Ana içeriğe atla

Meclis Hükümeti Sistemi Nedir?

Meclisin başkanının aynı zamanda hükümetin de başkanı (başbakan) olduğu, hükümetin bakanlarının meclis içerisinden oylama ile tek tek seçilerek kurulan hükümet şekline Meclis Hükümeti Sitemi denir.

Siyasal partilerin olmadığı meclislerde hükümet kurulurken bakanların meclisin salt oyu ile belirlendiği, ''Kuvvetler (Güçler) Birliği'' yapısına dayalı bir sistemdi. Meclisin üstünlüğü ilkesine göre hareket eden sistemde yürütme organı meclis tarafından kullanılırdı. 1921 Teşkilat-ı Esasiye anayasası döneminde ilk TBMMM'de uygulanan sistemdi. 

Çoğulcu demokrasilerde karşılaşılan bu sistemde iki sorun bulunmaktaydı: Bunlardan birincisi tek tek bakanlık seçimi oylamasının zaman kaybına yol açmasıydı. İkincisi ise seçilen bakanların aynı ya da yakın fikirlerde olmaması durumunda eşgüdümlü bir çalışma yapılamayabilir ve Bakanlar Kurulu'nda tartışmalar ve krizler çıkabilirdi.

 23 Nisan 1920'de TBMM açıldığında seçilen ilk meclis başkanı Mustafa Kemal Atatürk, aynı zamanda hükümetin de başkanı yani Başbakan olmuştu. Meclis bakanlarını tek tek seçmiş ve I. Meclis'in hükümeti çalışmaya başlamıştı. 

25 Ekim 1923'te hükümet istifa edince hükümet ve yönetim krizi patlak verdi. Bu durum, Cumhuriyet'in ilan edilmesine ve Kabine Sistemi'ne geçilmesine fırsat doğurdu. 28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümet kurulamamıştı. Fakat 29 Ekim günü anayasaya ''Türkiye Devleti'nin yönetim biçimi Cumhuriyet'tir.'' maddesi eklendikten ve Cumhuriyet rejimine geçildikten sonra Kuvvetler Birliği ilkesinde yumuşamanın ilk adımları atıldı. Yürütme gücünün başında cumhurbaşkanı bulunmaya başladı. Hükümeti de onun atadığı Başbakan ve Bakanlar Kurulu oluşturdu. Kısacası Kabine Sistemi'ne geçiş yapıldı. Böylece yönetim sistemi krizden çıktı.



Derleyen: Ali ÇİMEN

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl