Ana içeriğe atla

Şeyh Recep Olayı Nedir?

   Kurtuluş Savaşı yıllarında Amasya Mülakatları (Görüşmeleri) öncesinde Sivas Postanesi'nin basılmasıyla ilgili olayın adıdır. 

   20-22 Ekim 1919 tarihleri arasında İstanbul Hükümeti ile Temsil Heyeti arasında yapılacak olan Amasya Görüşmeleri öncesinde; Şeyh Recep ve arkadaşları tehditle Sivas Postanesi'ni bastı. Padişah Vahdettin'e, İstanbul Hükümeti temsilcisi ve Bahriye Nazırı Salih Paşa'ya, Temsil Heyeti Başkanı Mustafa Kemal Bey'e  olmak üzere üç adet mektup gönderdiler.

   Mustafa Kemal aleyhinde yapılan, tehditvari mesajlar içeren, ulusal girişimi zedeleyici bu olaydan sonra; Şemsettin oğullarından Şeyh Recep Kamil (Özgüneş) ve arkadaşları İlyasoğlu Ahmet Kemal ile Zaralıoğlu Celal, Sivas Valisi Reşit Paşa tarafından M. Kemal Bey'in isteği doğrultusunda tutuklandı.

   Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal Atatürk; ulusal bilinci oluşturmaya çalışırken en büyük sıkıntıyı bu bilinci baltalamak için uğraşanlar karşısında yaşamıştı. Olayı Nutuk'ta anlatan Mustafa Kemal, Hürriyet ve İtilafçılar'ın yabancılarla ortaklaşa bazı haince girişimlerde bulunduğunu, kendisini kötülemek maksatlı telgraflar çekileceğini haber aldığını belirtmekteydi. Sivas'tan ayrılır ayrılmaz ortalığı karıştırmak için yapılan bu girişim, ayak oyunlarından birisi olarak kaldı. 

  Tutuklanan Şeyh Recep, davasını Samsun'a naklettirdikten sonra bir yolunu bulup soluğu İstanbul'da aldı. Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması ile birlikte yurdu terk etti. Atina'ya kaçtı. Mısır, Mekke, Suriye ülkelerinde yaşadı. Suriye'de Humus bölgesinde yaşarken 1938'de çıkarılan af kanunu çerçevesinde Türkiye'ye geri döndü.

Derleyen: Ali ÇİMEN

Amasya Görüşmeleri

Yorumlar

  1. M. Kemal Olayı Nutuk'ta değerlendirmişti: Yalnız, Efendiler, biz Amasya’ya gelmek üzere Sivas’tan ayrılır ayrılmaz, Sivas’ta pek de hoşa gitmeyen bir olay geçmiştir.

    Bu olay hakkında kısaca bilgi sunayım:

    Amasya’ya vardıktan sonra, İtilâf ve Hürriyet’çilerin yabancılarla birleşerek birtakım haince işlere giriştikleri yolunda bilgiler almıştık. Bunu derhal bir genelge ile her yere bildirmiştim. Sivas’ta da, Padişah’a, aleyhimde telgraf çekilme gibi bir teşebbüs bulunduğunu haber aldım, fakat inanmadım.

    Elbette, Hey’et-i Temsiliye’deki arkadaşlarımızın, karargâhımıza bağlı şahısların, valinin ve daha başkalarının dikkat ve uyanıklığı buna engeldir dedim.

    Oysa, Şeyh Recep ve arkadaşlarından Ahmet Kemal ile Celâl adlarında üç kişi, bir gece telgrafhanede, kendilerine bağlı bir

    telgrafçı vasıtasıyla istedikleri telgrafları çekmişler

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl