Ana içeriğe atla

Wilson İlkeleri Nedir?

WİLSON İLKELERİ
(8 Ocak 1918)

Amerika Birleşik Devletleri’nin I. Dünya Savaşı’na girme koşullarıdır. ABD başkanı ve aynı zamanda uluslararası ilişkiler profesörü olan Woodrow Wilson tarafından yayınlanmıştır.

Wilson İlkelerinde temel amaç barıştır. Savaştan sonra galip gelen ve mağlup olan devletler arasında uyulması gereken kurallar belirtilmiştir. Bir daha böyle büyük bir savaşın yaşanmaması istenmektedir. ABD başkanı Wilson’un ortaya koyduğu 14 madde, genel itibariyle İngiltere ve Fransa’nın sömürgeci çıkarlarına aykırıdır. Fakat ABD’ye bu savaşta ihtiyaçları vardır. Bu arada ilkeler, İttifak Devletleri için de bir umut ışığı olmuştur. ABD ise her ne kadar görüntüde barış amacında olsa da asıl amacı; İngiltere ve Fransa’nın savaş sonrası yeni sömürgeler elde etmesini ve çok güçlenmesini istememektedir. 

Woodrow Wilson


Wilson İlkeleri üç ana ilke etrafında şekillenir:

a) Milletler Cemiyeti’nin (Cemiyet-i Akvam) kurulmasıyla dünya barışını güvence altına alma

b) Halkların özgürlüğü

c) Herkese adil ve eşit davranma

Wilson’un belli başlı ilkeleri şunlardır:

1. I. Dünya Savaşı’nı galip bitiren devletler, mağluplardan toprak almayacak.

YORUM: Amaç, yenenler ile yenilenler arasında düşmanlık tohumları atmamaktır.  Ayrıca sömürgeler elde etmeyi yasaklayan bu madde manda ve himaye fikri ile savaş sonrası delinecektir.

DİKKAT: Bu maddeye güvenen İttifak Devletleri, ateşkes ve barış teklifinde bulunmuşlardır. Osmanlı Devleti de Mondros Ateşkes Anlaşması’nı imzalarken bu maddeye güvenmiştir.

2. Her ulus, çoğunlukta bulunduğu bölgelerde bağımsız bir devlet kurma hakkına sahiptir. (Self Determinasyon)

YORUM: Madde sömürgeciliğin karşıtıdır. Fakat mandacılık fikri bu maddeyi de geçersiz kılacaktır.

3. Savaşı kazanan ülkeler, kaybedenlerden savaş tazminatı almayacaktır.

YORUM: İtilaf Devletleri savaş sonrası ‘’onarım bedeli’’ adı altında savaş tazminatlarını koparacaklardır. Yıllar sonra ise Lozan Anlaşması’nda Türkiye’nin savaş tazminatı isteğini, Wilson İlkeleri’ne aykırıdır, diyerek reddedeceklerdir. Bu çelişki, ilm-i siyasetin inceliğidir.

4. Türklerin çoğunlukta bulunduğu Osmanlı topraklarında bir Türk devleti kurulacaktır. Bu bölgelerde kesin Türk egemenliği sağlanmalıdır.

YORUM: Mondros Anlaşması’nın ünlü 7. maddesi ile İtilaf Devletleri Osmanlı’yı işgal altına almaya başlayınca bu ilkeyi çiğnemişlerdir.

DİKKAT: Anadolu’da kurulan Müdafa-i Hukuk Dernekleri (Yararlı Cemiyetler) bu maddeye dayanarak, yaşadıkları bölgelerin Türk olduğunu kamuoyuna, basın ve yayın yoluyla kanıtlamaya çalışmışlardır.

DİKKAT: Bu madde, 28 Ocak 1920’de Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde ilan edilen Misak-ı Milli kararlarına da etki etmiştir.

5. Osmanlı Devleti’nde yaşayan azınlıklara kendi kendilerini yönetme hakkı verilmelidir.

YORUM: Azınlıklar bu madde ile Anadolu’da bağımsız devletler kurmak istemişlerdir.

DİKKAT: Mondros sonrası Azınlıkların (Rum, Ermeni) kurduğu zararlı cemiyetler, bu maddeyi bir fırsat bilmişlerdir.

6. Ermeniler, çoğunlukta bulundukları Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni Devleti kurabileceklerdir.

DİKKAT: Uluslar arası alanda, Ermeni Devleti’nden dolaylı olarak söz eden ilk belge Wilson İlkeleri’dir.  General Harbord Raporu ile ABD burada Türklerin çoğunlukta olduğunu görecektir. ABD, Ermeni Devleti kurulması pahalı geleceğinden olsa gerek bu düşüncesine ara verecektir.

7. Boğazlar, tüm dünya devletlerine açık olacaktır. Boğazların yönetimini uluslar arası bir komisyon üstlenecektir.

DİKKAT: Boğazlar Komisyonu, bundan başka sırasıyla Mondros Ateşkes Anlaşması, Misak-ı Milli Kararları, Sevr Anlaşması, Lozan Anlaşması’nda da yer almıştır. 1936 Montrö ( Montreux) Boğazlar Sözleşmesi ile Boğazlar Komisyonu kaldırıldı.

8. Devletlerarası gizli diplomasiye son verilecektir. Barış anlaşmaları açık olarak yapılmalıdır.

YORUM: Gizli anlaşmalar, hukuken geçersiz sayılmıştır.

9. Devletler arasındaki sorunlar, devletlerin temsilcilerinden oluşan ve eşitlik ilkesi doğrultusunda kurulacak bir kurul tarafından çözümlenmelidir.

YORUM: Bu madde ile savaş sonrası Milletler Cemiyeti kurulmuştur. II. Dünya Savaşı’nın çıkması, Milletler Cemiyeti’nin etkisizliğini ortaya koyar. Bazı devletlere büyük devlet statüsü tanınması ve ‘cemiyetin ’Yenenler Kulübü’’ özelliği göstermesi, cemiyetin eşitsizlik üzerine oturduğuna da işarettir.

10. Ülkeler arasındaki silahlanma yarışı sona ermelidir.

11. Alsas- Loren (Alsace-Lorraine) Fransa’ya verilmelidir.

12.Polonya, Belçika yeniden kurulmalıdır.

13. Uluslar arası ekonomik engeller kaldırılmalı, devletler arasında eşitlik sağlanmalıdır.

14. Karasuları dışındaki denizlerde tam serbestlik sağlanmalıdır. 

YORUMLAR: Wilson İlkeleri maddeleri arasında; boğazlar, ticari ve ekonomik koşullar gibi maddeler de yer almıştı. ABD, sömürgeciliği engellemeye çalışmış, her millete kendi kaderini kendi tayin hakkını vermişti. Amerika, eğer sömürgecilik yıkılırsa dünya ticaretine kolaylıkla ağırlığını koyabileceğini düşünmekteydi.

Sömürgeciliğin yıkılış teorisi Wilson İlkeleri’ne aittir. Fakat uygulaması Türkiye tarafından yapılmıştır. Türk Kurtuluş Savaşı sömürgeciliğe karşı zaferi kazanmıştır.

Değerli Öğrenciler; Mondros Ateşkes Anlaşması, Zararlı-Yararlı Cemiyetler, Misak-ı Milli Kararları konularının Wilson İlkeleri konusu ile bağlantılı olduğuna dikkat ediniz.

Hazırlayan: Ali ÇİMEN

Wilson İlkeleri



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hicrî Takvim Miladi Takvime Nasıl Çevrilir?

Örnek: Hicrî 1431 yılını Miladi Takvime Çevirme Aşamaları: I. Aşama : 1441 Hicrî yıl 33 sayısına bölünür. Çünkü 1 Hicri yıl yaklaşık 354 gündür. Hicrî takvim kamerî, yani aya dayalı düzenlenir. Güneşe dayalı düzenlenen Miladi Takvimde ise 1 miladi yıl yaklaşık 365 gündür. İki takvim arasında bir yıllık sürede 11 günlük fark görülür. Bu fark toplamda her 33 yılda 1 yıl olmuş olur. 1431/ 33 = 43,36...→ yaklaşık 43. Böylece 33 yılda 1 yıllık farktan 1431 yılda kaç yıl fark olduğu ortaya çıkar. II. Aşama :  Yukarıda çıkan sonuç, Hicri yıldan çıkarılır. 1431-43= 1388 Böylece Hicri Takvimin Miladi takvim ile arasındaki fark düzeltilmiş oldu. III. Aşama : Yukarıda çıkan sonuç yıl farkı alınmış hicri tarihtir. Son olarak bu sonuca iki takvim arasında 622 yıl farkı eklenir. Hicrî Takvim başlangıcı, İslam Dini Peygamberi Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye Hicreti olayıdır. Bu olay Miladi 622'de olmuştur. 622 rakamı   iki takvim arasındaki yıl farkı

Tevaif-i Mülük Devletler Ne Demektir?

   Abbasi Devleti'nin (750-1258) merkezi otoritesinin zayıflaması ve Abbasiler'e bağlı yöneticilerin (Emir'ül Umeralar) kendi bölgelerinde bağımsızlıklarını ilan etmeleri ile ortaya çıkan feodal devletlere Tevaif-i Mülük Devletler denir. Tevaif'ül Mülük Devletler, Abbasiler'in çözülmesine ve parçalanmasına zemin hazırlamıştır.  Ayrıca BKZ. → Emir'ül Umera Nedir? ↴ http://www.sessiztarih.net/2014/08/emirul-umera-nedir.html Tevaif-i Mülük Devletler    şunlardır: * Mısır 'da; - Tolunoğulları (Mısır'da kurulan ilk Türk- İslam Devleti) - İhşitler (Akşitler) (Mısır'da kurulan 2. Türk-İslam Devleti) Ayrıca BKZ. → Hicaz'a egemen olan ilk Türk devleti ↴ http://www.sessiztarih.net/2014/05/hicaza-egemen-olan-ilk-turk-devleti.html - Fatimiler (Şii Arap Devleti) * İran 'da; - Tahiriler - Saffariler - Büveyhoğulları * Horasan 'da; - Samanoğulları * Kuzey Afrika 'da; - Ağlebiler - İd

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay