Osmanlı'da tarım faaliyetlerinden elde edilen gelir önemli bir paya sahipti. Öyleki tımar sisteminden elde edilen gelir ile VXI. yüzyılda 70-80 bin kişi arasında değişen eyalet ordusu kurulmuştu. Aynı dönem Kapıkulu Ordusu'nun mevcudu 27 bin civarındaydı. XVII. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Osmanlı'nın toplam gelirinin yaklaşık % 40'ı tarım gelirlerinden sağlanmaktaydı. Bu sistem içinde Tımar Sistemi'nin önemi büyüktü. Diğer önemli özellikleri şunlardır:
*Sistem içine alınan topraklar devlet mülküydü. Bu yüzden miras bırakılması, bağışlanması ya da vakfedilmesi yasaktı. Sistem özel mülkiyeti yasaklamıştı.
*Sipahinin ya da köylünün elindeki tımar toprakları keyfi uygulamalar ile alınamaz, sipahilerin de feodalleşmesine, daha geniş topraklara bakmasına izin verilmezdi.
*Sipahi ile reaya yani halk arasındaki ilişkiler kanunlar ile belirlenirdi. Sipahiler ve dirlik sahipleri tımar sisteminin sürekliliğini sağlardı.
*Sipahiler, halkın tımar topraklarında güvenliğini sağlamakla yükümlüydü. Bununla birlikte köyde otururlar ve vergi gelirlerini toplarlardı.
*Eğer köy reayası (halkı) toprakları terk ederse topraklar işlenemez ve sipahi gelirlerini kaybederdi. Bu yüzden köylünün toprağı terk etmesi yasaktı. Sipahi, kadı emrine göre toprağı terk eden köylüyü 15 yıl içerisinde köye dönmeye zorlayabilirdi. eğer köylü gelmez ve kentte iş bulmuşsa sipahiye ''çiftbozan'' vergisi ödemesi gerekmekteydi.
* Köylü toprağı bir başkasına terk etmek isterse sipahi onayı alması gerekirdi.
*Sipahilerin köylü üzerinde egemenlik kurması yasaktı. Böylece feodalleşmesi önlenmişti. Kuralları ihlal eden sipahi tımardan uzaklaştırılırdı. Suç durumunda ceza yetkisi kadılara aitti.
*Köylü, sipahinin evini, ambarını yapmalı, sipahinin ambardaki malını bir günlük mesafeye kadar olan pazarlara taşımalı, sipahinin çayırını biçmeliydi.
çok bilgilendirici teşekkürler
YanıtlaSil