Ana içeriğe atla

II. Dünya Savaşı Sırasında Yapılan Konferanslar Özet

Atlantik Bildirisi (1941)

ABD Başkanı Roosevelt ile İngiltere Başbakanı Churchill'in birlikte yayınladıkları bu bildiri, I. Dünya Savaşı sırasındaki Wilson İlkeleri'ne benzetilebilir. Kısaca ABD savaşa katılmadan önce İngiltere'yi de yanına alarak savaş sonrası şartları belirledi. Savaş sonrası; 

* Uluslar kendi kaderlerini kendileri belirleyecek. (Self Determinasyon)

* Savaştan sonra toprak kazanılmayacak.

* Silahsızlanmaya gidilecek.
Atlantik Bildirisi
Casablanca Konferansı (1943)

ABD Başkanı Roosevelt ile İngiltere Başbakanı Churchill arasında yapıldı. Mihver devletlerin kayıtsız-şartsız teslim alınması ve Türkiye'nin de savaşa katılması kararlaştırıldı.

Washington Konferansı (1943)

ABD Başkanı Roosevelt ile İngiltere Başbakanı Churchill arasında yapıldı. İtalya'nın savaş dışı bırakılarak Avrupa'da etkisiz hale getirilmesi ve Türkiye'nin savaşa sokulması kararlaştırıldı.

Tahran Konferansı (1943)

ABD Başkanı Roosevelt, İngiltere Başbakanı Churchill, SSCB lideri Stalin arasında yapıldı. Savaş sonrası barış için uluslararası bir örgütün kurulması kararlaştırıldı. Türkiye'nin savaşa girmesi konuşuldu. 

Yalta Konferansı (4-11 Şubat 1945)

ABD, SSCB ve İngiltere arasında gerçekleşti. Buna göre;

* 1 Mart 1945'e kadar Mihver Devletler'e savaş ilan eden ülkelerin Birleşmiş Milletler'e alınması kararlaştırıldı.

* Almanya'nın üç işgal bölgesine ayrılması istendi.

*Türk boğazlarının statüsünün SSCB lehine değiştirilmesi kararı alındı. Bu kararın Türkiye'ye bildirilmesi istendi.
Yalta Konferansı
San Francisco Konferansı (Nisan 1945)

Türkiye de dahil 51 ülke katıldı. Birleşmiş Millet teşkilatı resmen kuruldu 24 Ekim 1945). ABD, İngiltere, SSCB, Çin, ve Fransa'ya Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde daimi üyelik ve veto hakkı verildi.  Konferans devam ederken, Almanya 7 Mayıs 1945'te kayıtsız şartsız teslim olmuş ve Avrupa'da savaş sona ermişti.
BM'nin Kuruluşu

Postdam Konferansı (17 Temmuz- 2 Ağustos 1945)

Savaş sonrası durumun görüşüldüğü bu toplantı ABD,SSCB ve İngiltere'nin yaptığı son büyük toplantıdır. Konferansta Almanya ve Avusturya, dört işgal bölgesine ayrılmıştır.
Churchill-Roosevelt-Stalin
Bu konferanslardan başka Türkiye'yi II. Dünya Savaşı'na sokabilmek amacıyla Adana ve Kahire'de Türkiye ile masaya oturulmuştur:

Adana Konferansı (30 Ocak- 1 Şubat 1943)

İngiltere Başbakanı Churchill ile Türkiye Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve Türkiye Başbakanı Şükrü Saraçoğlu arasında  yapılan görüşmedir. Görüşmede Türkiye'nin savaşa dahil olması istenmiş; Türkiye ise hazırlıksız olduğunu belirterek savaş dışı kalmayı başarmıştır. Bu arada müttefik devletler ile yakınlaşmıştır.

Kahire Görüşmeleri (4- 6 Aralık 1943)

İngiltere Başbakanı Churchill, ABD Başkanı Roosevelt, Türkiye Cumhurbaşkanı İsmet İnönü arasında yapıldı. Türkiye, savaşa girmezse savaş sonrası yalnız kalacağı bildirildi. Müttefiklerin Türkiye'ye olan baskısı artınca, Türkiye, savaşa girmeyi sadece ilke olarak kabul etti. Yeterince silah verilmedikçe savaşa giremeyeceğini belirtti. 

NOT: Türkiye Adana Konferansı, Tahran Konferansı ve Kahire Görüşmeleri'nde savaşa katılması için açıkça çağrıldı. Casablanca ve Washington Konferansları'nda ise savaşa katılması kararlaştırılmıştı. Fakat Türkiye II. Dünya Savaşı'na katılmadı. Sadece 23 Şubat 1945'te, BM'ye kurucu üye olabilmek için Almanya ve Japonya'ya kağıt üzerinde savaş açtı. 

Roosevelt-İnönü-Churchill
Derleyen: Ali ÇİMEN


 

Yorumlar

  1. 12) II.Dünya Savaşı’nda Almanya’nın teslim olmasından sonra yapılacak barış antlaşmalarının şartları aşağıdaki konfernaslardan hangisinde belirlenmiştir?
    A) Postdam
    B) Yalta
    C)San Fransisco
    D)Kazablanka
    E)Paris

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. A olması lazım. Yalta Şubat 1945 te di. Almanya'nın teslim olmasından sonra diyor ki Almanya

      Sil
    2. Almanya Mayıs 1945 te teslim olduktan sonra Ağustos 1945 te potsdam konferansı yapıldı.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl