Ana içeriğe atla

Ağrı Olayları (İsyanları) 1930 Nedir?

   1926-1930 yılları arasında Ağrı (Karaköse) ve çevresinde Türkiye Cumhuriyetine karşı meydana gelen dış kaynaklı, ayrılıkçı isyan hareketlerine Ağrı Olayları denir. 

   Şeyh Sait İsyanının bastırılmasına rağmen doğu bölgesindeki huzursuzluklar devam ediyordu. Asayiş henüz sağlanamamıştı. Yusuf Taşo ve çetesinin İran sınırını geçtikten sonra hayvan çalarak Ağrı yaylarına sığınması ile tarihe ''Ağrı İsyanları'' diye geçen bir takım olaylar patlak vermeye başladı. 16 Mayıs- 17 Haziran 1926 tarihleri arasında , Yusuf Taşo'nun bin kadar atlıyla gelip kıvılcımını tutuşturduğu, birkaç aşiretin Brosonlu İbrahime'e destek vermesi, Bro Haso Telli'nin ele başı olduğu I. Ağrı Olayları, giderek büyümüştü. Bunun üzerine askeri harekat başlatılmış buna karşın asiler İran sınırına doğru kaçmıştı. İran'ın el altından asilere destek vermesi nedeniyle ikinci askeri harekat düzenlenmişti. 

   Bu esnada Ağrı dışına dikkatleri çekmek amacıyla doğuda bazı aşiretler aracılığıyla çeşitli isyanlar çıkarılmış; bunların tümü bastırılmıştı. Öyle ki Irak'taki Şeyh Barzani'nin Molla Hüseyin Şerif idaresindeki 500 kişilik grubu sınırı geçerek karışıklık çıkarması, yine askeri müdahale ile engellenmişti. Grup kendini Irak tarafına atarak kaçmıştı. 

   İhsan Nuri liderliğinde asiler, Doğubeyazıt'ı denetim altına alınca 1927'de, İngiltere ve İngilizlerin desteklediği Hoybun Cemiyeti'nin yardımlarıyla ''Bağımsız Ağrı Cumhuriyeti'' kurma girişiminde bulundular. 

  Bu süreçten sonra Ağrı'da üçüncü isyanın patlak vermesi gecikmedi. Aşiretler ve çeşitli grupların kalkışmasına karşı Türkiye, 7 Eylül 1930'da geniş çaplı askeri harekat başlatmış, harekat 14 Eylül'de son bulmuş ve asiler kaçarak dağıtılmıştı. 

   Kendisini Ağrı Ayaklanması Başkomutanı ilan eden Yüzbaşı İhsan Nuri, çareyi İran'a kaçmakta bulmuştur. İşin ilginç yönü, adı geçen bu şahsa daha sonra İran Hükumetinin sahip çıkması ve ordusunda görev vermesiydi. 



   Gelişmeleri yakından takip eden İngiltere'nin amacı; Musul'u elinde tutabilmektir. Olayları izleyip raporlaştıran İngilizler, Kürt hareketinin Ağrı'da başarılı olması için Ermeni Taşnaklar tarafından desteklenmesi gerektiğini de belirtmişlerdi. Kürtçü gruplar, Ermeni Taşnak Komitesi mensuplarınca kullanılmak suretiyle, İngiltere’nin organizatörlüğünde Hoybun adlı teşkilatta bir araya gelmişlerdi. Böylece kışkırtma girişimlerinin ve olayların arkasında yine gizli bir İngiliz eli gezinmekteydi.

   Kısacası Ağrı Olaylarının patlak vermesinde dış kaynaklı örgüt Hoybun Cemiyetinin faaliyetleri etkili olmuş, İngilizler siyasi Kürtçülük hareketini el altından desteklemeye devam ederek karışıklığa fırsat vermişlerdir. Bu isyanlar esnasında asi aşiretlerin yanında Ermeni ve Nasturi çetelerin de yer aldığı; bunların İran ve İngiltere tarafından silah-teçhizat olarak beslendiği tespit edilmiştir. Görülen odur ki; İran'ın isyancılara ülkesini bir üs gibi kullandırması, Ermenilerin sıhhi tesisat ve haberleşme araçları sağlaması, İngilizlerin silah ihtiyaçları gidermesi; emperyalizmin yeni kurulan Türkiye'de barış içinde yaşamaya elverişsiz bir ortam meydana getirmesini amaçlamaktaydı.

Derleyen: Ali ÇİMEN


Kaynakça:

Esra SARIKOYUNCU DEĞERLİ, ''Ağrı İsyanlarında Yabancı Parmağı (1926–1930)'',S Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:18, Aralık 2008, ss.113-132.
 Yukarıda adı geçen makaleye genel ağ üzerinden ulaşmak için BKZ.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl