında derbentçiler için kaleler kurulurdu. Bu kalelerin çevresine cami, okul, han, dükkan gibi yapılar inşa edilirdi. Bölge adeta bir kasabaya çevrilirdi. Osmanlı döneminde bir yerin derbent bölgesi olması için tehlikeli bir yer olması ve eşkiyanın baskınlarına maruz kalması gerekirdi. Böylece ıssız ve tehlikeli yerler derbentler ile iskana açılmaya başlardı.
Derbentçiler, yol üzerinden geçen ticaret kervanlarının güvenliğinin sağlanması, eşkiyanın dar geçitlerde barınmaması için devlet tarafından oluşturulmuş bir teşkilattı. ihtiyaç halinde yolculara rehberlik de yaparlardı. Derbentçilik beratına göre; eğer bir yolcunun malı kaybolursa bunun tazminatı derbentçi tarafından ödenirdi. Ayrıca vergiden muaf tutulurlardı. Derbentçi olacaklar titiz bir seçimle belirlenirdi. Ayrıca gayrimüslimler de derbentçilik yapabilirdi. Derbentçiler için de aynı zamanda menzilcilik de yapan vardı.
17. yüzyılda eşkiyalık faaliyetlerinin artması ile derbentçilerin tesiri azaldı. 1904 Jandarma Nizamnamesi ile darbentçilerin görevleri Zaptiye Teşkilatına bırakıldı.
Derleyen: Ali ÇİMEN
Kaynakça:
→TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt:9, İstanbul 1994, s.162-164.
Yorumlar
Yorum Gönder