Ana içeriğe atla

Kuvay-ı Milliye'nin Kaldırılması'nın Nedenleri Nelerdir?

* Düşmanı yurttan atacak güçte olmaması

* İşgalleri tamamiyle durduramamaları

* Düzenli, disiplinli düşman ordusuna karşı kesin sonuçlar alamamaları

* Disiplinsiz ve düzensiz olmaları

*Herhangi bir otoriteyi kabul etmemeleri

* İhtiyaçlarını halktan karşılarken bazen zor kullanmaları 

* Suçluları mahkemesiz, yargısız infaz ile cezalandırmaları

* Gediz Muharebeleri'nde başarısız olmaları

* Düzenli ordunun kurulmuş olması

Yorumlar

  1. çok teşekkürler bana yararlı oldu yeniden sağolun

    YanıtlaSil
  2. Kuvayi milliye birlikleri bize vatan savunması yapmış ve her alanda başarılı olduğu tarihte bizlere anlatıldı şimdi burda yazılan lar anlatılanlarla uyuşmuyor kuvayi milliye nin destan zaferleri yaparkene şimdi ne olduda bu duruma geldiler çok şüpheli bir durum yalan dönüyor gibi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizlere, gericiler öyle yalan bir tarih anlattılar ki; kocaman bir sicim ipi birbirine doladılar. Biz o kocaman kör düğümü çözebilmenin ne kadar zor olduğunun bilincindeyiz. Bir kere Kuvay-ı Milliye kavramı aklına geldiğinde şunu bilmelisin: İşgal yıllarında Anadolu'nun işgal edilen her yöresinde düşmana karşı kendi yöresini savunan düzensiz silahlı halk güçleridir; Kuvay-ı Milliye... Bu suretle düşmanı yıpratmaları ve işgalleri güçleştirmeleri olumlu taraflarıdır. Fakat kat'iyetle (kesinlikle) düşmanı yurttan tamamen atacak bir güce sahip değildir. Bunun için bir merkezden yönetilecek düzenli sistemli, emir-komuta zincirinde bir askeri yapıya ihtiyaç vardır. Bu yüzden Kuvay-ı Milliye yerine düzenli ordu kurularak İstiklal Savaşı yapılması ihtiyaçtır. Kuvvacıların bir kısmının halktan zorla yardım alması, bir kısmının eski eşkiya olması ve düzen bilmemesi de cabasıdır. Kimsenin Kuvay-ı Milliyeyi aşağıladığı yok. Kuvay-ı Milliye halk savunmasıdır. Bu savunma ulu Önder tarafından düzen li, nizamlı bir biçime kavuşturularak Kurtuluş Mücadelesi devam etmiş ve zaferle sonuçlanmıştır. Gericilerden tarih dinlemeyin. Gericiler geçmişte yendiğimiz düşmanlarımıza hizmet etmektedirler.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl