Ana içeriğe atla

Osmanlı Devleti'nde Fikir Akımları LGS Özet

    Osmanlı Dağılma Döneminde; Fransız İhtilali'nden doğan milliyetçilik akımı, Osmanlı Devleti'ni siyasi olarak etkiledi. Milliyetçilik akımı nedeniyle içinde bir çok milleti barındıran Osmanlı Devleti parçalanmaya başladı. Öte taraftan Sanayi İnkılabı, Kapitülasyonlar ve Duyun-i Umumiye nedeniyle, ekonomik açıdan iflas yaşandı. Osmanlı Devleti yıkılmaya başlamıştı. Bu yıkımdan, dağılmadan Osmanlıyı kurtarmak amacıyla çeşitli fikir akımları ortaya çıktı. Bu akımlar kısaca şunlardır:

1-Osmanlıcılık: Osmanlı sınırları içinde yaşayan herkesi hiçbir ayrım yapmadan Osmanlı vatandaşı olarak kabul eden fikir akımıdır. Osmanlıcılığa göre; din, dil, ırk ayrımı yapılmaksızın Osmanlı'da yaşayan herkes Osmanlı vatandaşıdır ve eşittir. Osmanlı'da yaşayan azınlıklar (Rumlar, Sırplar, Ermeniler gibi azınlıklar) isyan edip Osmanlı'dan ayrılmaya başlayınca, Osmanlıcılık önemini kaybetmeye başladı. En fazla kitleye hitap eden fikir akımıdır.

2-İslamcılık: (Ümmetçilik- Panislamizm) Bütün Müslümanların birliğini savunmuştur. Bütün müslümanlar Osmanlı halifesinin çatısı altında birlik içinde yaşamalıdır. I. Dünya Savaşı'nda, Hicaz- Yemen Cephesinde Arapların İngilizlerle işbirliği yaparak Osmanlı'ya saldırması sonucunda önemini kaybetmiştir.

3-Batıcılık: (Garpçılık) Batının bilim ve tekniğinin takip edilmesi gerektiğini, Batı tarzında yenilikler yapılması gerektiğini savunan fikir akımıdır. Osmanlı Devleti, Avrupalı, batılı ülkelerden geri kaldığından bu açığını onları takip ederek kapatmalıdır. Ortaya çıkan en eski fikir akımıdır. Geçmişi Lale Devrine (1718-1730) dayanır. Fakat geç kalınması ve yapılan batı tarzı yeniliklere muhalefet edilmesi gibi nedenlerle bu fikir akımı da Osmanlıyı kurtaramamıştır.

NOT: Kurtuluş Savaşı sonrası Türkiye'de yapılan inkılaplar, Batıcılık fikri doğrultusunda yapılmıştır.

4-Türkçülük: (Turancılık- Pantürkizm) Bütün Türklerin bir arada, milli değerlere sahip çıkarak yaşaması gerektiğini savunan fikir akımıdır. Buna göre kurtuluşun yolu bütün Türklerin birleşmesidir. En son ortaya çıkan fikir akımıdır.

NOT: Kurtuluş Savaşı'nın başlamasında etkili olan fikir Türkçülük (Türk Milliyetçiliği) fikridir.

NOT: Bunların dışında bir de Adem-i Merkeziyetçilik (Teşebbüs-i Şahsi) fikri vardır. Buna göre; Osmanlı'da yaşayan milletler federatif bir yapıda yaşamalı ve bu toplumlara geniş özgürlükler tanınmalıdır.

Hazırlayan: Doğan KILIÇ
                        Sosyal Bilgiler Öğretmeni


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl