Siyasal, ekonomik haklarını, topraklarını koruyamayan güçsüz ülkelerin; kendi topraklarına karşı emelleri olan ülkelerin çıkar çatışmalarından yararlanarak, kendi varlığını devam ettirmek amacıyla bu ülkelerden şartlara, zamana, duruma göre yardım ve destek alıp varlığını sürdürmeye çalışmasına DENGE POLİTİKASI denir. Bazen de ülkeler stratejik çıkarları gereği dost ya da düşman durumda bulunabildiği ve dost-düşman kavramının gelişen olaylara göre değişebildiği ortamda denge siyaseti izlerler. Osmanlı Devletinin XIX. yüzyılda içinde bulunduğu durum ve izlediği siyaset, Denge Politikası için en önemli örneklerden biridir.
Osmanlı Devleti, Dağılma Döneminde varlığını Denge Politikası uygulayarak sürdürmeye çalıştı. Osmanlılar için 1798'te başlayan bu süreç, 1918'e dek sürdü. Fransa'nın Mısır'ı işgal etmesiyle İngiltere ve Rusya'nın desteğini alarak bu duruma karşı koyan Osmanlı, denge politikasının ilk adımlarını atmaya başlamıştı. 1856 Kırım Savaşı ile birlikte Osmanlılar, denge politikasını temel bir politika haline getirdi. Fransa'nın Mısır'ı işgal ettiğinde Fransızlara, Rus ve İngiliz askerleriyle karşı koyan Osmanlı Devleti; Kırım'da Ruslarla savaşırken bu sefer Fransız ve İngilizlerden yardım alıyordu. Almanya'nın siyasi bir güç olarak ortaya çıkmasıyla birlikte dengeler yine değişti. I. Dünya Savaşı sürecinde Osmanlı, Almanya'nın yanında ve onun desteğinde kaldı. Savaştan mağlubiyetle ayrılınca; bu politika en sonunda Osmanlı Devleti'nin varlığını Sevr acımasızlığı ile sonlandırdı.
Türk Kurtuluş Savaşı, yıkılan, eski ve köhne yapının üzerine Sevr utanç belgesini yırtarak Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. II. Dünya Savaşı'nın ardından başlayan ''Soğuk Savaş'' döneminde ise Türkiye, SSCB'nin ''küstah'' isteklerine karşı ABD'nin desteğini sağladı. Bu durum da denge politikası örneği olarak gösterildi.
Yorumlar
Yorum Gönder