Ana içeriğe atla

Tekalif-i Milliye Emirleri Nelerdir?

Tekalif-i Milliye Emirleri
(Ulusal Yükümlülük Buyrukları)
(7-8 Ağustos 1921)

Ordunun ihtiyaçlarını karşılamak, savaş gücünü artırmak amacıyla başkomutan Mustafa Kemal'in TBMM'nin yetkilerini kullanarak çıkardığı ulusal yükümlülüklerdir.

Tekalif-i Milliye Emirleri şunlardır:

1- Her ilçede bir tane Tekalif-i Milliye Komisyonu kurulacak

2- Her ev birer çamaşır, birer çift çorap ve çarık hazırlayıp komisyonlara verecek.

3- Tüccarın ve halkın elinde bulunan her türlü giyim eşyasının yüzde kırkına bedeli sonradan ödenmek koşuluyla el konulacak.

4- Yurtta mevcut yiyecek maddelerinin yüzde kırkına el konulacak.

5- Halkın elindeki taşıt araçlarıyla ayda bir kez yüz kilometrelik askeri ulaşım yapılacak.

6- Ordunun yiyeceği ve giyeceği için gerekli olan bütün sahipsiz mallara el konulacak.

7- Memleketteki demirci, dökümcü, nalbant, marangoz, terzi gibi el sanatkarları ordunun emrine girecek.

8- Halkın elinde bulunan taşıt araçları ile binek hayvanların yüzde yirmisine el konulacak.

9- Her aile bir askeri giydirecek.

10- Halk, elindeki silah ve cephaneyi orduya teslim edecek.

Bu buyrukların yerine getirilmesi, çabuklaştırılması ve otoritenin sağlanması için çeşitli illerde yeni İstiklal Mahkemeleri kuruldu. Hatta Güney ve Doğu cephelerindeki kuvvetler Sakarya'da toplandı. 40 yaşına kadar olan bütün erkekler silah altına çağrıldı. Tüm bu hazırlıklar sonrası Mustafa Kemal, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak) ile birlikte cepheye giderek ordunun komutasını üzerine aldı.

Tekalif-i Milliye Emirleri, Kütahya-Eskişehir Savaşları sonrası, Sakarya Meydan Savaşı öncesi yayımlandı. Fakat Sakarya Savaşı'na büyük bir fayda sağlamadı. Asıl fayda sağladığı savaş, Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz olmuştu.

Türkiye Halkı Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra verdiği yardımların bedelini geri istemedi.

Hazırlayan: Ali ÇİMEN

  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl