Ana içeriğe atla

İstiklal Marşı'nın Kabulu Nedir?

6-10 Ocak 1921 tarihinde Batı Cephesi'nde TBMM düzenli orduları Yunan Orduları karşısında I. İnönü Savaşı'nda galip gelmişti. Bu moral ve motivasyon havası içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı (Maarif Vekaleti), Kurtuluş Savaşı'nın anlamını ve bağımsızlık bilincini sembolleştirecek bir marş projesi ortaya koydu. Bu proje çerçevesinde milli bir marş yarışması düzenlendi. 500 tl ödüllü güfte yarışmasına 724 şiir katıldı. 

İstiklal Marşı
Para ödülü nedeniyle yarışmaya katılmayan Burdur milletvekili, şair Mehmet Akif Ersoy, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey'in (Tanrıöver) ikna etmesiyle yazdığı İstiklal Marşı şiirini yarışmaya teslim etti.

12 Mart  1921'de TBMM, Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı İstiklal Marşı'nı alkışlarla Ulusal Marş olarak kabul etti. Karşılığında Mehmet Akif konulan ödülü almadı. Hatta ünlü eseri Safahat'a ki şiirlerini topladığı eserdir, İstiklal Marşı'nı koymadı. Çünkü bu marş ona göre Türk Milleti'nin eseriydi. İstiklal Marşı'nı ilk kez  Hamdullah Suphi Bey okudu.

İkinci yarışma İstiklal Marşı'nın bestesi için yapıldı. 24 bestenin katıldığı yarışmada Ali Rıfat Çağatay'ın bestesi, seçici kurul tarafından 1924'te İstiklal Marşı'nın bestesi olarak seçildi. 1930'a kadar bu beste kullanıldı. 1930'da ise dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası şefi Osman Zeki Üngör'ün bestesi İstiklal Marşı'nın bestesi olarak kabul edildi. 1922'de hazırlanan bu beste günümüzde Türkiye Cumhuriyeti İstiklal Marşı'nın bestesi olarak kullanılmaktadır.

İSTİKLAL MARŞI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl