Ana içeriğe atla

Osmanlı'da Medrese Sistemi

Osmanlı Devleti'nde Medrese Sistemi
Peykler Medresesi -Edirne

 Osmanlı'da temel eğitim kurumu medreselerdi. Medreseler (yüksek okullar) vakıflar tarafından kurulur ve yönetilirdi. Osmanlı'da medreselerde eğitim iki koldan yürütülürdü. Sosyal Bilimler ağırlıklı kolu bitirenler; kazasker, müftü, müderris, imam, hatip gibi yönetici sınıftan kişiler olurdu. Pozitif Bilimler ağırlıklı kolu bitirenler ise; mühendis, doktor, mimar gibi meslek gruplarına dahil olurdu.

 Osmanlılar ilk kez medreseyi Orhan Bey döneminde İznik'te kurdu. Kuruluş Dönemi'nde medrese, ancak lise dengi bir okul olarak açılabilmişti. Çünkü yeterli derecede bilim adamı yoktu. Bu dönemde bilim adamları Suriye ve Mısır'dan getirilirdi. Zamanla başkentler Bursa'da, Edirne'de İstanbul'da medreseler açılmaya başlandı. Yükseköğretim düzeyinde eğitim verebilecek kapasiteye ulaşan bu medreselerde, en büyük gelişme Fatih döneminde Sahn-ı Seman medreselerinin açılmasıyla yaşandı. Kanuni dönemindeki Süleymaniye Medreseleri ile gelişme devam etti.

İznik - Süleyman Paşa Medresesi

Osmanlı yönetici sınıflarından İlmiye'nin mensupları, medreseden yetişirdi. Medreseyi bitirenler kadılık, nişancılık, defterdarlık, müftülük, müderrislik ve cami hizmetleri gibi görevlere atanırdı.





 Medreseler öğretim alanlarına göre çeşitli kısımlara ayrılmıştı:

a)Darüttıb Medresesi: Tıp ağırlıklı eğitim verilirdi.

b)Darülhendese Medresesi: Matematik ağırlıklı eğitim verilirdi.

c)Medresetülmütehassısın: İlahiyat ağırlıklı eğitim verilirdi.

d)Darülhadis: Hadislerle ilgili eğitim verilirdi. ilk kez Kanuni döneminde açıldı.

e)Darülkurra: Kur'an-ı Kerim'i okuma uzmanlığını öğreten kısımdı.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl